Ayşenur Arslan

Ayşenur Arslan

Şeref endeksi düşüşte: Seviye yerlerde!!

Sık sık sokağa, meydana çıkıp bağırmak istiyorum: UYANIN.. MEMLEKETİ NE HALE GETİRDİLER GÖRÜN.. SUSMAYIN! BUNLARA LAYIK DEĞİLİZ!
Önce Milli Eğitim Bakanı, sonra Erdoğan konuştu.
Lise eğitimini toptan kaldırmayı, üniversiteyi de üç yıla indirmeyi düşünüyorlarmış. Çocuk gelinler ve çocuk işçilerin yolunu gözleyen şeriatçı tayfa ellerini ovuşturuyordur herhalde.
Adım adım kindar ve dindar nesil yaratma yolunda ilerliyorlar.
Yeter ki insanlar okuyup, düşünüp ülke gerçeklerinin farkına varmasın!!
*. *. *
CHP Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz’ı tanıyorsunuzdur. Türkiye'nin nadir toprak elementleri rezervlerinin ABD ile pazarlık konusu yapıldığı iddialarında sürecin aylar öncesinden planlandığını ortaya çıkardı. Hem de belgesiyle.
Kaynak 5 Mart 2025'te ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nde Boşluğu “Doğu ve Batı arasında Türkiye" başlıklı toplantının tutanakları.
  • Toplantı tutanaklarında Trump yönetiminin Türkiye’deki 694 milyon tonluk nadir toprak elementi yatağını stratejik bir hedef olarak gördüğü ve Ankara'yı masaya oturtmayı planladığı anlaşılıyor.
  • Nitekim, ABD'li yetkililerin daha önceki açıklamalarında da Türkiye'nin nadir toprak yatakları "stratejik fırsat" olarak nitelendirilmişti.
  • Tutanaklarda, eğer ABD Türkiye ile bir anlaşma yapmazsa, bu "boşluğu başkasının dolduracağı" (Çin kastedilerek) endişesinin dile getirildiği belirtiliyor.
  • Bu nedenle, Türkiye ile masaya oturma rolünü rakiplerden önce ABD'nin üstlenmesinin önemle vurgulandığı iddia ediliyor.
  • Toplantıda Çin'in, dünyadaki işlenmiş kritik minerallerin %92'sini kontrol ettiğine dikkat çekildiği de belirtiliyor.
Saray medyasının görmezden geldiği meselenin boyutu olağanüstü önemde. Günümüz itibariyle petrolden daha değerli mesela. Zira enerji dönüşümü, silah sanayi, elektronik ve sağlık teknolojilerinde kritik rol oynuyor.

Rüzgar türbinleri ve elektrikli araç motorlarında kullanılan kalıcı mıknatıslar, bu elementlere bağlı. Ayrıca depolama sistemleri, akıllı telefonlar, lazer sistemleri, hatta modern savaş uçakları da bu metalleri kullanıyor.

Trump’ın Ukrayna’daki nadir toprak elementleri için askeri yardım karşılığında Zelenski’yi sıkıştırdığını okuyorduk. Erdoğan’ın Beyaz Saray randevusunda da elementlerin konuşulduğu sızmıştı.

Memleketin nadir namuslu siyasetçilerinden Deniz Yavuzyılmaz’ın araştırmasıyla öğrendik ki, Eskişehir’deki yataklar için imza atılmadıysa bile söz kesilmiş gibi!

* * *

Osmanlı’daki kapitülasyonlar, Şah dönemi İran’da petrolün millileştirilmesinin engellenmesi.. Konu bu kadar önemli ve değerli!

Nitekim CHP lideri Özgür Özel, meselenin önemini vurgulayan bir konuşmayla “yalvarıyorum ülkeye bu kötülüğü yapmayın” dedi.

Peki… Eğer ruhlarını Erdoğan’a teslim etmedilerse, içlerinde zerre akıl vicdan kaldıysa başta yandaş medya mensupları ve bilumum iktidar yanlısı siyasetçiler ne yapıyor?

Öncelikle bu topa asla girmiyor!

“Erdoğan’ı daha nasıl övebilirim” diye kafa yorarken seviyeyi yok mertebesine indiriyor.

Alın size bir örnek: Utanmasını beklemesem de köşesini yazdıktan sonra aynaya bakmasını önereceğim Abdülkadir Selvi.

“Yeni dönemde iki siyaset tarzının mücadelesine tanık olacak… Özgür Özel’in gerilim siyaseti ile Erdoğan’ın kucaklayıcı siyasetinin çarpışmasını izleyeceğiz. Özgür Özel, gelecek sene de aynı tavrı sürdüreceklerini açıkladı. Özgür Özel, her fırsatta gerecek. Erdoğan’ı ve AK Parti’yi protesto edecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise her fırsatta kucaklayıcı ve kapsayıcı olacak. Muhalefet partilerinin tüm renklerini etrafında toplamaya çalışacak. Diyaloğu esas alacak. Erdoğan dün milletvekillerine yaptığı konuşmada bunun ipuçlarını verdi. “Gerginlik siyasetinin, kutuplaşma siyasetinin, kamplaşma siyasetinin içinde asla olmadık, inşallah bundan sonra da olmayacağız” Bakalım Erdoğan’ın kucaklayıcı siyaseti mi yoksa Özgür Özel’in sertlik siyaseti mi galip gelecek.”

CHP’yi ilk kez yüzde 40’a yakın oya taşıyan Özgür Özel’in altından koltuğu çekmeye.. Cumhurbaşkanı adayını ve onlarca belediye başkanıyla yöneticisini hapse atmaya.. Hapisle korkutulan isimlere AKP rozeti takmaya İTİRAZI GERGİNLİK SİYASETİ olacak..

16 yaşındaki çocuklar bile cumhurbaşkanına hakaretten tutuklanırken, ülke tarikatlara teslim edilirken, tek derdi “hayatı boyunca iktidarda kalmak” olan Erdoğan’ın, bu amaçla dizayn edilen Meclis fotoğrafı KUCAKLAYICI SİYASET olacak.. Öyle mi!

* * *

Bu nasıl bir kucaklama ise, Erdoğan’ın eski yol arkadaşlarından, iki dönem milletvekilliği yapmış bir isim.. Hüseyin Kocabıyık cumhurbaşkanına hakaret ve tehdit iddiasıyla tutuklanarak hapse atıldı.

Hürriyet’in genel yayın yönetmeni Ahmet Hakan da, kararı doğru bulduğunu söyledi.. Yazısını da şöyle nezih bir ifadeyle bitirdi:

2015 YILINDA Cumhurbaşkanı’nın eleştirilmesinden hakaret sonucu çıkaran Hüseyin Kocabıyık, “Bu hakareti yapanlar, devlete ve millete isyan etmektedir” hükmünü vermişti. Üstelik ağzı da fena halde bozuk biçimde yapmıştı bunu.

Eeee Hüseyin Efendi.

10 yıl önce yediğin hurmalar, 10 yıl sonra adamı işte böyle tırmalar.”

* * *

Ne içerde ne de dışarıda hiçbir şey yolunda, halka söylendiği gibi gitmeyince iktidar cephesinde seviye düşüklüğü sık rastlanır bir durumdur.

Ama o iktidarın yamacındaki gazetecilerin bu hallere düşmesi, en azından uygar ülkelerde nadiren görülür.

Eşlerini öldürüp üç beş sene sonra aramıza dönenler.. Çocuk tacizcileri.. Uyuşturucunun gerçek failleri tamam da..

Sırf söz üzerine bir kişinin hapse gitmesi nasıl alkışlanır?

Neyse ki bu ülkede hala ŞEREFLİ GAZETECİLER var.

Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş de avukat Serdar Öktem suikasti sonrası X paylaşımında onlara sesleniyor:

Serdar konuşacaktı. Kamuoyunun dikkati başka yöndeydi ama Sinan'ın katline ilişkin düğümün çözülmesine ramak kalmıştı. Onu Sinan Ateş cinayeti hakkında konuşmak zorunda bırakacak delillerin sunulduğu -Sinan Ateş cinayetinden bağımsız- bir başka mahkemede daha yargılanıyordu.

Ne hikmetse bundan birkaç hafta sonra o dosya üzerine de gizlilik kararı kondu.

Eminim ki bu ülkenin şerefli ve namuslu gazetecileri gizlilik kararı kalkar kalkmaz bahsi geçen dosyadaki delilleri ortaya dökecektir ve kapsamlı bir metinle aydınlatıcı bir haber yayınlayacaktır.

Serdar öldürüldü. Artık konuşamaz. Kim bilir, belki de kendisinin ve telefonunun söylemediklerini bize ölümü söyleyecektir.”

*. *. *

Ne yazık ki memlekette sevinecek pek az şey var.

Ama neyse ki Gazze’de “TAMAMINA ERSİN” diye umut ettiğimiz ateşkes ve barış görüşmeleri ihtimali var.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ayşenur Arslan Arşivi

Sözcü "nereye"?

04 Aralık 2025 Perşembe 11:12

Medyada fırtına: Sözcü'ye ne oldu?

03 Aralık 2025 Çarşamba 09:18

Erdoğan PKK’nın restini görecek mi?

02 Aralık 2025 Salı 10:29

Kirpiyi kucaklayabilir misiniz?

29 Kasım 2025 Cumartesi 09:19

Trump: Pis domuz

28 Kasım 2025 Cuma 09:59

Islak mendil devrimi

27 Kasım 2025 Perşembe 09:23

Saray'da hesaplar değişiyor mu?

26 Kasım 2025 Çarşamba 09:04

Ankara'da İmralı türbülansı

25 Kasım 2025 Salı 09:21

KK: Ah şu arşiv olmasa!

24 Kasım 2025 Pazartesi 09:17