İnan Kıraç'a vasi atandı: Holdingdeki görevi için son söz kurulda
Habertürk'ün haberine göre İnan Kıraç'a geçici vasi olarak Avukat Atakan Yılmaz ve Avukat Mert Öztekin atandı.
Mahkeme, ayrıca İnan Kıraç hakkında başka tedbir kararları da aldı. Kıraç'a ait taşınırlar ile banka hesaplarının yanı sıra şirketlerdeki hisseleri ile varsa fon ve hisse senetlerine de vesayet tedbir şerhi konulmasına karar verildi.
İNAN KIRAÇ'IN YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI NE OLACAK?
Karar iş dünyasının gündemine oturmuşken akıllara İnan Kıraç'ın holdingdeki yönetim başkanlığı ne olacak? sorusu geldi.
RAPORA İTİRAZ EDEBİLİR
Uzmanlara göre Kıraç'a akli melekeleri yerinde olmadığı yönünde rapor verilip vasi atansa da İnan Kıraç tarafından bu rapora itiraz edilebilir. Bu itirazın sonucu olarak ise Yönetim Kurulu isterse Kıraç'ı görevi başında tutma gibi bir ihtimal var.
Konu hakkında görüşlerini aldığımız Ticaret Hukuku uzmanı Mustafa Özen'in yorumları şöyle oldu:
"Vasi tayini, TMK hükümleri gereğince bir kişinin kısıtlanması gerektiği durumlarda, mahkeme kararıyla gerçekleşir. Bir bireyin, kısıtlanması için temelde kanunen üç unsurdan birisinin gerçekleşmesi gerekir. Bu unsurlar şunlardır:
1-Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı,
2-Savurganlık, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetim
3-Özgürlüğü bağlayıcı ceza.
Bu unsurlardan birisinin gerçekleşmesi halinde kişinin kısıtlanması ve mahkeme tarafından belirlenen kişinin vasi olarak göreve başlaması gerekir. Vasi olarak seçilen kişi, mahkemenin gözetimi ve denetimi altında; kişinin, bütün menfaatlerini korumak ve onu temsil etmek yetkisine haiz olur.
Bir Anonim Şirket hakkında kısaca bilgi vermek gerekirse, Anonim Şirket, devlet gibi bir tüzelkişi, yani kağıt üstü bir varlıktır. Anonim Şirketin, iki organı mevcuttur. Bunlar; yönetim kurulu ve genel kuruldur. Devlet örneğiyle eşleştirdiğimizde; cumhurbaşkanlığı-yönetim kurulu, meclis-genel kurul, şeklinde örneklendirilebilir. Yönetim Kurulu, kağıt üstü bir kişilik olan Anonim Şirketi, onun adına her türlü 3.kişi/kişilere karşı temsil etmek görevini yürütür.
Bir kişinin, herhangi bir sebeple kısıtlanması durumunun ise Yönetim Kurulu Üyeliği açısından sonucu, kanunen net bir şekilde belirlenmiştir. Türk Ticaret Kanununun (TTK) 363/2.maddesi uyarınca, kişinin kısıtlanması halinde Yönetim Kurulu üyeliği kendiliğinden sona erecektir.
Buradaki önemli husus, Yönetim Kurulu Üyeliğinin sona ermesi için kısıtlama kararının verilmiş olması gerektiğidir. Salt bilirkişi yani adli tıp raporuna bağlı olarak, bir kişinin yönetim kurulu üyeliği kendiliğinden sona ermez. Görüleceği üzere, yönetim kurulu üyelerinin asli görevi şirketi temsil etmek olması nedeniyle ilgili yönetim kurulu üyeliği bulunan kişinin, kendisini temsil etme hakkı sona erdiğinden, doğrudan üyeliğin de sona erdirilmesi önemlidir.
Burada önemli bir husus, vasi olan kişi, ilgili yönetim kurulu üyesini temsil etme hakkına haiz olamamasıdır.
Ayrıca, vasi talep edilen yönetim kurulu üyesi hakkında, henüz kısıtlama kararı verilmemiş olmasına karşılık, akli melekeleri yerinde olmadığına dair bir bilirkişi raporu olması halinde bu durum şirket açısından haklı neden olarak görülebilir ve kısıtlama kararı beklenilmeksizin TTK 364.maddesi uyarınca Genel Kurul kararıyla, görevden alınabilir.
Sonuç olarak, vasilik davasındaki yargılama süreci dikkate alınarak gerekirse Genel Kurul kararıyla Yönetim Kurulu üyesi, görevden alınabilir. Kısıtlama kararı çıkması halinde ise açıklandığı üzere, Yönetim Kurulu üyeliği kendiliğinden sona erecektir."
RAPORLAR ÇELİŞKİLİ
Nasıl oldu da evlenmek için Yeditepe Üniversitesi'nden rapor alan İnan Kıraç'a "akli melekeleri yerinde olmadığı" raporu verildiği ise ayrı bir merak konusu.
Adli Tıp'ın verdiği ve Yeditepe Üniversitesi raporu arasındaki çelişki de dava sonrası netleşmiş olacak.