Lûbe Ayar
Büyükekşi, Onay Olmadan Bıyığını Kesemez!
Skandalın özeti şu: Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında Fenerbahçe ve Galatasaray’a bir ‘Süper Kupa’ maçı oynatamadılar! TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türk futbol tarihine adını böyle yazdırdı.
29 Aralık Cuma akşamı Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da 20.45'te başlaması planlanan Süper Kupa maçı, Suudilerin Atatürk kompleksi nedeniyle oynanamadı. Resmi değil özel bir etkinlik olduğu halde Suudiler, takımlarımızın sahaya ‘Atatürk temalı’ tişörtlerle ısınmaya çıkmasına izin vermeyince Fenerbahçe ve Galatasaray, topa vurmadan Türkiye’ye döndü. Riyad’da iki kez toplantıya çağırılan ve son ana kadar sahaya çıkmaları için baskı altına alınan iki kulübün başkanı kendilerine yakışanı yaptılar. Fakat bu olay, TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin ‘şimdilik’ en büyük skandalı olarak kayıtlara geçti. Zira geçen haftaki skandal, hakem kararına öfkelenen İstanbulspor Başkanı Ecmel Faik Sarıalioğlu’nun takımını sahadan çekmesiydi. Ondan önceki Ankaragücü Başkanı Faruk Koca’nın sahaya dalarak FİFA kokartlı hakem Halil Umut Meler’e yumruk atması ve tutuklanmasıydı. Ondan önce Trabzonspor’un, “TFF bize Mete Kalkavan bir daha maça çıkmayacak diye söz verdi ama tutmadı” diye açıklama yapmasıydı. Ondan önce şu meşhur Egeli hakem çetesinin, saf dışı bırakmak istedikleri bazı meslektaşlarına bizzat MHK Başkanı ağzıyla, “Sizi Ali Koç istemiyor” dedirttiğinin ortaya çıkmasıydı. Ondan önce Leyla Ceylan’ın, boşanma davasında VAR hakemi olan eşi Hakan Ceylan’ın yanı sıra Tolga Özkalfa ve Alper Ulusoy’un da FIFA listesine girmek için sahte sağlık raporu düzenlediğini öne sürmesiydi. Ondan birkaç gün önce Tuzlaspor Kulübü'nün bazı maçlarda 50 bin liraya varan fahiş fiyatlara bilet satmış gibi davranarak stadını dolu göstermesiydi. Ondan önce tribünlerden kendisine edilen küfürlere kızıp eski Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi’ye taraftarlarının önünde parmak sallamasıydı. Ondan önce Galatasaray Sportif A.Ş. Başkanvekili Erden Timur’la ortak inşaat işleri yaptığının ortaya çıkmasıydı. Ama hepsinden önce Büyükekşi’nin telefonunda FETÖ’nün gizli mesajlaşma programı olarak bilinen ByLock’un tespit edilmesi ve beyefendinin suçu özel kalem müdürüne atmasıydı. Velhasıl Büyükekşi, adının karıştığı devasa krizleri egale ede ede bugünlere geldi. Bu nedenle Riyad’daki son skandalın asıl sorumluları, federasyon başkanlığı koltuğuna oturtulduğu günden beri Büyükekşi’nin yaptıklarına göz yumanlardır.
Formalar ve pankartlar önceden bildirildi
Cuma akşamı henüz takımların sahaya çıkıp çıkmayacağı belli değilken Riyad’taki bir Fenerbahçe yöneticisiyle konuştum. Fenerbahçe’nin -her maçtan önce olduğu gibi- 27 Aralık Salı günü 'Yurtta Sulh Cihanda Sulh' pankartını ve futbolcuların ısınırken giyeceği Atatürk resimli formaları TFF'ye bildirdiğini öğrenince bu bilgiyi kamuoyuyla paylaştım. Maçtan bir gün önce Galatasaray’ın da TFF’yi tişörtler konusunda bilgilendirdiği ortaya çıktı. Bu durumda Suudilerin -Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılını kutladığını bildikleri halde- ülkenin en büyük iki kulübünün kurucu liderlerini anmasında bir tuhaflık varmış gibi davranması büyük terbiyesizliktir. Mustafa Kemal Atatürk ne Türkiye’de ne de dünyanın herhangi bir köşesinde ‘siyasi figür’ olarak değerlendirilebilir. Dünya tarihine adını yazdırmış büyük bir liderin anısına karşı bu hadsizliği yapanların topraklarında Fenerbahçe’nin ve Galatasaray’ın top koşturması mümkün değildir. Ne mutlu bize ki takımlarımız bu rezalete sessiz kalmadılar.
Sorumluluğu kulüplere yıkma çabası
Fenerbahçe ve Galatasaray’ın aynı gece İstanbul’a dönmesinin ardından gözler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve onun seçtiği TFF Başkanı Büyükekşi’ye çevrildi. Fakat cumartesi akşam saatlerine kadar kimseden ses çıkmadı. Akşamüzeri sessizliği bozan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun oldu. Altun’un sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, TFF ve Suudi Arabistan yetkililerinin sahada ve tribünlerde uyulacak kurallara ve esaslara ilişkin 20 Ekim’de bir protokol üzerinde mutabakata vardığını belirtilerek, “Söz konusu müsabaka bir milli maç olmadığı halde Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılı olması dolayısıyla taraflar İstiklal Marşı okunması ve Türk bayraklarının kullanılmasına yönelik uzlaşıya varmışlardır. Kulüpler, maçın hemen öncesinde takımların sahaya ısınmak için Mustafa Kemal Atatürk tişörtleriyle çıkma ve üzerlerinde Mustafa Kemal Atatürk'ün sözlerinin yazılı olduğu pankartlarla çıkma taleplerinin TFF ile Suudi yetkililer arasında daha önceden yapılan protokole eklenmesini talep etmişlerdir. Suudi yetkililer, daha önce TFF ile yaptıkları anlaşmayla uluslararası yönetmelikler ve düzenlemeleri gerekçe göstererek maçın hemen öncesinde bu talepleri mevcut protokole eklemeyi kabul etmemiştir" denildi. Sözde dezenformasyona mâni olmak için yapılan açıklama doğru bilgileri çarpıtıyordu.
ByLock iddiaları Yeni Şafak’ta
Birkaç saat sonra Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, organizasyonun asıl sorumlularının TFF ve kulüp yönetimleri olduğunu dikkat çektiği sosyal medya paylaşımında, ”Sürecin asli kusurlusu olanlar, üstelik olaylardan sonraki ortak açıklamalarında ev sahibi ülkeye teşekkür edip sonra da ev sahibi ülkenin protokolün dışında kalan konulardaki negatif tutumlarına dayanarak kahramanlık gösterisi yapamaz” dedi. Aynı dakikalarda iktidara yakın gazetelerden Yeni Şafak’ın haberinde Mehmet Büyükekşi hakkındaki ByLock iddialarına yer verildi ve “Türk futbol kamuoyu Büyükekşi’nin istifasını talep ediyor” diye yazıldı. Hemen ardında da Büyükekşi’nin istifasının istendiğine dair söylentiler sosyal medyada yayılmaya başladı.
Tribünlerin tepkisi nasıl olacak?
Akşam geç saatlerde ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, Necip Fazıl Ödülleri töreninde sessizliğini bozdu ama net bir tavır sergilemedi. Erdoğan, “Gazi Mustafa Kemal, bu ülkenin banisidir. Türkiye'nin onurunu, haysiyetini nasıl savunduğumuzu tüm dünya çok iyi biliyor. Bu konuda yapılması gereken ne varsa onu yapmaktan çekinmedik, çekinmeyiz” dedi. İktidar şimdilik konuyu soğutmaya çalışsa da tribünler bu olayı kolay kolay unutmayacaktır. Haftaya ligin ikinci yarısı başlayacak. Bakalım Mehmet Büyükekşi, ikinci yarıyı koltuğundan izleyebilecek mi? Elbette bu soru bir istifa beklentisinden kaynaklanmıyor. Önceki akşam Halk TV’de de söylediğim gibi Büyükekşi, onay olmadan bıyığını bile kesemez!