Sinem Fıstıkoğlu
Dost Acı Söyler
Ülke puanımız yerle yeksan durumda olduğundan, şampiyonlar ligine 2. eleme turundan başlayan Galatasaray, 3 tur geçerek yükseldiği grup aşamasında A grubuna düştü. Şöyle bir baktık A grubuna bir de ne görelim.
Şampiyonlar ligine 1. torbadan gelen, Avrupa’nın en büyük futbol organizasyonu olan şampiyonlar liginde,kupayı 6 kez müzesine götürmüş Alman devi Bayern Münih.
Son 3 yıldır şampiyonlar ligine çeyrek finalde veda eden Bayern Münih, 100 milyon Euro bastırıp Kane’yi kattı ve bu sezon benden öyle kolay kurtulamazsınız mesajı verdi.
Ne oluyor demeye kalmadan bir baktık, şampiyonlar ligindeki tek temsilcimiz Galatasaray’ın gruptaki ikinci rakibi, Manchester United. Alt tarafı 3 defa almış şampiyonlar ligi kupasını çok da önemli değil diyerek, baktık son rakibimiz Kopenhag.
Danimarka temsilcisinin öyle ahım şahım bir başarısı yok devler liginde. 2010-2011 sezonunda bir defa son 16 ya kalma başarısı göstermişler. E iyi bari diyerek tamamlıyor Galatasaray kura çekimini.
Gelelim neticeye, hiç uzatmaya, lafı eğip bükmeye gerek yok. Galatasaray bu gruptan çıkamaz. Hele hele ,en az iki takviye daha yapıp, kadrosunu oturtmazsa 3. olması dahi zor olabilir.
DNA’sında “sonuna kadar savaşmak, “ olan Galatasaray, 2000 senesinde UEFA kupasını aldığında, Chelsea, Hertha Berlin ve Milan’ın olduğu gruptan 3. çıkmış ve UEFA kupasına uzanmıştı.
Ama ne dünya futbolu o yıllardaki seviyede ne de Türk futbolu.
Galatasaray’ın UEFA kupası ve Süper kupa başarısının ardından, milli takımın 2002 senesindeki dünya üçüncülüğünden sonra, ne milli takım ne de kulüp takımları bazında bir başarımız yok. (liyakatsızlığın futbol camiasına kadar uzanması bu başarısızlıklardan ana neden ama bu bugünün konusu değil, başka zaman konuşuruz bu meseleyi)
Kendi liginde birbirini yiyen takımlarımızın gerçek gücünü göreceğimiz arena , tam da bu arena.
Aynı şey Fenerbahçe için de geçerli. Avrupa konferans liginde gruplara kalmayı başaran Fenerbahçe’de rakibi Twente’yi kötü oynayarak eledi 5-1 ilk skor avantajıyla. Tıpkı Galatasaray’ın Molde’yi çok kötü bir futbolla elediği gibi.
Şampiyonlar liginde öyle olmaz işte. Kötü mü oynadın? Gözünün yaşına bakmaz, adıos size derler.
Bu arada şu parantezi de açmak isterim. Galatasaray’ın Molde’yi rövanş maçında da yenerek elemesine rağmen, oynadığı kötü futboldan dolayı bu kadar acımasızca eleştirilmesini de doğru bulmuyorum. Geçen sezon takımı şampiyon yapan, şampiyonlar liginde gruplara kalma başarısı gösteren Okan Buruk’a “Galatasaray’ın hocası değil “ eleştirisi hem yersiz hem gereksiz. Kim Galatasaray’ın hocası? Kimi istersiniz mesela ? 8 günde 3 maç oynamış takımın , kazanacağından emin olduğu maçta “düşük performans “ göstermesi olağandır. Kötü oynama lüksünün olmadığı yer GRUP MAÇLARIDIR. Esas vitrin orasıdır.
Velhasıl kelam, üç türk antrenör var üç büyüklerim başında.
Okan Buruk
İsmail Kartal
Şenol Güneş
Bu üç teknik adam, sabrı ve saygıyı, ağzında sakızla, takımı tiyatro seyreder gibi seyreden Jorge Jesus’dan daha fazla hak ediyor.
O yüzden, her 90 dakikanın sonunda İsmail kartal Fenerbahçe’nin hocası değil, Okan zaten hiç değil gibi yorumlar yapıp sezon sonunda hocam büyüksün demeyelim. Zira birinden biri şampiyon olacak bu adamların. Bari değerlerimize sahip çıkalım hak etmeyen adamlara milyonlarca euro para sayıp, sonra Arabistan ligine uğurlamayalım...