Merkez Bankası’nın Polyanna ve devekuşu sendromu

Her şeye aşırı iyimserlikle bakan çocuk romanı kahramanı Polyanna’yı hatırlıyor musunuz? Merkez Bankası’nın dünkü faiz kararının metni bana Polyanna’yı hatırlattı. Merkez Bankası, mutfakları yangın yerine çeviren, milyonları yoksulluğa sürükleyen enflasyona Polyanna’nın hayata baktığı gibi bakıyor: Canınızı sıkmayın enflasyon kendi kendine düşecek, lay lay lom.
Para Politikası Kurulu’nun karar metninde enflasyonun sebepleri şöyle sıralanmış:

1) Savaş yüzünden artan küresel enerji fiyatları,
2) Gıda ve tarımda küresel artış,
3) "Ekonomik temellerden uzak" zam yapan şirketler.
Gördüğünüz gibi Merkez Bankası’na ya da ekonomi yönetimine düşen hiçbir sorumluluk yok.

Cümle aynen şöyle: “Enflasyonda yakın dönemde gözlenen yükselişte; jeopolitik gelişmelerin yol açtığı enerji maliyeti artışları, ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumlarının geçici etkileri, küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışların oluşturduğu güçlü negatif arz şokları etkili olmaya devam etmiştir.”

Yahu hiç mi iktidarın uyguladığı ekonomi politikalarının enflasyonda payı yok? Merkez Bankası’nın durup dururken politika faizini yüzde 19’dan yüzde 14’e indirmesi enflasyona hiç mi benzin dökmedi? Cumhurbaşkanı’nın Merkez Bankası’nın işine karışması, 2018’de dönemin başkanını “Sözümüzü dinlemiyordu adam” diye görevden alması hiç mi etkilemedi? Merkez Bankası’ndaki istikrarsızlığın, son dört yılda dört kez başkan değişmesinin bir etkisi yok mu? Hatalı tarım ve hayvancılık politikaları gıda fiyatlarındaki patlamada hiç mi rol sahibi değil? Kamu bankalarının pandeminin ortasında 0.64 gibi absürt denebilecek kadar düşük bir oranla konut kredisi dağıtması, yabancılara 250 bin dolarlık ev alımı karşılığında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı verilmesi emlak fiyatlarındaki patlamayı hiç mi tetiklemedi? Nasreddin Hoca’nın dediği gibi hırsızın hiç mi suçu yok?

Merkez Bankası Kanunu’nun dördüncü maddesi şöyle der: “Bankanın temel amacı fiyat istikrarını sağlamaktır. Banka, fiyat istikrarını sağlamak için uygulayacağı para politikasını ve kullanacağı para politikası araçlarını doğrudan kendisi belirler.”

Türkiye’de enflasyon yüksek mi? Yüksek. TÜİK’in resmi enflasyonu yüzde 61’i geçti, bağımsız iktisatçıların oluşturduğu ENAG yüzde 140’ın üzerinde olduğunu söylüyor. Enflasyonun önümüzdeki aylarda daha da yükseleceği tahmin ediliyor. Fiyat istikrarını sağlama görevi yasayla kendisine verilmiş olan Merkez Bankası’nın bir şeyler yapması gerekmez mi?

Bunun yerine Merkez Bankası Polyanna edasıyla kendi haline bırakılırsa enflasyonun düşeceğini söylüyor. Politika faizini yüzde 14’te sabit tutan dünkü kararın metninde aynen şöyle deniyor: “Kurul, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın tesisi için atılan ve kararlılıkla sürdürülmekte olan adımlar ile birlikte, küresel barış ortamının yeniden tesis edilmesi ve enflasyonda baz etkilerinin de ortadan kalkmasıyla dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörmektedir.” Türkçesi: Rusya-Ukrayna savaşı biterse ve sene sonunda geçen yılın yüksek bazı devreye girerse enflasyon kendiliğinden düşecek.

Hakkını yemeyelim, bunların yanında bir de “Sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrar için atılan adımlar”dan söz edilmiş. Ama onun da Merkez Bankası’yla bir ilgisi yok, kastedilen Kur Korumalı Mevduat olmalı. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın geliştirip devreye soktuğu bir uygulama...

Peki Merkez Bankası yasayla kendisine verilen asli görevini yerine getirmek, enflasyonla mücadele etmek için ne yapmış?

Polyanna demiştim ama devekuşu daha doğru galiba.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Barış Soydan Arşivi