Güçlü Seçenek Yine CHP’dir

Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni bir İslam devletine, modern toplumu da din toplumuna dönüştürmeye çalışan AK Parti iktidarına karşı en güçlü seçenek yine CHP’dir.

Tarihi bir seçimi kaybetmiş olmanın yarattığı hayal kırıklığı ve bıkkınlıkla gösterilen tepkiler ağır bir karamsarlığa ve umutsuzluğa dönüşmemelidir.

Devleti ve ülkeyi demokratik, laik, çağdaş devletler topluluğundan demokrasinin ve laikliğin, dolayısıyla hukukun olmadığı bir Ortadoğu devletine dönüştürme sürecine karşı koyabilecek olan siyasal akımların iskeletini ve öncülüğünü yine CHP kurabilir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin en eski kurucu partisi olarak CHP uzun tarihi boyunca birçok badire atlatmış ancak her defasında yenilenmeyi, güçlenmeyi, büyümeyi başarmıştır.

Bu kez de başaracaktır.

CHP kendi içinde bir demokratik devrim yapabilir, bu yolla örgütünü gençleştirip canlandırabilirse yeniden umut olması en yüksek olasılıktır.

Bunu başarmanın ilk adımı CHP’de delege ağalığı düzenine son vermektir. İlk adım genel başkan da dahil ilçe ve il başkanlıkları ve yönetimlerinin, belediye başkanı ve milletvekili adaylarının üyelerinin tümünün katılımıyla belirlenmesi olmalıdır. İlçe, il, genel merkez yönetimlerinde gençlere ve kadınlara kontenjan ayrılması partiyi diriltir.

CHP parti içinde bu demokratik sistemi kuramaz ve sadece kişilerin değiştirilmesiyle yetinirse bugünden daha ileri bir noktaya gidemez, yeniden umut haline gelemez.

Türkiye’de modernleşme Atatürk’le başlar.

Öncesindeki batılılaşma hareketlerinin amacı padişahın yetkilerinin sınırlandırıldığı meşrutiyet rejimiyle sınırlıdır.

Batılı anlamda demokratik, laik, insan haklarına, kadın-erkek eşitliğine, akla, bilime, çağdaş hukuka, vatandaşlık haklarına sahip özgür bireye dayalı modernleşmeyi Atatürk başlatmıştır.

Atatürk, 15 yıl gibi kısa bir sürede kurduğu CHP eliyle devrimlerini hayata geçirmiştir. Egemenliğin Saray’dan alınıp halka verilmesi, Kurtuluş Savaşı dahil bu sürecin meclis eliyle yürütülmesi, kadınların oy hakkı, kadın-erkek eşitliğinin sağlanması, ümmetten millete, kuldan vatandaşa geçisin gerçekleştirilmesi ve en önemlisi dinin devlet işlerinden ayrılması, laik bir cumhuriyetin kurulması modernleşmenin temel taşları olmuştur.

Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti bu sağlam temeller üzerinde yükselmiştir.

1950’dan beri iktidarda olan sağ partiler ve sağ koalisyonlar bu süreci yavaşlatmakla birlikte son 20 yıldır tek başına iktidar olan AK Parti kadar tahrip etmemişlerdir.

Bugün Türkiye’nin her zamankinden daha çok demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin kurucusu CHP’ye ve başka laiklik olmak üzere bu niteliklerle sorunu olmayan merkez sağ bir partiye ihtiyacı vardır.

Türkiye’nin yeniden modernleşme sürecine dönebilmesi için laiklik ilkesini, demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, kadın-erkek eşitliğini, bilime ve akla dayalı eğitimi yeniden hayata geçirecek, en geniş toplumsal uzlaşmayı temsil edecek merkez sol ve merkez sağ dayanışmasına ihtiyacı vardır. Bu en sağlam çıkış yoludur.

6’lı Masa’ya dahil olan küçük sağcı partilerin CHP oylarıyla Meclis’e girdikten sonra kendilerine biçtikleri güç hayalidir. Seçim barajını aşamayacaklarını bildikleri için seçime bağımsız katılma cesareti gösteremeyen, bunun yerine oylarını saydırmadan CHP listelerinden seçime giren bu partilerin AK Parti’ye seçenek olacak bir güce ulaşmaları çok zordur.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Masa’dan aday olarak çıkabilmek için bu partilere hak ettiklerinden fazla nefes vermiştir. Ancak nefes onların güçlü birer parti olarak siyaset sahnesinde uzun süre kalmalarına yetmez. İktidar safına geçmeleri bu süreyi daha da kısaltır.

İYİ Parti’ye gelince.

Bugünkü siyasi yelpaze içinde merkez sağa yerleşmeye en yakın parti yine İYİ Parti’dir. Seçim yenilgisi nedeniyle bu amaçtan dönüp yeniden MHP çizgisine yönelmesi İYİ Parti’yi büyütmez.

Bu nedenle İYİ Parti de seçim yenilgisinin tüm faturasının CHP’ye yükleyip gerçeklerden kaçmamalıdır.

Bu kendini kandırmak olur.

İYİ Parti de seçimden başarısız çıkmasının nedenlerini gerçekçi olarak saptamalı, analiz etmeli ve yeni politikalar üreterek merkez sağa yerleşmeyi hedeflemelidir.

CHP ve İYİ Parti’nin yenilenerek güçlenmesi Türkiye’nin yeniden demokratik parlamenter sisteme ve laik cumhuriyeti ulaşması için hayati önemdedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fikret Bila Arşivi