Murat Ağırel
Beyin yakan kur rakamları
Önceki yazımın daha mürekkebi kurumadan aynı konuda ikinci yazıyı yazmak zorunda kalıyorum…
Daha doğrusu verdiğim bilgileri güncellemek zorunda kalıyorum.
Konumuz: Ekonomi
Daha önceki yazımda Gelecek Partisi Ekonomi Politikaları Başkanı Ekonomist Kerim Rota’nın tespitlerine yer vermiştim.
Rota’nın verdiği rakamlara göre 2011 ila 2017 yılları arasında yaklaşık 50 milyar TL civarında olan faiz gideri 2021 yılında bu rakam 190 milyara çıkmış. Yani devletin faiz harcama artışı 3,8 kat arttı. Daha kötüsü 2024 yılında 320 milyar TL olacak.
Demiştik ki köprünün altından çok sular aktı.
Tekrar aradım Kerim Rota’yı. “Hocam güncellediniz mi” dedim.
“Güncelledim” dedi ve rakamları verdi…
Önceki yazımda değinmiştim; Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçmeden önce toplanan her 10 liralık vergi gelirinin yaklaşık 1 lirası faiz harcamaları için kullanılırken, üç senede 2 liranın üzerine çıktı.
Ayrıca…
19 Mart 2021 Merkez Bankası başkan değişimi öncesi dolar kuru 7,27 seviyesindeydi. 7 ay sonra bugün dolar kuru 9,50 TL oldu. Artış oranı yüzde 31 oldu demiştim.
Bugün dolar kuru artık 10,05! Artış oranı ise yüzde 38’e çıktı!
Peki, bizim dolar cinsinden ne kadar borcumuz var?
Kamu dış borcu 179 milyar dolar, iç döviz borcu 31 milyar dolar. Yani toplam 210 milyar dolar borcumuz var.
Bu borcumuza istinaden hepimizin alınteri ile oluşturulan vergilerimizle sadece 7 ayda meydana gelen kur artışından ödeyeceğimiz kur farkı ne kadar biliyor musunuz?
Tam 468 milyar TL demiştim. Yine güncellememiz lazım. Bu rakam aradan geçen 11 günde artarak 573 milyar TL oldu. Yani sadece 11 günde 105 milyar TL daha kamuya yük bindi.
573 milyar TL. Boşuna düşünmeyin büyüklüğünü hayal edebileceğimiz bir para değil.
Peki, özel sektörde durum ne oldu?
Özel sektörün dış borcu 240 milyar dolar. Firmaların üzerine binen kur farkı ise tam 535 milyar TL demiştim 11 gün önce…
O rakam kurdaki artış ile 655 milyar TL oldu! 120 milyar TL (Eski para ile 120 katrilyon lira arttı.)
Sadece 11 gün önce kamu ve özel sektörün sırtına binen döviz kuru farkı 535+468= 1.003 trilyon TL idi. Bugün itibari ile bu tutar 1.3 trilyon TL oldu.Yani eski para ile karşılığı 1.3 kentilyon! 1’in yanına 18 tane sıfır eklediğinizi düşünün…
Ben düşünemedim.
Siz düşündeyseniz devam edelim…
Çok çok meşhur(!) Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) ile yapılan projelerimize ne kadar para ödeyeceğiz?
157 milyar dolar…
11 gün önceki kur atışı ile yapacağımız fazladan ödeme ne kadardı
Tam 350 milyar TL…
Kur 10,05 olunca bu ödeme ne kadar oldu dersiniz?
473 Milyar TL.Yani sadece 11 günde meydana gelen kur artışı ile 123 milyar TL daha cebimizden KÖİ firmalarına fazladan para ödeyeceğiz.
Toparlayalım…
Merkez Bankası Başkanının değişmesinden sonra geçen 7 aylık süre içerisinde geçen zaman içerisinde kur 10,05 olunca neler oldu?
Kamu iç-dış döviz borcu artış- 573 milyar TL
Özel sektör dış borcu artış – 655 milyar TL
Kamu Özel İş Birliği (KÖİ) projelerine 473 milyar TL
Basit hesapla 573+655+473 = 1.701 Trilyon TL döviz kurunun artması nedeni ile oluşan kur farkı zararı ortaya çıktı.
Her ne kadar devletten iş alsalar da özel sektör dış borcunu hesaplamamızdan çıkarmamız gerek. Kazançlarının büyük çoğunluğunu serbest piyasadan sağlıyorlar.
Biz kamunun, yani sizin, benim, çocuklarımızın cebinden direk çıkacak parayı hesaplayalım o para da 1 trilyon 46 milyar TL.
Peki…
Bu parayla ne yapılabilir?
Mesela Türkiye’deki ücretli çalışan sayısı 13 milyon 515 bin kişi.
Bu kişilere bir yıl boyunca her ay 3500 TL maaş dışında para verirsek toplam 567 milyar TL ödemiş oluruz.
Elimizde 479 milyar TL kaldı.
E paramız var. Nedir toplumun sorunu bakıyoruz…
5 milyon üniversite öğrencisinin 5.5 milyar TL KYK borcunu kapattık.
6 milyon EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) için gerekli olan 104 milyar TL’yi de ödedik.
1 milyon 287 bin kredi kartı borçlusuna ait 7.2 milyar TL borcu da sildik.
Kaldı elimizde 362.3 milyar TL.
1915 Çanakkale Köprüsü’nün maliyeti 7 milyar 144 milyon TL.
Osmangazi Köprüsü’nün maliyeti 1.2milyar dolar yapım yılındaki kur ile 2 milyar 355 milyon TL. Bugünkü kur ile 12 milyar TL.
Biz bugünkü kur ile hesaplayalım.
Avrasya Tünelinin maliyeti 1 milyar 245 milyon dolar. Bugünkü kur ile hesaplayalım 13 milyar TL.
Yavuz Sultan Selim Köprüsü maliyeti 12 milyar TL.
Kalan parayla hepsini sıfır borçlanma ile yaptık bile…
Bakın hala elimizde kaldı 330 milyar 156 milyon TL.
541 bin 346 çiftçiye (SGK verisine göre) destek olarak karşılıksız 150 bin TL dağıtsak ödeyeceğimiz rakam 81 milyar 201 milyon TL.
3600 Ek Gösterge düzenlemesi ile etkilenecek olan 1 milyon kişinin maliyeti 7.7 milyar TL.
Kaldı elimizde 241 milyar 255 milyon TL.
180 milyar kilovatsaat enerji üreten Atatürk Barajının maliyeti 4 milyar dolar. Yani 40 milyar TL.
50 tane Atatürk Barajı gibi baraj yaptık. Hepsini de borçsuz ödedik 200 milyar TL.
Elimizde halen 1 Milyar 255 Milyon TL para kaldı.
Kaç tane fabrika açılır,kaç tane yol yapılır,kaç tane uçak alınır,kaç tane okul ve yurt yapılır?
Kaç milyon emekliye güzel bir hayat sunulabilirdi?
AKP’nin “20 yılda yaptık” dediklerini son 7 ayda artan kur nedeni ile oluşan borçlanmanın sadece bir kısmı ile borçsuz şekilde yapabilirdik.
Şunu kabul edelim.
Geleceğimizi kaybettik.
Koskoca bir ülke iktidarın kişisel egolarla atılmış yanlış ekonomi politikaları nedeniyle önümüzdeki 10-15 yıl borç ödemek için çalışacak. O da mantıklı bir ekonomik program uygulanabilirse rayına oturur.
Yoksa…
Böyle üç beş zengine para kazandırmak için yaşamaya devam edeceğiz.