AKP’nin görünmez ortakları!

Geçen gün bir hekim arkadaşım “Sana özür borçluyum” dedi, devam etti “ben hekimlerin tümünün evrensel etik kurallara bağlı olduğunu sanıyordum, sen haklı çıktın, içinden geçtiğimiz süreç herkesin maskesini düşürüyor”. Salgının başlarında Fahrettin Koca ve bilim kurulu üstüne tartışmıştık; ben, “Kurula güvenim yok, Bakan’a hiç yok, sadece algı yönetimi yapıyorlar” demiştim, Arkadaşım, “Biz hekimiz, evrensel ölçülere bağlıyız, Dünya Sağlık Örgütü’ne yanlış veri sunmak suçtur” demişti.

Salgın süreci berbat yönetildi. Bilimsel değerlere, hekim yeminine bağlı kalması beklenen Bilim Kurulu üyeleri, sadece siyasal iktidara koltuk değneği oldu. Ekranları seven kurul üyelerinden biri çıkıp istifa edeydi, o zaman kralın çıplak olduğu anlaşılacaktı. Bilim insanı korkak olamaz. Ülke büyük bir felaketin eşiğinde, içinde aslında! İktisadi çöküş varken konuşmak yürek istiyor. İyi de ya mesleğin değerleri ne olacak, ya evrensel ölçüler ne olacak? Hekimler bağımsız bir kurul oluşturmalı ve halkı bilgilendirmelidir.

***

Geçen gün plajlardan görüntüler paylaşıldı. Millet dip dibe eğleniyor, yüzüyor, öpüşüyordu. Tamam, Ayasofya gösterisinde yüzlerce yeni hasta eklendi tabloya, bunu iktidar göze aldı, sonuç ortada. Tarikatlar, cemaatler, yobazlık ülkeyi esir almış durumda, kabul. İyi de o plaj kalabalığına ne diyeceğiz? Sorsanız o tiplere, hepsi laik, cumhuriyetçi. Sözde modern yaşama dahiller. Nasıl aşı karşıtı Dilipak’la ulusalcı kanaat önderi kimileri kolayca yan yana geliyorsa, burada da tablo öyle. Halk sağlığı için can veren hekimlerden de utanmıyor kimse. Buna görevlerini yapmayan kurul üyeleri de dahil.

Evet, sağlık bakanlığı Menzilcilerin elinde; evet, herkes iktidardan korkuyor, para pul derdi büyük, hekimler özel hastanelere mahkûm. Bunların hiçbiri bahane sayılamaz. Eğer toplumsal ödevinizi yapmıyorsanız suça ortaksınız demektir! Baştan beri Bakan Koca’ya, verilerine kuşkuyla bakan benim gibi düşünenlere o laik çevrelerden de sert eleştiri geliyordu. “Adam çalışıyor, son derece iyi yönetiyor süreci” diyorlardı. Maalesef öyle değildi; “haklıyım” diye sevinecek halim yok, ama laiklerin iyimserliği, körlüğü ürkütücü halde.

***

“Okullar açılacak mı” diye soruyor veliler birbirine. Hâlâ bakandan açıklama bekleyenler var. Yahu bakan nerden bilecek bunu, yanıtı Saray verecek. Ülkede yeni moda bu, RTE’yi eleştirmeye cesareti olmayanlar kolay hedef peşinde. Sağlık Bakanı dese ki “Bu koşullarda okullar açılamaz”, yanında da Eğitim Bakanı olsa “Okullarımız bu koşullara uygun da değil, hazırlanması da olanaksız” diye, sorun biter aslında. Mümkün mü? İkisi de “Biz bilmeyiz, reis bilir” diyor. Mecburlar, atamayla gelirsen fikrin olsa da söyleyemezsin.

CHP’de geçen dönemlerde genel başkan yardımcısı olan bir dostum Ziya Bey göreve gelince pek sevinmişti. AKP iktidarının Cumhuriyetçi tercihine şaşmıştı! Kimi öğretmenler, özel okul sahipleri arasında da “Ziya Hoca” efsanesi vardı. Bana verip veriştiriyorlardı. Ziya Selçuk özel okul patronu, yani tüccar, eğitim satıyor. Daha geçen hafta tarlada çalışan çocuk işçiyle fotoğraf verip durumu meşrulaştıracak kadar evrensel değerlerden uzak, ya da doğrusu bildiğin piyasacı işte! AKP, okullarda gericiliği Ziya Hoca’ları eliyle yayıyor.

***

Diyeceğim: Ne Sağlık, ne Eğitim Bakanı Saray’dan bağımsız. Sorun ideolojiktir. Geçen gün kendini Atatürkçü sayan biri, ileti yazmış bana: “İkide bir yeni Cumhuriyet deyip duruyorsun, bir tane Cumhuriyet var o da Atatürk’ün ki” diyor. Maalesef o sandığı Cumhuriyetin çoktan yıkıldığını fark etmemiş bile. Dünyayı kendi çevresinden ibaret sayıyor. Şükretsin ki hâlâ benim gibi Cumhuriyet diye direnenler var, yenisini kurmaya çalışıyoruz.

Geçen gün dolar laf dinlemeyip alıp başını gidince tüm bakanlar: “Berat Albayrak yalnız değildir” diye yazdı sosyal medya hesaplarından. Doğru söylediler, yalnız değildir, hepsi bütünün parçasıdır. Tamamı doğrudan Saray’dan emir alırlar. Artık olupbiten gün gibi ortadayken, kimse “kandırıldım” bahanesi ardına saklanamaz. Unutmayalım, cehenneme giden yol, iyi niyet taşlarıyla döşelidir!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Enver Aysever Arşivi