Serpil Yılmaz
Şimşek’in “Eylem Planı”
Türkiye’den küskün bakan olarak gittiği Londra’dan bıraktığı koltuğa dönen Mehmet Şimşek’in, ısınan ekonomiye olası “yelpaze etkisini” konuşuyoruz; daha azı mümkün, fazlası şüpheli!
Şimşek ekinin hazırladığı “Ekonomi Politikaları Eylem Planı” nı yayımlıyorum.
Bu planda, Hazine’de gedik açan KÖİ projelerinde şeffaflık ve rekabetin tesisi soru işaretleriyle dolu.
* * *
Ekonomi yönetimi Şimşek’e teslim edilmiş sayılmaz.
Erdoğan, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na Mehmet Şimşek’i, Merkez Bankası Başkanlığı’na Hafize Gaye Erkan’ı atarken iki karşı hamlede de bulundu.
Erkan’a Merkez Bankası Başkanlığı koltuğunu devreden Prof.Dr. Şahap Kavcıoğlu’nun Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanlığı’na atanması; “ekonomi yönetiminde” dengeleme politikasının yansıması olarak okunabilir.
İstihdam ve yatırım politikalarını önceleyen eski Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak atanması da Erdoğan’ın finans patronluğunu kimseye teslim etmeyeceğinin tescilidir.
Ekonomi yönetiminde çok da üzerinde durulmayan bir başka “kritik” atama Ticaret Bakanlığı’nda gerçekleşti.
Ticaret Bakanlığı döneminde, bakanlığına dezenfektan satmasının ortaya çıkması ile görevinden alınan Ruhsar Pekcan, TOBB’un içinden geliyordu.
Pekcan’ın yerine gelen Mehmet Muş, “damat bakan” Berat Albayrak’ın kadrosuydu…
Yeni Şafak gazetesinin sahibi Albayrak Grubu’nda üst düzey yöneticilik yapan Ticaret Bakanı Prof.Dr. Ömer Bolat, AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) üyesi.
Bolat, 1993 yılında Genel Sekreterliği görevine başladığı Müstakil Sanayiciler ve İşadamları Derneği (MÜSİAD)’nde 4 yıl Genel Başkan Yardımcısı ve 4 yıl da Genel Başkan olarak görev yaptı.
Erdoğan, “ağzını kredi musluklarına” dayayan iş kesimini yanına alıyor.
* * *
Erdoğan’ın birbirinin zıttı iki kavramı birbirine ekleyerek “muhafazar devrimcilik” olarak çerçevelediği siyasal hedeflerine uygun kadro hareketi, Şimşek’i “gölge bakan” konumuna indirger mi?
20 Mart’ta Erdoğan ile yaptığı görüşmeden “Aktif siyaseti düşünmüyorum” diyerek çıkan Şimşek’in “bakanlık” makamına gelmesine kadar geçen sürede neler oldu?
Külliye’ye yakın kaynaklar, ilkin Erdoğan’ın aklında Şimşek’e “bakanlık” teklifi olmadığını iddia ediyorlar.
Şimşek de “düz” bir milletvekili olarak Londra’dan dönmeye razı olmadı.
Devreye Cumhurbaşkanı’nın etkili eski bir danışmanı girdi.
17 Mart’ta tedavi amacıyla Almanya’da bulunduğu sırada Şimşek’i ziyaret etti.
Cezayir ve İran’da ticari faaliyetleri olan danışmanın çabası ilk görüşmede, Şimşek’i ikna etmeye yetmedi.
Aralarında neredeyse bir kaç-kovala dönemi yaşandı.
* * *
Şimşek’in Türkiye’ye gelişi Erdoğan’ın yaldızlı davetiyesi ile olmasa da, AKP iktidarının Batı dünyasına sırtını döneceği zamanın, bu zaman olmadığı herkesin kabulü!..
Döviz ihtiyacı malum; dış borç yükü, cari açık, dış ticaret açığı…
Cumhurbaşkanlığı seçiminin geride bırakıldığı ve bakanların ilan edildiği 28 Mayıs’a giden süreçte Erdoğan’ın açıklamalarından Şimşek ile temasın 20 Mart’ta kesilmediğini anlaşılıyordu.
Günün sonunda “ekonomide akılcı politikalar” uygulayacağını söyleyen Şimşek’e bir tür güvence verilmiş olacak ki, bakan olarak Türkiye’ye döndü.
İşin özeti şu ki; Erdoğan yönetimi Körfez ülkeleri ve Rusya ile ne kadar yakınlaşırsa yakınlaşsın, Batılı finans çevrelerinin Türkiye ekonomisine güven duymasını sağlamak gerekiyor.
Bunun için de küresel finans piyasalarına akredite ekonomistlerden Şimşek ve Erkan’a görev çıktı.
* * *
Erdoğan 6 Nisan’da katıldığı bir canlı yayında “Uzun yıllar ekonomi yönetimimizde yer alan Mehmet Şimşek kardeşimizin koordinasyonunda bir ekip bu doğrultuda hazırlıklar yapıyor” diyordu.
Erdoğan’ın sözünü ettiği hazırlık, Şimşek’in Erdoğan’a sunduğu eylem planıydı.
Planda “Hedef”, “Politika”, “Politika Araçları”, “İlgili Kurumlar”, “Takvim” sütunları açıldı.
Planın “takvim sütunu” boş.
“Kamu harcamalarının verimlilik ve etkinliği sağlanması” hedefini içeren maddelerde de bırakılan boşluklar dikkat çekiyor.
Mücadele araçları kayda geçmeyen ve “temenni düzeyinde” kalan maddeler şunlar:
*Kamu mali yönetimi ve ihale sistemini geliştirecek, kamu hizmetlerinin etkin bir şekilde sunulmasını sağlayacak reformlar.”
(Bu maddede ilgili kurum olarak Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yanı sıra Cumhurbaşkanlığı Strateji Başkanlığı da belirlenmiş.)
*4734 sayılı Kamu İhale Kanunundaki istisnalar önemli ölçüde azaltılacaktır. Muhafaza edilen istisnalar da düzenli olarak izlenecek ve denetlenecektir.
*Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) uygulamalarında etkinliği, şeffaflığı ve bütünlüğü sağlayacak KÖİ Çerçeve Kanunu çalışmaları tamamlanacaktır.
* * *
Yatırımlar Batı’dan geliyor…
2022 yılı ilk 6 aylık Uluslararası Doğrudan Yatırımlar (UDY) verilerine göre Türkiye'ye en fazla yatırım yapan ülke 590 milyon dolar ile Hollanda oldu.
İsviçre 513 milyon dolarlık yatırımla ikinci, Almanya 211 milyon dolarla üçüncü sırada yer aldı.
Amerika’nın önde gelen ekonomi kanalı Bloomberg’e konuşan küresel yatırım şirketi Ninety One’ın yöneticilerinden Thys Louw, Erdoğan’ın “faiz neden enflasyon sonuç” teziyle ters düşen Naci Ağbal’ın TCMB Başkanlığı görevinden alınması deneyimini anımsatıyor.
Aynı haberde Şimşek-Erkan ikilisine ne kadar alan açılacağını sorgulayan Louw’un “Bu filmi daha önce gördük” sözlerine yer veriliyor.
Tüm bu gelişmeler yaşanırken; ABD merkezli yatırım bankası JPMorgan’ın ekonomisti Nicolaie Alexandru-Chirescius yayınladığı raporda, "Yukarı yönlü riskler olmakla birlikte yıl sonu politika faizi tahminimizi yüzde 30 olarak devam ettiriyoruz. Kredilerde sıkılaşma ile birlikte 2023'ün ikinci yarısında resesyon tahmin ediyoruz" yorumuna yer verdi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB)’ndan sert faiz artışı bekleyen küresel piyasalara ilk mesaj önümüzdeki günlerde verilmiş olacak…
Politika faiz oranını belirleyen Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) 22 Haziran’da toplanacak.
Şimşek’in ilk sınav günü…
Küresel finans piyasalarının tepkisini o gün göreceğiz.
Hazine’ye yük getiren KÖİ projelerinin dağılımı şöyle:
- KÖİ modeliyle gerçekleştirilen projelerin yatırım tutarlarının sektörel dağılımına bakıldığında; 2022 yılı Kasım ayı fiyatlarıyla 30,15 Milyar ABD Doları ile karayolu sektörünün ilk sırada olduğu görülmektedir. Havaalanları ise 23,31 Milyar ABD Doları ile ikinci sıradadır. Bunu 21,07 Milyar ABD Doları ile enerji sektörü takip etmektedir. Yap-Kirala-Devret modeliyle gerçekleştirilen sağlık projeleri 12,68 Milyar ABD Doları ile dördüncü sıradadır.
- İşletme hakkı devri bedellerinin sektörel dağılımına bakıldığında havaalanlarının 71,67 Milyar ABD Doları ile (KDV dâhil, 2022 yılı Kasım ayı fiyatlarıyla) birinci sırada bulunduğu görülmektedir. Bunu 22,03 Milyar ABD Doları ile enerji sektörü, 3,15 Milyar ABD Doları ile limanlar ve 3.09 Milyar ABD Doları ile yat limanları takip etmektedir.