Liralaşma stratejisiymiş. Merkez Bankası, uygulanan para politikasını böyle adlandırıyor. Afili laf. İnsana devletin tüm imkanlarıyla Türk Lirası’nı desteklediği izlenimini veriyor. Acaba gerçekten öyle mi?
Türkiye İstatistik Kurumu geçtiğimiz günlerde yatırım enstrümanlarının son bir yıldaki getirilerini açıkladı. Tasarrufunu TL’de değerlendirip bankada mevduat faizine yatıranların parası enflasyon karşısında yüzde 37 erimiş. TL cinsinden devlet tahvili alanların parasındaki erime oranı ise yüzde 25. Liralaşanlar çok fena kaybetmiş yani.
Üstelik bunlar resmi enflasyona göre hesaplanan oranlar. Gerçeğe daha yakın olan üretici fiyat enflasyonunu dikkate aldığımızda (Yüzde 150’nin biraz üzerinde) banka mevduatının tasarrufları yüzde 54, devlet tahvilinin yüzde 45 erittiğini görüyoruz.
“TL bombası”! İnşaat sektöründe faaliyet gösteren bir okurum, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Türk Lirası’ndan fellik fellik kaçmasını bu deyimle tanımlıyordu. Elde Türk Lirası tutmakla bomba tutmak arasında pek fark yok çünkü: İkisi de tutana büyük zarar veriyor. Halk bu yüzden bir yıldır Türk Lirası’ndan kaçıyor. Nereye? Değerini enflasyon karşısında koruyan somut varlıklara. Konuta, arsaya, arabaya…
Emlak fiyatlarındaki artış korkunç. Merkez Bankası’na göre son bir yılda Türkiye genelinde ortalama konut fiyatı yüzde 185, BETAM’a göre (Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi) yüzde 197 arttı.
Liralaşmaya inanmayıp parasını emlağa yatıranlar tasarruflarını enflasyondan korumayı bildi. Aferin onlara. Türk Lirası’na güvenmeye devam edenler, yani liralaşanlar ise kaybetti.
Liralaşma stratejisiymiş. Duy da inanma. “Liralaşma” adı altında bir yıldır bu ülkede TL’den kaçış teşvik ediliyor. Konut fiyatları halk TL’den kaçtığı için patladı. Kiralar halk TL’den kaçtığı için çıldırdı. Barınma krizi halk TL’den kaçtığı için çıktı. İkinci elde otomobil fiyatlarının yanına bu yüzden yaklaşılamıyor.
Geçtiğimiz günlerde Meclis’te kabul edilerek yürürlüğe giren “Dezenformasyondan Yasası”na göre gerçeğe aykırı bir bilgiyi, alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacak. Türk Lirası’nın itibarını paspas eden politikaya “Liralaşma” adını verenler dezenformasyondan içeri girebilir.