Fikret Bila
Az kaldı
İYİ Parti Lideri Meral Akşener halkla ilişkilerde, kısa sürede güçlü bir liderlik kurdu.
Her fırsatta sokağa inmesi, vatandaşı, esnafı can kulağıyla dinlemesi, dertlerine ortak olması ve çözüm üremesiyle ağır ekonomik kriz altında ezilen kesimler açısından bir umut ve güven oluşturdu.
Akşener’in başarılı olduğu bir alan da slogan üretimi.
Son iki örneği “Kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet” ve “az kaldı” sloganlarıydı.
Abdülhamit’in baskı, jurnal, sürgün uygulamalarıyla tarihe kazınan uygulamalarıyla bugünkü iktidarın uygulamalarının benzer olduğu mesajı hem günlerce tartışıldı hem toplumda karşılık buldu.
İkinci sloganla da iktidarın çok az ömrünün kaldığı mesajı vererek, iktidar değişikliği umudunu güçlü biçimde beslemeye başladı.
“Az kaldı” kampanyası ayrıca çeşitli kesimlerce dillendirilen “6’lı masa çok iyi ama topluma ne yapacaklarını somut şekilde sıralayıp ortaya program koymuyorlar” eleştirisine etkili bir yanıt oldu.
Aslında 6’lı masayı oluşturan partilerde, uzun yıllar devletin en önemli kurumlarında üst düzey görev almış, uzmanlıkları uluslararası kabul görmüş çok sayıda isim var. Ekonomide, merkez bankacılığında, maliyede, hazinede, dış işleri bakanlığında, mülki idarede, denetim organlarında, planlamada başarılı hizmetler sunmuş her biri kendi alanında ağırlık taşıyan bu kadrolar, iktidar değişikliğinde devlet yönetimini kolaylıkla üstlenebilirler.
Nitekim İYİ Parti, bu uzmanların hazırladığı “Az kaldı” kampanyasıyla, iktidar değişikliğinde neler yapacaklarını halkın anlayacağı sade bir dille ortaya koydu.
Diğer muhalefet partileri de neler yapacaklarını kamuoyuna birçok kez açıkladılar. Ortak olarak neler yapılacağı konusunda da çalışma gruplarının faaliyetleri sürüyor. Her partinin ayrıca kendi programı da var.
İYİ Parti’nin bu çalışmasını bir sloganla kampanya haline getirmesi farkındalığı hızla artırdı ve ilgi gördü. İYİ Parti, halkın en önemli sorunlarını nasıl çözeceğini azkaldi.org ile siteleştirdi. Bu sitede akla gelebilecek her sorunun yanıtı var.
“Örneğin ekonomi nasıl düzeltilecek” diye sorduğunuzda karşınıza şu yanıt geliyor:
“Merkez Bankası’nın bağımsızlığı anayasal güvence altına alınacak, kredibilitesi yeniden tesis edilecek. “3” Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi Eki “1” Sayılı liste atamaları yeniden yapılacak. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bütçe hakkı güçlenecek. Vatandaşımız parasının arkasını arayabilecek, yaptım oldu anlayışı bitecek. Bağımsız düzenleyici otoritelerin hükümetle olan ilişkileri güncellenecek, bağımsızlıkları güçlendirilecek. Ekonomiyi hobi amaçlı takip edenler, açıklamalarına alkış isteyenler, gözlerindeki ışıltıyı referans verenler, projelerine çok önemli diyerek milleti önemsizleştirenler, Merkez Bankası’nda buhar sistemleri kuranlar, swapı sevap kabul edenler değil alanlarında uzman, akademik ve global düşünüp milli çözüm üreten kadrolar ile İYİ Parti iktidarında ekonomiye liyakat gelecek.”
“Yargı nasıl düzelecek yargı bağımsızlığı nasıl son bulacak, haksız tutuklamalar, mahkumiyetler nasıl kaldırılacak” diye sorarsanız şu yanıt geliyor:
“Hakimlik teminatının daha sağlam temellere oturtulması için, yetki ve coğrafi teminat güvencesi sağlanacak. Adalet Bakanı ve Müsteşarı, Hakimler Kurulu’nda yer almayacak.
Hâkim ve savcıların mesleğe kabullerinde ve yükselmelerinde objektif kriterler esas alınacak, hukuk eğitiminin kalitesini yükseltmek amacıyla hukuk fakültelerinin sayısı azaltılacak, akademik kadro ve müfredat konularında kapsamlı iyileştirmeler yapılacak.
Hâkimlerin, çok daha özenli davranmalarını sağlamak amacıyla Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarıyla verdikleri kararların uyumunu temel terfi ve yükselme ölçütlerden biri haline getiren düzenlemeler uygulamaya alınacak, titizlikle takip edilecek.
Hukukun evrensel ilkelerinden kasten uzaklaşarak, sebep-sonuç ilişkilerini muhakeme yerine siyasi konjonktüre göre görevini kötüye kullanarak yargıya, hukuka, adalete güveni ortadan kaldıran, Anayasa Mahkemesi veya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği hak ihlali kararlarına sebep olan, devleti tazminata mahkûm ettiren veya zarara uğratan hâkim ve savcılara rücu edilecek.
Tutuklamanın, keyfiyetten uzak, kurallara bağlı ve istisna olması için kesin, objektif, vicdana ve hukuka uygun düzenlemeler hayata geçirilecek. Tutuklama ve gözaltı işlemlerinde yetki ve uygulama sorunlarına çözüm bulmak adına, Cumhuriyet Başsavcılığı’na bağlı Adli Kolluk Teşkilatı’nı hayata geçireceğiz.
Çoklu Baro uygulamasına son verilecek, Türkiye Barolar Birliği seçimlerinde ‘temsilde adalet’ sağlanacak.”
Oldukça net yanıtlar.
Benzeri yanıtları sığınmacılar sorununda, sınır güvenliği, medya özürlüğü, İstanbul Sözleşmesi, esnaf, çiftçinin, işçinin, emeklinin, emeklilikte yaşa takılanların sorunlarının nasıl çözüleceği konularında da bulabiliyorsunuz.
İYİ Parti’nin bu çalışmasında görüldüğü gibi Millet İttifakı ve 6’lı masa iktidar değişikliğinde ne yapacaklarını biliyor.