Mustafa K. Erdemol

Mustafa K. Erdemol

Almak isteyene çok ders var: Sri Lanka: Başkanlık Sarayı sorunları örtemedi

Parasının değerini koruyamayan, makamlara akrabalarını dolduran, halk pahalılık, yoksulluk altında ezilirken saraylar, köşkler yaptıran her yöneticinin çıkarması gereken derslerle dolu Sri Lanka’da yaşananlar. Bu ülkenin, ayrılıkçı Tamil Kaplanları Kurtuluş örgütünü “yok ettiği” için büyük bir destekle seçilen evlere şenlik Devlet Başkanı eski asker Gotabaya Rajapaksa’nın da etrafında halkın halini görmesini engelleyen, işlerin yolunda gittiğini söyleyen dalkavukları, yağdanlıkları vardı kuşkusuz. Aylardır içten içe başlayan, son haftalarda önü alınamaz biçimde gelişip en sonunda kendisi ile Mayıs ayında Başbakanlığa atanan Ranil Wickremesinghe’yi koltuklarından uzaklaştıran halk isyanını gördüğünde anlamıştır gerçek durumun ne olduğunu.

Ülkede bağımsızlığın kazanıldığı 1947’den bu yana ilk kez görevdeki bir Cumhurbaşkanı alaşağı edildi. Büyük olay. Halkın, şatafatı dillere destan Başkanlık Sarayı’nı basıp, Başkan ile (sekiz kişinin öldüğü gösteriler sonucu Mayıs’ta Başbakanlıktan istifa eden kardeşi) Mahinda Rajapaksa’nın zengin araba koleksiyonuna, lüks yüzme havuzuna el koyduğunu gösteren görüntüler çok çarpıcıydı. Kendi yaşamları ile devlet başkanının yaşamı arasında başkan lehine hayli keyifli olan farkı gördüklerinde isyan etmekte geç bile kaldıklarını söyleyenler vardı göstericiler arasında.

Mucizeyi felakete çevirdiler

İnsan, bir zamanlar gelişmekte olan ekonomilere model olarak gösterilen Sri Lanka Mucizesi’nin yerle bir oluşuna inanamıyor gerçekten. Tropikal bir ülke olduğu için normalde yiyecek sıkıntısı çekmemesi gereken 22 milyon nüfuslu ülkede insanlar ciddi açlıkla karşı karşıyalar. BM Dünya Gıda Programı, yaklaşık 10 aileden dokuzunun öğün atladığını (genellikle yemeklerini bir öğüne düşürdüklerini), 3 milyonunun ise acil insani yardım fonlarına muhtaç olduğunu belirtiyor.

Ülkenin dış borcu 51milyar dolar. Ana parayı bırakın, faizini bile ödeyecek durumda olmayan hükümet. döviz harcanmasın diye kimyasal gübre ithalatını yasaklayarak tarımı da bitirdi, tarımcıları açlığa mahkum etti. Yani yakıt kıtlığı, elektrik kesintileri, ilaç eksikliği, gizli enflasyonun yüzde 54,6’ya dayanmış oluşu, (yüzde 70 olması bekleniyor) mucizeyi felakete dönüştürdü.

Neden böyle oldu?

Analistler, birbirini takip eden hükümetlerin kötü ekonomi yönetimlerinin Sri Lanka'nın kamu maliyesini zayıflattığını, ulusal harcamaları gelirin üzerine çıkarttığını belirtiyor. Diğer nedenleri de madde madde sıralayalım:

1) Rajapaksa (Başbakan kardeşi ile birlikte) Sri Lanka'yı baskıyla, adam kayırmayla, yolsuzlukla yönetti. Kötü ekonomi sonucu, yurt dışına mal satmak yerine iç pazarlara odaklanıldı. Böylece ihracat gelirleri düştü, ithalat maliyeti arttı.

2) Nisan 2019'da Paskalya Pazarı Terörü olarak bilinen saldırılar ülkenin en büyük döviz kaynağı olan turizm sektörünü vurdu.

3) Kasım 2019'da Başkan Rajapaksa, zaten kronik bütçe açıkları nedeniyle yaralanmış ülkede bir milyon vergi mükellefinin kaybı anlamına gelecek olan büyük gelir kaynağı vergilerde kapsamlı indirimlere gitti.

4) Tüm bunların üzerine turizmi vuran, dolayısıyla döviz rezervlerini de tüketen covid-19 salgını geldi.

5) Geçen yıl hükümet döviz çıkışını engellemek amacıyla kimyasal gübre ithalatını yasaklayarak çiftçilerden organik gübre kullanmalarını istedi. Ancak bu gerçekleşmedi, tarım üretimi çöktü.

6) Yurt dışından gıda stokları alınması döviz sıkıntısını daha da kötüleştirdi.

7) Sri Lanka’nın büyük dış borçlarını geri ödeyememesinden endişe duyan derecelendirme kuruluşları, 2020'den itibaren Sri Lanka'nın kredi notunu düşürdü, sonunda ülkeyi uluslararası finans piyasalarının dışında tuttu. Ekonomiyi ayakta tutmak için hükümet, döviz rezervlerinin yüzde 70’ini iki yıl içinde tüketti.

Hızla bozulan ekonomik ortama rağmen, Rajapaksa hükümeti başlangıçta IMF ile görüşmeleri erteledi. Bu arada Hindistan temel ihtiyaç maddelerinin parasının ödenmesine yardımcı olmak amacıyla milyarlarca dolar kredi verdi. Hindistan’ın Sri Lanka’ya bu yıl yaptığı mali destek 3.5 milyar doların üzerinde. Bu yılın başlarında Rajapaksa, Çin'den yaklaşık 3,5 milyar dolarlık borcunu yeniden yapılandırmasını istedi. Çin bu isteğe olumlu karşılık verdi. Ancak ekonominin çökmesi üzerine Rajapaksa sonunda IMF ile görüşmelere başladı.

Çökmesine izin vermezler

Cumhurbaşkanı Rajapaksa'nın istifası gerekliydi ama kısa vadede sorunları çözemez. Hatta, ülkenin siyasi, ekonomik belirsizliğini daha da artıracak gibi görünüyor. Çok ama çok ciddi bir krizin içinde olan Sri Lanka’nın “dibe vurduğu” yorumları yapılıyor. Duruma bakınca haklılık payı var. Ancak Sri Lanka'nın dünyanın en yoğun denizcilik hatlarından biri üzerinde bulunduğunu, deniz ticaretinde söz sahibi olan ülkelerin Sri Lanka’nın istikrar içinde olmasında çıkarları bulunduğunu, bunun da gereklerini yerine getireceklerini unutmayalım. Yani elbette ağır tavizler de alarak bir “kurtarma operasyonu” başlatabilirler.

Sri Lanka’dan ders alması gerekenler kibri bırakıp, saraylar yaptırmanın itibar ölçüsü olmadığını kavramalılar. Halk bu tür ölçülere “itibar” etmiyor.

Sri Lanka olayları en azından bunu göstermiş oldu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mustafa K. Erdemol Arşivi