İpek Özbey
En çok kurcalanan anlaşma: Lozan
Bugün 24 Temmuz; Lozan Anlaşması’nın 99. yılı… Siyasetin gündeminden düşmeyen bu ülkenin doğum belgesi, kuruluş senedi, tapusu olan anlaşmanın odağında hâlâ aynı soru var: Lozan zafer mi, yoksa bir hezimet mi?
Tartışan da kim?
Tabii ki siyaset… Hani şu ‘Adaları Lozan’da verdiğimizi’ söyleyip duranlar!
Beş yılı aşkın süre İngiliz arşivlerinde titizlikle Lozan’ı araştıran Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sevtap Demirci, ‘bugün her zamankinden daha fazla Lozan Anlaşması’na sahip çıkmamız gerektiğini’ söylemişti. Geçmişte söyleşi yaptığımda nedenini sormuştum; “Coğrafyadaki kaygı verici gelişmeleri hepimiz yakından takip ediyoruz. Dolayısıyla, Lozan’ın bize tevdi ettiği sınırlara sahip çıkma gibi sorumluluğumuz olduğunu düşünüyorum” demişti.
Doç. Dr. Sevtap Demirci
Sevtap Hoca, İngiliz belgelerinin hemen hepsine baktığını, incelediği belgelerde Türkiye’nin rejiminin tartışılmasına hiç tanık olmadığını söylüyor.
O Musul’u vermeyecektin!!!
Bu konuda en çok cevap aranan soru şuydu değil mi: “Musul’u kurtarmak mümkün müydü?”
Mümkün olabilmesi için savaşmamız gerekiyordu.
Oysa Sevtap Hoca, Türkiye’nin savaşabilecek koşullarda olmadığını belirtiyor.
Tarihi gözden geçirelim…
1911 Trablusgarp, Balkan Savaşları, Birinci Dünya Savaşı…
Sonra Milli Mücadele yılları…
Meclis’ten bir diyalogla devam edelim:
Atatürk: ‘Efendiler, Misak-ı Milli diyor ve sürekli bunun üzerinden eleştiri getiriyorsunuz. Misak-ı Milli’nin haritası yoktur!’
Meclis ayak direr: “Sen Musul’dan vazgeçelim mi diyorsun?”
Atatürk: ‘Musul’dan vazgeçelim demiyorum, fakat Musul’u Türkiye’nin kendisini çok daha güçlü hissedeceği ileri bir tarihe erteleyelim…’
100. yıl safsatası!
Lozan ile ilgili bir de şehir efsanesi var biliyorsunuz…
100. yılında hükmünün ortadan kalkacağı yolunda bir efsane…
Sevtap Hoca şöyle diyor: “Bu konuda iddialı konuşacağım. Belgeleri iyice taradım. 2023’te biteceğine dair en ufak bir belge ya da karine ile karşılaşmadım. Bilimsel anlamda bakıyorsam bu ‘yok hükmünde’. Ha bunu savunuyorsanız, iddianızı ispatla yükümlüsünüz, ben de size ‘belgesini gösterin’ derim. Bu belgeyi bulursanız, önünüzde eğilmeye hazırım...”
Lozan üzerine yaptığı çalışmalarla bu konuda başvurulacak önde gelen isimlerdendir Gazeteci Taha Akyol.
Bakın o Karar Gazetesi’ndeki makalesinde ne diyor: “Muhafazakârlarımız, Lozan sürecinde Türkiye’nin Başvekili olan muhalif Rauf (Orbay) Bey’in Meclis konuşmalarını bari okusunlar. Lozan süresiz olduğu gibi uluslararası antlaşmalar ancak Meclis’çe onaylanırsa geçerli olur, bu bakımdan gizli maddeler olamaz zaten. Lozan elbette tarihçilik metotlarıyla tartışılabilir fakat siyaset konusu yapılmamalıdır.”
Bugün Lozan’ın yıldönümü… Bu konuda okuma yapmak, safsatalardan uzak kalmak isteyenler için kitap önerilerim olacak…
Sahi…
Cumhurbaşkanı Erdoğan, adaları Lozan’da verdiğimizi tarihi belgelerle ortaya koyacak bir dosya hazırlatıyordu…
Üstünden beş yıl geçti, ne oldu o dosya?
Not: Lozan’ı okurken emrivakilere boyun eğmeyenlerin diplomasi dersini de okuyacaksınız…
Lozan’ı anlamak için okumanız gereken 5 kitap
- Belgelerle Lozan/ Sevtap Demirci/ Alfa Yayıncılık
- Açık ve Gizli Oturumlarda Lozan Tartışmaları/ Taha Akyol-Sefa Kaplan/ Doğan Kitap
- İlk ve Son Barış, 100. Yılında Lozan/ Bülent Özükan/ Boyut Yayıncılık
- Bilinmeyen Lozan/Taha Akyol/ Doğan Kitap
- Lozan/Ali Naci Karacan/Türkiye İş Bankası Yayınları