
Sedat Kaya
Fenerbahçe Nietzsche’nin felsefesiyle kazanıyor: Çelik olsa erirdi
Süper Lig, bugün yeniden perde açtı. Galatasaray’ın Kasımpaşa karşısında bıraktığı iki puanın ardından, Fenerbahçe Antalyaspor’u yenerek aradaki farkı dörde indirdi. Artık şampiyonluk yolunun taşları, önümüzdeki on bir hafta boyunca kıran kırana bir mücadeleyle döşenecek.
Bu yol, yalnızca puanların değil, aynı zamanda ruhun, direncin ve inancın sınandığı bir meydan okuma olacak.
Fenerbahçe, adeta geriden gelen bir maratoncunun içgüdüleriyle ilerliyor. Aç, azimli ve kararlı. 2025 yılında Avrupa dahil oynadığı on yedi maçta yenilgi yüzü görmedi. Sahada bir ivme yakaladı. Her adımı ritmik, her hamlesi planlı. Yıldız futbolcuları müthiş bir form yakalamış durumda.
İşte bu gece… Sarı Lacivertliler öyle ateşli, öyle iştahlı başladı ki, karşılarında çelik olsa erirdi. Son beş maçtır yenilmeyen Antalyaspor, bu şiddetli hücum dalgası karşısında dayanamadı.
Henüz ilk yarım saat dolmadan sahneye çıkan Mert Müldür, Tadic ve En-Nesyri, peş peşe gelen golleriyle tabelayı 3-0’a taşıdı. Dakikalar 30’u gösterdiğinde, Kadıköy’de galibiyetin adı çoktan yazılıyordu. Maç daha bitmemişti, daha 60 dakika vardı ama Fenerbahçe, rakibini diz çöktüren bir savaşçının özgüveniyle zaferini ilan etti.
İkinci yarı sadece formaliteydi.
Fenerbahçe savunmada sağlam, orta sahada dirençli, hücumda bitiriciydi.
Özellikle kanat organizasyonlarıyla rakip savunmayı bunalttı.
Haftalar ilerledikçe Mourinho'nun etkisi görünmeye başladı.
Portekizli hoca felsefe yapmayı sever. Futbolcularına Çinli filozof Sun Tzu'nun sözünü hatırlatıyor sanıyorum.
"Zafer, en çok sabredenin olur."
Ya da Nietzsche'nin felsefesini aşılıyor.
"Kimse senin ne kadar güçlü olduğunu bilmez, ta ki güçlü olmaktan başka çaren kalmayana kadar."
Fenerbahçe özellikle 3'lü savunma ve çift forvete geçtikten sonra gücünü göstermeye başladı.
Sezon boyu ağır eleştirilen Sarı Lacivertliler bugün Avrupa'da yoluna devam eden tek Türk takımı ve fikstüre bakılırsa Süper Lig'de en az Galatasaray kadar şampiyonluk şansına sahip.
Bu yüzden kalan 11 maç büyük heyecanlara gebe.
Fenerbahçe'nin bu çıkışına karşılık Galatasaray'da gözle görünür bir düşüş var. Son altı maçında yalnızca bir galibiyet alan Sarı Kırmızılılar düşüş trendine girdi. Sahada zaman zaman kaybolan bir ışık gibi… Futbolu geriliyor, ritmini kaybediyor, kolay gol yiyor ve Osimhen hariç yıldızları formsuz.
Önümüzdeki süreç, sadece bir şampiyon belirlemeyecek. Aynı zamanda iradenin, dayanıklılığın, oyuna adanmışlığın ve kazanma isteğinin gerçek değerini kimin verdiğini de gösterecek.
Bekleyelim ve görelim.
Bakalım sezon sonu bize hangi hikayeyi anlatacak?
Rahmetli Levent Kırca'nın "Olacak o kadar"ını hatırlatır gibi.
"Aç gözünü seyret, tekrarı yok bunun."