İsmail Pehlivan

İsmail Pehlivan

Alevi Çocukları Asimilasyonun Kıskacında Mı?

“Okul bilir doğru yolu
Okuldur yurdun temeli
Mürşit ilimdir bilmeli
Bu ses Ata'nın sesidir”
Aşık Veysel

AKP-MHP iktidarı pervasızlığına devam ediyor hala!
Devlet eliyle eğitim-öğretim kurumlarımızı “mescid”e,”medrese”ye dönüştürmeye çalışan siyasi iktidar, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” ile Cumhuriyetin tüm değerlerini ayakları altına almaya hazırlanıyor.

Anlayacağımız AKP-MHP iktidarı cumhuriyetimize son noktayı koymaya hazırlanıyor. Hukuku katlediyorlar. Yargı iktidarın öç alma operasyon merkezine dönüşmüş durumda. Siyasal ahlaksızlık hat safhaya. Toplumsal birlikteliği yaralıyorlar. Türkiye halkının genetiği ile oynamaya çalışıyorlar. Ekonomiyi tepetaklak uçuruma sürüklüyorlar. Halkı açlığa mahkum ediyorlar.

Ayrıca Cumhuriyetin harcında büyük payı olan Alevilerin haklarını vermemekte direniyorlar.

ALEVİ ÇOCUKLARI ASİMİLASYON KISKACINDA

AKP-MHP iktidarı “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” ile ülkemizde Mustafa Kemal Atatürk’ün devrim ve ilkelerini bağlı olan Alevi çocuklarının; bu eğitim-öğretim müfredatından en çok zarar görecek toplumsal varlık olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Burada dikkatinizi çekeceğine inandığım ve bugüne kadar hiçbir akademisyenin, yazarın-çizerin üzerinde durmadığı veya durmak istemediği Alevi çocuklarının bu müfredat ile korkunç bir asimilasyona tabi tutulacağıdır.

Nasıl derseniz? Anlatayım.

Hakk Muhammed Ali yoluna inanan Aleviler, En-el Hakk (Hakk âdemdedir) der. Alevi inancındaki ibadet uygulama biçimi, ritüeller hatta gülbanklerin (dualar) hiçbirinin; Sünni inanç uygulamaları, ritüelleri ve dualarıyla ortak bir yanına rastlayamazsınız. Bunu tek bir örnekle ifade edeyim. Aleviler, namaz kılmaz; cemal cemale gülbanklerle niyaz ederek ve rızalık alarak ibadete başlarlar. Sünniler, sıralar halinde peş peşe durarak namaz kılarlar. Müminlerden ibadet öncesi razılık alınmaz. Tek başına bu bile Aleviler ile Sünniler arasında ne kadar önemli ibadet farklılıkları olduğunu bize göstermektedir.

Dolayısıyla Alevi çocuklarının asimilasyona tabi tutulacağı, bu denli dinselleştirilmiş “Maarrif Modeli” okullarda uygulanmaya başlandığında eğitim-öğretim onlar için zulme dönüşecek.

Salt Alevi çocukları değil; laik seküler ailelerin çocukları da en az Alevi çocukları kadar zulüm görecek. “ÇEDES” ve “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” adı altında irticacı yapılanmanın önünü açan uygulamalara imza atan AKP-MHP iktidarı, cumhuriyetimizin kimyasını bozmayı hedefliyor.

YURTTAŞLAR DERİN BİR UYKUDA..

Siyasal İslamcı HAMAS’a bel bağlayan AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkemize yönelebilecek olan saldırılara karşı HAMAS’ı “koruma kalkanı” olarak işaret etmesiyle başka bir siyasi yönelimin içinde olduğunun mesajını veriyor. Hatta HAMAS’ın Türkiye için de mücadele ettiğini söylemekten çekinmeyecek kadar ileri gidiyor. Bir dönem “Müslüman Kardeşler”, “ÖSO” gibi Ortadoğu’daki siyasal İslamcı terör örgütleriyle işbirliği yapan siyasi iktidar, şimdi ise HAMAS ile iş tutuyor.

Her toplumsal kesim kendi penceresinden baksa da Türkiye’nin gidişatının iyi olmadığı çok net… Bunu fark edemeyen yurttaşlar ise derin bir uykuda…

Müfredat bu haliyle Türkiye’nin geleceğini karartacak; “kindar ve dindar” nesiller yetiştirmeyi hedefliyor. AKP bu sevdasından bir an bile vazgeçmedi. Hazırlanan müfredat çağdışı eğitim-öğretimin manifestosu niteliğindedir. Bu gözden kaçırılmamalıdır.

Bu müfredatın asıl amacının bir din devleti kurmak üzere nesiller yetiştirmek olduğu değil de nedir? Milli Eğitim Bakanlığı, siyasal dinci İslami kadrolarından görüş alarak 26 ayrı derse ait toplam 2771 sayfadan oluşan yeni bir müfredat yayınladı. Adını da “Türkiye Yüzyılı Maaarif Modeli” koymuş.

Peeh.. Peeh.. Peeh..

Bu müfredat taslağının 518 sayfasını da din derslerine ayırmış. Taslak, 26 Nisan 2024 tarihinde görüş bildiriminde bulunulması için tanınan bir haftalık süreyle kamuoyunun değerlendirmesine sunuldu. Toplumsal dinamikler tarafından okunup değerlendirilmesi için ‘tam bir hafta’ (dile kolay) süre tanıdı. Peeh.. Peeh.. Peeh..

Allah aşkına, üç bine yakın sayfanın paydaşları tarafından konunun hak ettiği detaylı incelemesinin yapılmasına bir hafta gibi kısa bir sürenin öngörülmesi akla ve mantığa uygun mu? MEB’nın tartışmaya açtığı bu yeni müfredata bakan uzmanlar, eğitim emekçileri isyan etti. Ve bu uzmanlar ‘Kindar ve dindar nesil’ anlayışıyla hareket eden siyasi iktidarın eğitimi iyiden iyiye ideolojik oyun alanına çevirdiğine dikkat çekiyorlar.

NESİLLERİN KADERİYLE OYNUYORLAR!

Eğitimin dinselleştirilmesi adım adım ilerlerken, yeni nesillerin kaderiyle oynamayı hedefliyorlar. Anlaşılıyor ki MEB, bu yeni “Maarif Modeli” ile laik okul kültürü ve karma eğitim uygulaması tahrip edilerek “cemaat-tarikat” aracılığıyla zorunlu eğitim ile bütün kademelerindeki ders programlarını dinselleştirmeye yönelik daha açık bir müdahaleye hazırlanıyor.

TMMOB, TTB, Öğretmen Sendikaları, Demokratik Kitle Örgütleri “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”nin laiklik düşmanı, bilimi ve fenni dışlayan gerici bir eğitim-öğretim modeli olduğu fikrinde birleşiyor ve hep birlikte “Kabul etmiyoruz!” diyorlar.

Diyorlar demesine de duyan var mı? Ne acıdır ki bu güçlü sesleri duyan yok!

Eğitim konusu için yüz yıl öncesine giderek oradan bir model çıkarmak hiç akıllıca olmasa gerek… Yeni “Maarif Modeli”, iktidarın YÖK, MEB, DİB, tarikat ve cemaatlerle ortaklaşa yürüttüğü 4-6 yaş Kur’an kursları, ÇEDES gibi projeleri ve geçmişteki gerici uygulamalarını tamamlayıcı niteliktedir.

ÇEDES projesiyle okullarda dini öğretilerin arttığını biliyoruz. Tekçi, "Siyasal-İslamcı” rejimin kendine özgü insan modelini yaratmasının son hamlesi de “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” olacağı gün gibi aşikar. Oysa eğitim sistemimizin bilimsel, laik ve eleştirel düşünmeyi teşvik eden bir yapıya sahip olması gerekmektedir. Eğitimde kalitenin düşmesi, bilimsellikten uzaklaşma ve laiklikten kopma tehlikesi ile karşı karşıyayız.

Cemaat-tarikat işbirliği ile hazırlanan bu çağdışı, gerici müfredatın okullarda uygulanmaması için toplumun tüm laik, demokratik, seküler güçlerinin mücadele etmesi zorunlu bir görev olarak önümüzde durmaktadır.

İnanıyorum ki Türk milleti laik demokratik cumhuriyete sahip çıkacak ve gerici, köhne zihniyete teslim olmayacak!

Önceki ve Sonraki Yazılar
İsmail Pehlivan Arşivi