Özgür Özel İstifa Etmeliydi

Kurultay sürecindeki CHP’de liderlik yarışı başladı.

CHP Grup Başkanı Özgür Özel ve Prof. Dr. Örsan K. Öymen genel başkanlığa aday olduklarını açıkladılar. Kurultay gününe kadar başka adaylar da çıkabilir.

Özel de Öymen de aylıklarını CHP Genel Merkezi’nde açıklamak istediklerini Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na ilettiler.

Kılıçdaroğlu, her iki aday için de Genel Merkez’de salon tahsis etti.

Adaylar, katılımcıların eşliğinde tahsis edilen salonda Kılıçdaroğlu’nu eleştirerek adaylıklarını ilân ettiler.

Bu görüntü CHP için güzel bir görüntüydü.

Parti için demokrasinin işletildiği bir süreçti.

Böyle bir süreci zaten sadece CHP’de görebilirsiniz.

Mükemmel olmamakla birlikte parti içi demokrasinin işlediği, lidere karşı başka isimlerin de genel başkanlığa aday olduğu ve kurultayda çoklu adayların yarıştığı hemen hemen tek örnek CHP’dir.

Kurultaya giderken CHP’nin sergilediği demokratik tutumu umarım diğer partiler de örnek alır.

Genel başkan adayları Özel ve Öymen’in partideki konumları farklı.

Özel halen Meclis Grup Başkanı olarak görev yapıyor.

Öymen ise CHP’de Parti Meclisi üyeliği yapmış bir bilim insanı. Partide aktif bir görevi yok.

Öymen, son dönemlerde yazdığı yazılarda Kılıçdaroğlu’nu ve parti yönetimini laiklik ilkesini savunmamakla, Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkmamakla sık sık eleştiriyordu. Genel başkan adayı olmasında CHP’nin ilkelerinden uzaklaştığı görüşü en önemli faktörlerden biri.

Öymen’le birlikte hareket edenler arasında Deniz Baykal döneminde partide üst düzey görevler üstlenmiş, milletvekilliği yapmış isimler de var.

Özel de bir tutum belgesiyle birlikte adaylığını uzun bir konuşmayla açıkladı. CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nu eleştirdi. Yenilginin sorumluluğunu üstlenmemekle, hiçbir şey olmamış gibi yola devam etmekle suçladı.

Eleştirileri şu üç konuda toplanıyordu:

Kılıçdaroğlu’nun İttifak sürecinde 6’lı Masa’daki partilere 39 milletvekilliği vermesi, Ümit Özdağ’la gizli bir protokol yapması ve bir yazısında “sağ sol artık yok, 18. yüzyılda kaldı” görüşünü dillendirmesi.

Özel, CHP’de ön seçimi esas alacaklarını, işçinin, emekçinin, yoksulun, haksızlığa uğrayanların yanında olacaklarını söyledi. Atatürk’ün yolundan gideceklerini, hak temelli politikalar izleyeceklerini, demokratik, laik, çağdaş bir Türkiye hedefleyeceklerini duyurdu.

Özel’in Kılıçdaroğlu’yla ilgili eleştirilerine ve vaatlerine geçmeden önce bir özeleştiride bulunması ve Grup Başkanlığı görevinden istifa ettiğini duyurması beklenirdi.

Ancak öyle yapmadı, ciddi bir özeleştiri yapmadığı gibi Grup Başkanlığı görevinden de istifa etmedi.

Özel’in bu tutumu adaylık süreci boyunca eleştiri konusu olacaktır.

Özel, seçim yenilgisi kadar grup başkan vekili olarak Kılıçdaroğlu’nun aldığı kararların gereğini yerine getiren, görüşlerini ve politikalarını savunan bir siyasetçiydi. Grup başkan vekilliğine de grup başkanlığına da Kılıçdaroğlu’nun önerisiyle seçildi.

Doğal olarak seçim yenilgisinde Kılıçdaroğlu kadar olmasa da Özel ve diğer yöneticilerin de sorumluluğu var. Özeleştiri bunun için gerekliydi.

Özel, Grup Başkanı olarak Meclis’te Kılıçdaroğlu’nu temsil ediyor. Kılıçdaroğlu’nun politikalarını, görüşlerini Meclis’te savunmak Özel’in görevi. Kurultay’a kadar Grup Başkanı olarak aynı görevi sürdürecek.

Bu çelişkili bir durum.

Bu durum CHP’nin geleneklerine de uymuyor.

Geçmişte Bülent Ecevit, İsmet İnönü’ye karşı mücadeleye karar verdiğinde genel sekreterlik görevinden istifa etmiştir. Deniz Baykal, SHP’de Erdal İnönü’ye karşı mücadeleye karar verdiğinde genel sekreterlik görevinden istifa etmiştir. Muharrem İnce, Kılıçdaroğlu’na karşı genel başkan adayı olurken grup başkan vekilliği görevinden istifa etmiştir.

Özel’in bu yolu izlemesi şık olurdu.

Özel’in konuşmasını Ekrem İmamoğlu’nun “CHP değişir, Türkiye değişir” sloganıyla bitirmesi dikkat çekiciydi. Özel’i sosyal medyadan ilk kutlayanlardan biri İmamoğlu’ydu.

Özel daha önceki televizyon programlarında “İmamoğlu’yla bir idealimiz var” demişti.

Öyle anlaşılıyor ki İmamoğlu ile Özel arasında bir görev paylaşımı var. İmamoğlu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı, Özel de CHP Genel Başkanlığı adaylığını üstlenmiş durumda. İmamoğlu İstanbul’a kazanması halinde bir sonraki seçimde CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olmayı hedefliyor. Özel de CHP Genel Başkanı olarak İmamoğlu’nu destekleyecek.

Tabii bu İmamoğlu’nun İstanbul Belediye Başkanlığı’nı, Özel’in de CHP Genel Başkanlığını kazanmalarına bağlı.

Seçimleri kazansalar da kazanamasalar da Kılıçdaroğlu gibi İmamoğlu ve Özel’in gözetmeleri gereken CHP’nin parçalanmaması, mücadeleye bütünlüğünü koruyarak devam etmesidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fikret Bila Arşivi