
Sedat Kaya
Fenerbahçe hakeme dua etsin: Babil Kulesi gibi çökecekti
Fenerbahçe kazandı… ama bir de bunu Fenerbahçelilere sorun.
İlk yarıda oynanan facia gibi futboldan sonra, ikinci devrede gelen o kritik penaltı kararı olmasa, Fenerbahçe Gaziantep'te Babil Kulesi gibi çökecekti.
Babil Kulesi, Batı edebiyatında, sanatında ve felsefesinde "büyük ideallerin kibirle çöküşü"nün evrensel metaforudur. Şimdi aynı hikâye, Jose Mourinho’nun ellerinde yeniden yazılıyor.
Portekizli usta, tıpkı Babil’in inşacıları gibi önce göğe yükselen bir yapı kurdu: Sezonun 15 maçlık mağrur yürüyüşünü gerçekleştiren kadroydu bu yapı.
Ama sonra... Kibirle, aceleyle, bilgelikten yoksun bir telaşla kendi yarattığı yapıya balyoz indirmeye başladı.
İskeletini sabırla ördüğü kadroyu bozdu, yeni maceralara atıldı.
Sonuç?
Fenerbahçe kupaya veda etti, ligde lider Galatasaray’ın 5 puan gerisine düştü.
Bu, doğrudan doğruya bir kibir çöküşüydü.
Mourinho, belli ki Kayserispor karşısında alınan 3-3’lük fiyaskodan sonra inşa ettiği kuleden aşağı düşmenin ne demek olduğunu kavradı.
Ve sinirle, panikle, adeta bir öfke nöbetiyle kadroya neşter attı:
Tam 8 değişiklik!
Bir, iki değil; sekiz farklı oyuncu...
Gaziantepspor karşısına çıkan kadro, o 15 maçlık destanı yazan, çarkları mükemmel işleyen makinenin ta kendisiydi.
Ama unutulan bir gerçek vardı:
İşleyen bir çarka el sürersen, dişlilerini incitir, dengeyi bozarsın.
Nitekim bugün, o çarkın artık uğultusuz, takılgan bir hale geldiğini, ilk yarıda tüm çıplaklığıyla izledik.
Fenerbahçe, sahada bozuk bir saat gibi sık sık durdu, durakladı, futbol adına varlık gösteremedi.
Eğer bugün Fenerbahçe kazandıysa, yatıp kalkıp VAR hakemine dua etsin.
68. dakikada Viana’nın En Neysri’ye müdahalesinde VAR’dan gelen uyarı sonrası verilen penaltı olmasa, bu maçı kazanması mucizelere kalmıştı.
O ana kadar çok akıllı oynayan, Fenerbahçe'yi boğan Gaziantepspor, Lungoyi'nin direkten dönen şutu ve Maxim’in golüyle ilk yarıda üstünlüğü eline geçirmişti.
Fenerbahçe sahada adeta donmuştu.
Penaltıyla birlikte her şey değişti.
Talisca'nın tek vuruşta golü getirmesi, maçın kırılma ve Fenerbahçe'nin kurtuluş anıydı.
Zaten gücü sınırlı olan Gaziantepspor, bu darbenin ardından tamamen dağıldı.
Devamı geldi: Dzeko ve Fred’in golleriyle fark açıldı.
Fenerbahçe kazandı kazanmasına ama ya oynadığı futbol?
Lig bitimine 5 maç kala, bir maç fazlasıyla Galatasaray'ın sadece 2 puan gerisindeler.
Matematiksel olarak şampiyonluk hâlâ mümkün.
Ama bu futbolla o ihtimal, yalnızca mucizelere emanet.