'Koronavirüs aşı savaşı' çetin geçecek
Habertürk gazetesi yazarı Muharrem Sarıkaya, 'Aşı savaşı…' başlıklı bugünkü yazısında koronavirüs aşısına değindi.
Sarıkaya, "SOĞUK savaşın tüm şartları hayata geçiyor. Hem de ondan çok daha acımasız bir halde sürdüğünü söyleyebilirim. Bu da gösteriyor ki “koronavirüs aşı savaşı” çok çetin geçecek… En büyük tarafları da öyle soğuk savaş dönemindeki gibi ABD-Rusya değil; uzun süredir Washington’un hedef tahtasında olan Çin… Her iki firma da birçok ülkeyi bugünden kendine bağlamak istiyor. Özellikle ABD müttefiklik içinde bulunduğu ülkelerin Çin’den aşı almasını engellemek için elinden gelen çabayı gösteriyor. ABD bunun yerine, Türk bilim insanları Prof. Dr. Uğur Şahin eşi Dr. Özlem Türeci’nin kurduğu BioNTech laboratuvarında geliştirilen, Pfizer firmasının üretimini ve dağıtımını üstlendiği aşının alınmasını istiyor." diye yazdı.
Sarıkaya'nın yazısı şöyle:
Ankara, koruyuculuğu %90 olduğu kanıtlanan aşı ile ilgili alım bağlantılarının biran önce yapılması konusunda psikolojik baskıya uğruyor hissediyor.
Çünkü Türkiye, hem Pfizer’ın üreteceği aşının hem de Çin firma Sinovac’ın geliştirdiği CoronaVac’ın Faz-3 çalışmalarına onay verdi ve uygulaması da devam ediyor.
Hatta Çin aşısının Faz-3 uygulanmasında Pfizer’a göre farkı var, iki ülke arasında yapılan anlaşmaya dayalı yürütülüyor.
Hatta Çin’in ürettiği aşının ilk aşaması tamamlandı, şimdi ikinci aşı aşamasına geçiliyor.
Bunun nedeni de önce bilinmeyen bir şekilde aşı yapılan kişilerin yarısına içinde gerçek aşı bulunan enjeksiyon yapıldı, yarısına da aşı olmayan verildi.
Herhangi bir semptomla karşılaşılmadığı görülünce bilgisayar şifreleri kırıldı, şimdi içinde aşı olmayanlara da gerçek aşı yapılması aşamasına geçildi.
Pfizer ise Faz-3 çalışmasının Türkiye’de de yapılabilmesi için Sağlık Bakanlığı’na başvurdu, Etik Kurul onayı alındıktan sonra da Faz-3 çalışmalarını kendisi başlattı.
Her iki aşı firması da talep olması halinde Faz-3 çalışmasına katkı verdiği için Türkiye’nin alımına öncelik tanıyacak.
Ancak bunun da belirli bir sınırı var.
İşte Pfizer bu aşamada Sağlık Bakanlığı’nı bugünden sıkıştırmaya başlamış...
Nitekim Prof. Dr. Uğur Şahin’in, “Sağlık Bakanlığı ile işbirliğine başlayabilirsek 2021 Ocak, Şubat ve Mart aylarında Türkiye’ye aşı dozları getirme imkanı olur” mesajı da Bakanlık’ta bu kapsamda yorumlanmış.
Brezilya kafa karıştırdı
Peki, Türkiye bu durumda ne yapacak?
Aktarıldığına göre Türkiye çoklu temin imkanını elinden kaçırmak istemiyor, Rusya ile yaptığı anlaşma da dikkate alınırsa üç firmadan da aşı temin edecek konumda kalmayı tercih ediyor.
Çünkü tekil bir bağın yaratacağı siyasi etkinin boyutunu görüyor veya ileride başka dayatmaların önünü açabileceğini de fark ediyor.
Hatta Brezilya’nın 29 Ekim’de meydana gelen “ters etki” nedeniyle aşı çalışmasından vazgeçildiğine ilişkin açıklamasını da ihtiyatlı takip ediyor.
Nedeni de Faz-1 ve Faz-2 çalışmasında herhangi yan etki görülmeyen, Faz-3 aşaması da neredeyse bitmek üzere olan aşının Brezilya’da öngörülmeyen şekilde ters etki yaratması akıllarda soru işareti yaratmış.
Dolayısıyla soğuk savaş şartlarında gerçekleşen, bir zamanlar çelikte karşılaşılan gerilimin içinde olmak istemiyor, her şeyin bilimsel zeminde yürümesini arzuluyor.
Toplam 5 milyon doz
Erciyes Üniversitesi’nde Faz-1 aşaması başlatılan ve Sinovac tarafından üretilen aşıya benzeyen çalışmanın da hız kazanması için çaba gösteriliyor.
Bu arada Hacettepe Üniversitesi’nin de dün fareler üzerindeki deneyini tamamlayıp uzun süredir maymun yerine kullanılan gelincik üzerinde denenme aşamasına geçen aşıyı da destekliyor; birkaç koldan birden üretiminin yapılması için gayret gösteriyor.
Bütün bunlara neden aslında ilk aşamada üretilecek aşının dünyaya yetmeyecek düzeyde olması.
Zaten Türkiye de ilk aşamada 3 milyon doz kadar edindi, bunun ardından 2 milyon doz daha gelecek.
O nedenle kendisinin de ürettiği eğer ki Haziran gibi devreye girerse, ilk aşamada risk grubunda olanlara yapılıp, ardından kendi aşısıyla devam etme olanağı bulacak.
Başta da belirttiğim gibi soğuk savaş döneminde çok daha ağır bir çatışma yaşanıyor…
Herkes kendi cephesini tahkim ediyor…
Yazının tamamı için tıklayın