İsmail Saymaz
Narin, boğularak öldürüldü
Diyarbakır’ın Tavşantepe köyünde 21 Ağustos’ta kaçırılan, köyün iki kilometre ilerisindeki Eğertutmaz Deresi’ne gömülmüş halde bulunan sekiz yaşındaki Narin Güran’ın ölümüne ilişkin Adli Tıp 1. İhtisas Kurulu’nun raporu çıktı.
Rapora göre küçük Narin, yüzüne ve boyuna yapılan bası sonucu oksijen yetersizliğinden boğularak öldürüldü.
Tıpta bu ölüm türüne ‘asfiksi’ adı veriliyor.
Narin’in, kaçırıldığı gün, yani 21 Ağustos’ta öldürüldüğü tespit edildi.
Narin’in cinsel saldırıya uğradığı yönünde bir tespit yapılmadı.
Sol diz altından bacağının yabani hayvan saldırısı sonucu koptuğu belirlendi. Kopan ayağında ısırık izleri var.
Vücudunda bir başkasına ait herhangi bir DNA’ya rastlanmadı. Zaten ceset çürüdüğü için bulguya ulaşılması zor görünüyor.
Adli Tıp Kurumu yetkilileri raporun tamamlandığını ve bugün Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın elinde olacağını belirtiyor.
‘Elle boğan elleriye gömer’
Narin’in elle boğulmuş olmasını cinayet alanında uzmanlaşmış polislere sordum. Bir polis yetkilisi elle boğmayla işlenen cinayetler hakkında şu bilgileri veriyor:
“Elle boğma, planlı bir cinayet değildir. Anlık gelişen durumda işlenen cinayettir ve fail tek kişidir. Hiçbir organizasyon, bir kişiye 'Git ve elinle boğ’ diye görev vermez. Bunun silahı, bıçağı, zehirleme gibi yolları vardır. Elle boğma anlıktır, planlı olmaz. Tek elin ürünüdür. İki kişi tek kişiyi boğmaz. Genelde elle boğan elleriyle gömer.”
Genelde cinsel amaçla işleniyor
Polis yetkilisi, elle boğma yoluyla işlenen cinayetlerin genelde cinsel amaçlı olduğunu söylüyor. Narin örneğinde, kurbanın çocuk olduğunu belirten yetkili şöyle devam ediyor:
“Çocuk cinayeti vahim nitelikli olduğu için sebebi de vahimdir. Alacak verecek, sebep değildir. Korkunç bir sebep ise tecavüzdür. Pedofililer öldürmek değil, ilişkiye girmek saikiyle hareket eder. Cinsel istek aklın önüne geçer. Eylem esnasında veya sonrasında öldürme olur. Panikle cesetten kurtulmak isterler ve yakın bir yere yüzeysel gömü yaparlar.”
Polis yetkilisi katillerin ikna kabiliyetleri yüksek, oldukça zeki olduklarını kaydediyor. “Çocukları nasıl ikna etmişlerse, soruşturmacıları ve insanları yönlendirirler” diyor.
Ve şöyle devam ediyor:
“Delilleri takip edip senaryo üretirler. İtiraf etmeleri için özel taktik ve sorgu şekilleri vardır. İtiraf etmeleri halinde öldürülmekten ve linç edilmekten korkarlar.”
Polis yetkilisi elle boğmayla cinayet işleyen katillerin geçmişte benzer teşebbüslerinin olduğunu belirtiyor. Klasik suçlu olmadıklarını anlatarak, “Genelde sessiz, silik ve sinsi tiplerdir. Çocukları günlerce takip eder, bir çocuğa kafayı takıp uygun yer ve zaman kollarlar” diyor.
Nevzat’ın ailesi neden dinlenmedi?
Polis yetkilisi, Narin’in cesedini amcası Salim’den alıp dereye gömdüğünü iddia eden Nevzat Bahtiyar’ın üzerinde yoğunlaşıyor. Bahtiyar’ın evinde profesyonel bir ekibin olay yeri incelemesi yapmasını savunuyor.
Gel gör ki…
Savcılık ve jandarma Bahtiyar’ın, kendi suçunu cesedi ortadan kaldırma ile sınırlayan ifadesini soruşturmanın merkezine koyuyor.
Bugüne kadar 12 kişi tutuklanırken ve 30’u aşkın kişi gözaltına alınırken, Bahtiyar’ın eşi, annesi ve çocuklarının ifadesine başvurulmadı. Oysa Bahtiyar, Narin’in cesedini evine götürerek, çuvala koyduğunu söylemişti. Hiç değilse eşi, annesi ve çocuklarına “Cesedi eve getirdi mi? Siz o saatte evde miydiniz?” diye sorulması gerekmez miydi?
Sorulmadığı gibi…
Eşi eve gelip jandarma gözetiminde eşya taşıdı!
Ben bu gerçeği önceki gün Halk TV’de dile getirdikten sonra Bahtiyarların evi basılıp arama yapıldı.
İki senaryo
Narin, o gün Kuran kursundan çıkıp evine doğru yürürken, saat 15.15’te okulun güvenlik kamerasına takıldı. Aynı gün Narin’in cesedinin içerisinde bulunduğu araç saat 15.40’da Eğertutmaz Deresi kenarında kayda girdi. Demek ki bu cinayet 25 dakika içerisinde işlenmiş olmalı.
İki senaryonun mümkün olduğunu düşünüyorum.
Birinci senaryo: Amca Salim Güran ve yakın arkadaşı Nevzat Bahtiyar’ın cinayeti birlikte işlediler. Ve iş bölümü gereği cesedi Bahtiyar dereye gömdü. Bu senaryoda cinayet sebebi, Narin’in bilmemesi gereken bir bilgiye sahip, görmemesi gereken bir olaya şahit olması ihtimalidir.
İkinci senaryo: Bahtiyar, Narin’i öldürüp gömdü. Bu takdirde cinayetin sebebi, cinsel saldırı olabilir.
Narin’in 25 dakika içerisinde öldürüldüğünü düşündüğümüzde, sanık sayısını kalabalıklaştırmak, olay örgüsünü karmaşıklaştırmak, cinayeti çözer gibi yapıp gerçekte karartmaktır.
Korkarım…
Gitgide el yükselten komplo teorileri, magazinleştirilmiş köy kahvesi dedikoduları ve çarpık-ensest ilişki senaryolarıyla katilin beraat kararı yazılıyor olmasın.
İddia: İsmailağa’cı müftü aracında kadınla yakalandı
İsmailağa müridi olduğu belirtilen G.B., geçen temmuz ayında Konya’nın Beyşehir ilçesine müftü olarak atandı.
İddiaya göre…
Müftü G.B., iki hafta önce akşam üzeri açık alanda aracın arka koltuğunda bir kadınla birlikteyken polislere yakalandı. G.B.’nin belden yukarısı çıplaktı.
Müftü kimliğini açıklarken yanındaki kadın kimliğini vermedi. Polis tutanak tuttu.
Kaymakam il müftüsüne, müftü de Konya valisine haber verdi.
G.B., çarşaflı eşini Konya Müftülüğü’ne getirterek, “O kadın bendim” dedirtti.
Konya’daki İsmailağa müritleri ve bazı siyasiler G.B. hakkında işlem yapılmaması için devreye girdi. Polis tutanağı savcılığa gönderilmedi.
Yetkililer, Müftü G.B.’ye çok kızgın.
“Diyanet’in yüz karası” diyorlar.
İsmailağa’nın müftüye sahip çıkmasını da eleştiriyorlar.
Yetkililer şöyle söylüyor:
“Evvela eşi olup olmadığını anlamak lazım. Eşi değilse bu bir faciadır. Direkt meslekten ihraç etmek lazım. Diyanet’in yüz karası. Eşiyse de soruşturma açılmalı. Bir de getirip ‘O bendim’ dedirtiyor. Millete Allah lillah telkin eden İsmailağa ise bunun arkasında duruyor. Örtbas etmek istiyorlar.”