Galatasaray maçındaki skandalı açıkladı: Adalet yerlerde süründü

Bu maç sadece bir galibiyet mücadelesi değil, hedefe giden dikenli yolun keskin bir virajıydı. Galatasaray adına şampiyonluk rüyasının yeni bir perdesi aralandı; o perdenin ardında, zafere kitlenmiş bir takımın gölgesi süzülüyordu. Bu zafer, sadece tabelaya yazılacak bir skor değil; aklın, iradenin ve stratejinin sınandığı, tabela ötesi bir karakter provasıydı.
Samsunspor ise kendi yolculuğunda, zirveye adını kazımanın, sezonu onurlu bir üçüncülükle mühürlemenin ve Avrupa sahnesine adım atmanın peşindeydi. Bu yüzden Samsun’daki mücadele, sadece bir maç değil; varoluşsal bir iddianın sahaya yansımasıydı.

Hedefler büyüyünce, tempo yükselir; mücadele sertleşir, strateji keskinleşir. Galatasaray adına tam da böyle oldu. Kupada Fenerbahçe’yi eleyerek Süper Lig yarışında psikolojik üstünlüğü ele geçiren Sarı-Kırmızılılar, o maçtaki formatı bozmamış, Morata’yı yedekte tutarak yine orta sahayı tahkim etmişti. Bu stratejinin parolası, tıpkı Fenerbahçe maçında olduğu gibi, yoğun pres ve sürekli ön alan baskısıydı. Ve bu strateji, Galatasaray’ın oyunu kontrol altına almasının anahtarıydı.
Sarı-Kırmızılılar topa, ikili mücadelelere ve oyunun ritmine hükmettiler. Orta sahada dinamo gibi çalışıp, kanatları devreye sokarak topu rakip kaleye yığdılar; ısrarla ve sabırla gol aradılar. Bu çaba, Yunus Akgün’ün 14. dakikada attığı nefis golle ilk meyvesini verdi. Ardından, 46. dakikada Osimhen’in dokunuşuyla zaferlerini taçlandırdılar. Üstelik sadece bu iki gol değil, hemen her istatistikte rakiplerine üstünlük sağladılar. 2-0’lık galibiyet, hakkın terazisinde ağır basan bir sonuçtu.
Samsunspor, yoğun presi aşabildiği ender anlarda uzun paslar ve ani çıkışlarla Galatasaray savunmasının arkasına sarkmaya çalıştı. Bunu bir kez başardı, topu ağlara da gönderdi ama Holse’nin golü ofsayt bayrağına takıldı.

Bu galibiyetle Galatasaray, ligin bitimine 7 maç kala, maç fazlasıyla Fenerbahçe’nin 6 puan önüne geçti.
Evet, Galatasaray şampiyonluğa doğru kanat çırpıyor.
Peki ya hakem? O nereye bakıyor?
Maçta çok tartışılacak iki kritik pozisyon vardı. İlki, 19. dakikada ceza sahasında Torreira’ya yapılan müdahaleydi. Net bir faul, resmen penaltı kokuyordu ama hakem “devam” dedi. O an, stadyumda sadece Torreira değil, adalet de yerdeydi.
İkinci pozisyon ise 39. dakikadaydı. Topsuz alanda Osimhen, Van Drongelen’in yüzüne sert bir müdahalede bulundu. Hollandalı savunmacı yere yığıldı. Hakem pozisyonu gördü, ama sanki göz kapaklarına adalet değil, korku inmişti; sarı kart cebinde öylece kaldı. Oysa Osimhen kart sınırındaydı. Aynı hareketi Van Drongelen yapsaydı cezasız kalır mıydı? Sanmıyorum.

Şimdi gözler pazar günü oynanacak Sivasspor-Fenerbahçe maçında. Bakalım şampiyonluk yarışında heyecan sürecek mi ?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Sedat Kaya Arşivi

Jinekoloji milli takımı sahada

14 Nisan 2025 Pazartesi 09:48