Erbil’den dolar transferi mi; yoksa Türkiye’nin bölünmez bütünlüğü mü?

Halk Tv “Türkiye Nereye”’de sorup durduk; “İran, Irak ve hatta Suriye rejimi bölgede ‘Bağımsız Kürdistan’ kurulmasına bar bar bağırarak tepki gösterirken Türkiye’deki hükümet neden sessiz” diye. Gerçekten de kurulacak bu yeni koridor yapay devletinin ne büyük öncelikli hedefi Türkiye’nin ulusal bütünlüğüydü. Peki Türkiye’nin ulusal bütünlüğünden daha önce gelen ne vardı ki AKP hükümeti olaya bu kadar sessiz ve tarafsız kaldı.

İki önemli iddia vardı;

Bunlardan ilki CHP Tunceli milletvekili Gürsel Erol’un yine Türkiye Nereye’de ortaya attığı iddia. Gürsel Erol; “16 Nisan referandumunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Ve Irak Bölgesel Kürt yönetimi başkanı Mesut Barzani anlaştı. Barzani doğu ve güneydoğuda Evet oyunu destekledi karşılığında Türkiye bağımsız Kürdistan’a karşı çıkmayacaktı”.

İkinci önemli iddia ise Türkiye’de hala (bizim gibi) bağımsız yayın yapma hakkını elinde tutan başta sol olmak üzere bazı haber portallarında yer aldı. Türkiye’nin bu sessizliğinin tek nedeni sadece ve sadece “duygusal” bir tavırdı. Yani Barzani ile AKP’nin sınır ticaretinden kaynaklanan muazzam bir geliri vardı. Kimse bu “al gülüm-ver gülüm” ilişkisini bozmak istemiyordu.

Bu iddiaya göre; “Barzani’nin hükmettiği petrol rezervleri toplam 50 milyar varil olarak hesaplanıyor. Kerkük’teki 10 milyar varillik rezerv de buna dahil edildiğinde miktar 60 milyar varile çıkıyor. Özerk bölgede günlük petrol üretimi 1 milyon varil. Irak Anayasasına göre “ülkedeki petrol bütün Irak halkının”. Federal bölgeler ulusal servet olan petrol üzerinde hak iddia edemiyor. Uluslararası anlaşma yapma yetkisi de merkezi hükümetin elinde. Federal bölgelerin yaptığı anlaşmalar ancak Bağdat’ın onayından sonra uygulamaya konulabiliyor. Irak’ın ihracat gelirinden Kürt Özerk yönetimine ayrılan pay ise yüzde 17. Bağlı olması gereken anayasaya rağmen Barzani, “petrol gelirlerinden adil pay alamadıklarını” gerekçe göstererek, Bölge’sinde 40’a yakın şirketle petrol arama ve çıkarma anlaşması yaptı. Anlaşılan şirketler arasında Amerikan Exxon Mobil, Chevron, Marathon Oil, Fransız petrol devi Total ve Rus Gazprom da var.Bunların arasında iki Türk firması da bulunuyor Çukurova grubuna bağlı Genel Enerji ve ve Pet Oil. Pet Oil, bu bölgede yatırım yapabilmek için Azerbaycan ve Kazakistan’daki tüm yatırımlarını durdurdu. Irak hükümeti her ne kadar “yapılan bu anlaşmaların hiçbir hükmü yoktur” dese de şirketler Bölge’deki faaliyetlerini sürdürmeye devam ediyorlar. Türkiye, Barzani’yle bir petrol anlaşması imzaladığını duyurdu. Bu, Barzani’nin devlet düzeyinde yaptığı ilk anlaşmaydı. Türk hükümetiyle Barzani asındaki görüşmlere yeğen Neçirvan Barzani aracılık etti. Anlaşmaya göre, petrol önce kara yolundan tankerlerle taşınacak, ardından yeni bir petrol boru hattıyla Türkiye üzerinden dünyaya satılacaktı. Bu arada, Başbakan Erdoğan’ın damadının yönetim kurulu başkanlığını yaptığı Çalık Enerji’nin, Irak-Türkiye sınırından Ceyhan’a giden bir petrol boru hattı inşası için çok önceden bir izin başvurusunda bulunduğu çıktı ortaya. Başvuruda, Silopi’den Yumurtalık’a uzanan 640 km’lik bir boru hattından söz ediliyordu. Peki Barzani’yle böyle bir anlaşma yapılmasaydı, Silopi’ye petrol nereden gelecekti? Bu sorunun yanıtı bile Barzani ve Erdoğan’ın ne kadar köklü ve nasıl bir çıkar ilişkisiyle birbirlerine bağlı olduklarını göstermeye yetiyor.”

Birinci ve ikinci iddianın ben birbirini tamamladığı görüşündeyim. AKP’nin ülkeyi yönetirken klasik iki tepkisi vardır. Birincisi; “Bu bana nasıl oy getirir”, ikincisi ise “Bu bana nasıl para getirir”.

Bir de “Ne istediniz de vermedik” boyutu var tabi ki olayın. Yani Cemaat boyutu. Diyeceksiniz ki cemaat hala Türkiye’nin dış politikasında etkili mi. Olaylara bakın kendiniz kadar verin tabi bu arada Ahmet Çalık’ın cemaate ne kadar yakın bir isim olduğunu da unutmayın.

İşte işin cemaat boyutunu da katan üçüncü iddia;

“Cemaat bölgedeki ilk okulunu 1994 yılında açtı. Okulların sayısı bugün 17’ye ulaştı. Erbil, Süleymaniye, Kerkük ve Duhok’da bulunan okullardan binlerce öğrenci mezun oldu. Okulların eğitim faaliyetleri arasında, her kurban bayramında Bölge’deki 10 bin aileye kurban eti dağıtmak olduğunu da söyleyelim. Cemaatin Bölge’de bir de üniversitesi var Erbil Işık Üniversitesi. Üniversitede Kürtçe, Türkçe ve İngilizce olmak üzere üç dilde eğitim veriliyor. Yakında Doğramacılar’ın Bilkent’inin de bölgede eğitime başlayacağı söyleniyor. Cemaatin Abant Platformu Erbil’de. Erbil’deki toplantının katılımcıları arasında Başbakan Erdoğan’ın danışmanı İbrahim Kalın, Ali Bulaç, Bejan Matur, Erbil Işık Üniversitesi eski rektörü Prof. Salih Hoşoğlu, Mehmet Altan, Galip Ensarioğlu, Nasuhi Güngör, Eser Karakaş, Altan Tan, Cengiz Çandar ve Mümtazer Türköne gibi isimler vardı. Bölgesel Yönetim Başbakanı Neçirvan Barzani’nin katılımıyla başlayan toplantılar, Fethullah Gülen’in mesajıyla açıldı. Söylenene göre, Gülen ilk kez bir Abant toplantısına mesaj gönderiyordu.

Tabi AKP dışında bölgede iş yapan başkaları da var. Muhatapları sadece ve sadece “Barzani İmparatorluğu”. Kürdistan Özerk Bölgesi’nde faaliyet gösteren Türkiye uyruklu şirket sayısı 1200 civarında. Bunların 900 kadarını inşaat sektöründeki şirketler oluşturuyor. Bu şirketlerin çalışanlarının Bölge’de oluşturduğu nüfus 15 bini buluyor. Türkiye ile bölge arasındaki yıllık ihracat hacmi beş milyar dolar.Yabancı şirketler için Bölge, bir vergi cenneti. Şirketler birçok faaliyetleri için vergi ödemiyorlar, çeşitli başlıklar altında alınan harç ve vergilerin oran ise yüzde 3’ü geçmiyor. Bölge’deki en büyük Türk yatırımcısı, Mehmet Emin Karamehmet’in sahibi olduğu Genel Enerji. Günde 125 bin varil petrol üreten firmanın bu bölgeye yaptığı yatırım 1,2 milyar dolar civarında. Petrol üretimi yapan diğer Türk şirketi ise Pet Oil. Türk Hava Yolları, Atlasjet ve Pegasus Havayolları haftada 24 uçuş yapıyor Erbil’e.

Ülker, Vestel, Arçelik, Beko, İstikbal, Vakko, Divan, Alfemo, Merinos ve Aksa gibi bir çok markanın Bölge’nin her yerinde çok sayıda şubeleri var. Aynı şekilde Ziraat Bankası, İş Bankası, Vakıfbank, Albaraka Türk ve Bank Asya’nın da Bölge’de çok sayıda şubesi var. Türk şirketlerinin aldığı inşaat taahhütlerinin tutarının toplamda 2 milyar dolara ulaştığı söyleniyor. Bölgede Tepe, Elegan, Yüksel, Taşyapı, Cengiz, Makyol, Nursoy, Günay, Renas Company gibi İnşaat devi sayılan Türk firmaları faaliyet gösteriyor.

Bu firmalar, Erbil ve Süleymaniye uluslararası havaalanları, yeni üniversite binaları, bölgesel yönetimin bakanlıkları, Mesut Barzani'nin başkanlık sarayı, cezaevleri, kültür ve alışveriş merkezleri, karayolları, kanalizasyon ve su şebekeleri ve toplu konutların inşaatlarını yapıyorlar Bölge’de.

Bölgedeki ilginç yatırımcılardan biri Renas Company’nin sahibi işadamı Renas Elçi. Renas Elçi, Türkiye KDP’sinin en önemli isimlerinden biri olan Şerafettin Elçi’nin oğlu.

Şimdi gel de engel ol “Bağımsız Kürdistan”’ın kuruluşuna. Gel de engel ol; “Kerkük’e müdahale ederseniz biz de Diyarbakır’a müdahale ederiz” diyen Mesut Barzani’ye.

Diyorum size anlatamıyorum; Türkiye çok “duygusal” bir ülke. Tamamen “duygusal”….

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi