İsmail Küçükkaya

İsmail Küçükkaya

Siyasete Ders

Dün tüm Türkiye muhteşem dört kadını konuştu. Herkes, hepimiz canlı yayında şahit oldukları, duydukları karşısında sarsıldı. Behice hanım, Ayten Hanım, Fatma hanım ve Şirin hanım.

Onlar tarım işçileri. Agrobay Tarım çalışanları. hak arama mücadelesi veriyorlar.

Tazminatlarının ödenmesini ve yatmamış maaşlarını istiyorlar.

Onlar bize siyasetin halktan ne kadar koptuğunu gösteriyor. Medyanın körlüğünü de apaçık ortaya koyuyorlar. Ne dediler dün? “Sizin dışınızda, Halk TV dışında bizim sesimizi kimse duymadı. Hiçbiri haber yapmadı.”

Kimsesizlerin kimsesi olan Cumhuriyetimizde siyaset ve medyanın durumu bu.

Her partiye gitmişler. Tuncay Özkan, Aylin Nazlıaka, Özgür Özel… Binali Yıldırım… Hem CHP’li hem MHP’li belediyeler de… kimse yanlarında olmamış. Yeniden işe girme taleplerinden bile vazgeçmişler. "Tazminatımızı ödeyin. Haksız ve ağır işten çıkarma maddesini ortadan kaldırın" diyorlar.

basliksiz-34.jpg

“Sendikadan çık” demiş Binali Yıldırım.

Ülkede başbakanlık yapmış bir isim…
Çocuklarını öğrendiniz değil mi emekçi kadınların. Çocukları okul birincisi. Okumaktan başka kendimizi nasıl kurtarabiliriz ki!

Başka ne duyduk dün?

"Hakkımızı ararken bizim karşımıza Jandarma ve polisi niye dikiyorlar? Üstelik biz kadınız. Neden müdahalede bulunuyorlar?"

Konuklarımdan Şirin hanımın ayağı alçılıydı.

Polis müdahalesinde kırılmış..

Başka?

İşten atılan Fatma hanıma, aynı işyerinde çalışan kocası üzerinden baskı kurmuşlar. Adam ‘eşim yanlış bişey yapmıyor ki’ demiş. Kendisi sendikasız çalışan adam karısına müdahale etmemiş.

Onların hayatları ve mücadelelerinden çıkarılacak dersler de var.. Örneğin Ayten Hanım'ın iki kızından avukat olanın bugün annesinin direnişinde onu savunması ve annesinin üyesi olduğu sendikanın avukatı olması gibi...

Soralım şimdi:

Kadın hakları derken bu emekçi kadının sesi neden duyulmuyor? İktidarıyla muhalefetiyle Türk siyaseti onları neden görmüyor?

Ya medya? Medya halkına neden bu kadar uzak? Neden bu kadar mesafeli?

Önceki ve Sonraki Yazılar
İsmail Küçükkaya Arşivi