'Ömer' Dizisinin Güzel Oyuncusundan Çarpıcı Aşk İtirafı!: Aşk gereksiz bir efor gibi sevgi daha kıymetli
Oyuncu Burcu Cavrar, aşkın kimyasal bir bozulma durumu olduğunu söylüyor ve "Aşk rahat bir duygu değil ve ben artık ilişkide rahatlığı tercih ediyorum. Aşktaki o anksiyete, tedirginlik, tetikte olma hali çok yorucu" diyor.
Kendisi, “Böyle şeylere yaslanmam” dese de şu ara rüzgarı arkasına aldı, etkisi epey hissediliyor. Burcu Cavrar, yeni filmi ‘Aile Çıkmazı’nda bir ajan olarak sinema izleyicisinin karşısında. Ekranda da Vicdan rolüyle izliyoruz. Oyunculuk serüvenini ve daha fazlasını konuştuk.
GÜVEN PROBLEMİM VAR KENDİME KARŞI BİLE ŞÜPHECİYİM
Yeni filminiz ‘Aile Çıkmazı’ 15 Mart’ta vizyona girdi. Henüz izlemeyenleri nasıl bir hikaye bekliyor?
Hikayemiz bir aile komedisi ama aynı zamanda biraz macera, biraz hüzün de var içinde. Arkeolog bir aile, bir kazıda önemli bir parça buluyorlar ve sonra o parçaya ilgili başlarını ağrıtacak olaylar zinciri başlıyor. Bir tarihi eserin peşinden koşan bir takım tatlı karakterlerimiz var yani.
Siz de Salıvın rolündesiniz. Nasıl bir karakter Salıvın?
Salıvın bir ajan. Hikayede bir karanlık yan var. Ben o karanlık yandayım ama bir yandan da hiç göründüğüm gibi değilim aslında. Sürprizli biri bence.
İnsanların kariyerinde, “Allah yürü ya kulum dedi” dediğimiz dönemler oluyor. Şu ara böyle hissediyor musunuz?
Bazen rüzgarı arkana aldığını hissettiğin dönemler olur. Öyle bir dönemdeyim belki. Ama öyle de olsa hayatta hiçbir şey stabil değil. O yüzden o hisse sırtımı yaslamıyorum.
HEP NE İSTEDİĞİNİ BİLEN ‘İNEK’ BİR ÖĞRENCİYDİM
Tiyatro okumuşsunuz. Hep ne istediğini bilen bir çocuk muydunuz?
Kararlıydım evet. Erken de büyüdüm galiba, şımarık olmadım hiçbir zaman. Ailem bu yüzden benden çok emindi. Hiç, “Ne olacak bu çocuk?” demediler. Hep eminlerdi iyi bir şey yapacağımdan.
Çalışkan öğrenciydiniz o zaman?
İnek öğrenciydim tam. Üniversitede biraz kırıldı o ama ortaokul ve lisede hep çok çalışkan bir çocuktum.
KARİYERİMDE SON DAKİKA GOLLERİ YEDİM MOBBİNGE UĞRADIM
Olduğunuz yere gelirken çok zorlandınız mı?
Okulla beraber 2010 yılında oyunculuk hayatım başladı aslında. Ancak bir süre çok destekleyici enerjiler akmadı hayatıma. Çok terslikler, saçmalıklar, son dakika golleri, mobbingler yaşamadım dersem yalan olur. Üzerine de pandemi… Şimdi o enerjinin değiştiğini, daha rahat aktığını hissediyorum. Ustalardan da hep duyardık, “Her oyuncunun bir zamanı vardır” diye belki de mesele öyle bir şeydir. Yani aslında her şey olması gerektiği gibidir.
Hırslı mısınızdır?
Hırslıydım.
Geçti mi?
Hırsın bana zarar verdiğini fark ettim. Her duygunun her insana iyi gelmediğini düşünüyorum. Sana hırslı olmak çok iyi gelebilir ama beni baltalayabilir. İşimle ilişkim değişmedi. Yine çok tutkuluyum ama kendimle ilişkim değişti.
Çok sevilmek, onaylanmak için çabanız var mıdır yoksa her zaman içinizden geleni mi yansıtırsınız?
Eskiye oranla daha az ama hâlâ var. Bazen kendimi o halde yakalıyorum mesela. İçimden, “Neden şu an sevilmek için şirinlik yapıyorsun” diyorum. (Gülüyor) Onu fark etmek bile bir rahatlatıyor insanı çünkü fark edince düzeltmeye çalışıyorsun. Düzeltemesen de neden öyle davrandığının bilincinde olmak önemli bence.
Salıvın için, “Göründüğü gibi değil” dediniz. Burcu göründüğü gibi biri mi?
Ay çok güzel bir soru (Gülüyor) ama bunu benim cevaplamam doğru mu acaba? Kendimi saklayan biri değilim ama tabii ki sosyal çevremdeki personamla özel hayatımdaki personam mutlaka farklıdır. Bambaşka iki insan diyemem ama ayrıştığı yanları vardır.
KENDİNE ÇOK DOKUNDURMAYAN MESAFELİ BİR ÇOCUKMUŞUM
Sizinle yakın olmak isteyen birini yorar mısınız?
İnsanların çok çekinerek yaklaşacağı biri değilim ama mesafesiz de değilimdir. Bu yanımla bir sorunum yok ama zarar görmeyi engelleyen bir özellik gibi geliyor bana. Öte yandan çocukluğumdan beri zaten kendimce bir mesafem de varmış aslında, kendine çok dokundurtmayan, öptürtmeyen ve istemediğim şeyleri sonuna kadar savunan bir çocukmuşum misal.
ÖZEL HAYATIMDA DOMİNANTIM
Ortamdaki baskın karakter siz misinizdir?
Dominantlık var kesinlikle ama bu yanım daha çok özel hayatımda var. İş hayatımda dominant olsam ne olur zaten... Çok fazla dinamik var, sağlıklı olmaz…
Kolay güvenir misiniz yoksa duvarlarınız var mı?
Çok zor güvenen bir insanım. Duvarım var demem ama güven problemi olan bir insanım. Kendime karşı bile çok şüpheciyimdir.
AŞKTA HEP BİR ANKSİYETE HALİ, HEP BİR TEDİRGİNLİK VAR
Aşk tanımınız ne?
Kimyasal bir bozulma hali gibi geliyor. 30’dan sonra böyle düşünüyorum artık.
Şu an çok aşık olsanız mesela yine böyle der miydiniz?
Çok aşık olduğumu hissettiğim hallerimi iyi biliyorum ve çok da sevdiğim bir Burcu değil açıkçası. Kontrolden çok çıkmamak gerekiyor gibi düşünüyorum artık. Benim için önem sırası değişti aslında. Tanımlama şeklim değişti belki de. Yoksa ben genel geçer bilgi mekanizması değilim tabii ki. Aşk rahat bir duygu değil bence ve ben artık ilişkide rahatlığı tercih ediyorum sanırım. Aşktaki o anksiyete hali, hep bir tedirginlik, hep bir tetikte olma hali… Bunlar artık gereksiz eforlar gibi geliyor bana. Sevgi daha öncelikli ve kıymetli geliyor artık.
İLİŞKİDE BEKLENTİSİ YÜKSEK BİRİYİM
İlişkide zor bir insan mısınız?
Evet, anlaşılması zor bir insanım her şeyden önce. Beklentileri de galiba yüksek bir insanım.
Mesela?
Çok özel hissetmek önemli benim için ilişkide. Hayatın içinde zaten çok sıradanız. Sıradan olduğumu da kabul ederim, koca evrende bir toz zerresiyiz ama ne olursa olsun, en azından ikili ilişkide çok özel hissetmeye, çok önemsendiğimizi hissetmeye ihtiyacımız var. Bunu sürekli hissetmek ve hissettirebilmek de zor. Kendim de becerebiliyor muyum, hiç emin değilim.
Kıskanç mısınızdır?
Hiç değilim çünkü kendim de özel alanıma çok saygı beklerim. O alana müdahale ettirmem dolayısıyla karşı tarafa da müdahale etmem. Benim zorluklarım başka galiba… Sevgiyi, ilgiyi gösterme biçimleri, anlayış, özveri, hoşgörü, destek çok önemli ilişkide. Aslında olması gereken çoğu şeyi çağımız gereği lüks gibi algılar olduk, o da var tabii.