İmamoğlu'ndan 'İstanbul'un Kayıp 1000 Günü' tepkisi: Değil 3 yıl, 33 yıl geçse bu acıyı unutamayacaklar

İBB Başkanı İmamoğlu, AKP İstanbul İl Başkanı tarafından 'İstanbul'un Kayıp 1000 Günü' başlığıyla düzenlenen toplantı ile ilgili "Değil 3 yıl, 33 yıl geçse bu acıyı unutamayacaklar" dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “150 Günde 150 Proje” maratonu kapsamında, Kıraç Şehitler Mahallesi’nde yapımı tamamlanan, “Gülten Akın Kütüphanesi”nin resmi açılışını gerçekleştirdi. İmamoğlu yaptığı açılış konuşmasında, AKP İstanbul İl Başkanı tarafından 'İstanbul'un Kayıp 1000 Günü' başlığıyla düzenlenen toplan hakkında konuştu.

"İnsan odaklı belediyecilik ne demektir?" sorusunu soran İmamoğlu "Sadece betonu, sadece mühendislik yapılarını, sadece rantı anlayanlar değil, tam anlamıyla İstanbul'da insan odaklı bir belediyeciliğin varlığını hayata geçirme çabamızın karşılığı bu adımlar" dedi.

'Büyük kaybın reklam kampanyasını yapıyorlar'

İmamoğlu'nun konuşması özetle şöyle:

"İsrafçı, fırsatçı bir zihniyet değil, üç yıldır yapmaya çalıştığımız şey; ihtiyaçları belirleyen, bütçeyi en iyi şekilde denetleyip harcayan bir süreç. Tabii ki bazı engeller yaşadık, süreçlerle ilgili sıkıntılar yaşadık. Ta başlangıcından beri bu hayatımızda var. 2019 seçimlerinin, iki seçim haline gelmesinden tutun da bugüne kadar bu adımları pervasızca atan bir anlayış var.

Ama şunu söyleyeyim: Bu seçimi kaybettikten sonra o bir avuç insan, bunun kendileri için büyük bir kayıp olduğunun reklam kampanyasını yapıyorlar bu hafta. Yani 3 yıl önce kaybettikleri bu seçimin, ‘1000 kayıp gün’ olduğunu tescilli bir biçimde halkımıza anlatıyorlar. Diyorlar ki; ‘Bu, bizim için 1000 kayıp gün.’ Bir de ballandıra ballandıra anlatıyorlar. Ama bir avuç insan için 1000 kayıp gün; yani vatandaşlarımız için değil. Vatandaşlarımız için büyük bir kazanım günü. Büyük bir kazanç dönemi.

'Değil 3 yıl, 33 yıl geçse bu acıyı unutamayacaklar'

Çünkü, biz, belediyemizin her imkanının vatandaşımıza ait olduğunu, mahalle aralarında belediyeye ait olan yapıları dahi, bir kısım kendilerine ait kurum, dernek, şahıs kişisel alanlarına tahsis ya da devredildiği binalar değil, vatandaşlarımıza açık kütüphaneler, açık alanlar haline getirmenin gayretiyle bir değişim başladı. Onun için bu arkadaşlar, değil üç yılı kendileri için 1000 kayıp gün, 33 yıl geçse, bu acıyı hiç unutamayacaklar. Her yıl bu acıyı anlatmaya devam edecekler. Üzüntüm şu: Ders çıkartmıyorlar. Yüzde 10’a yakın bir oyla kaybettikleri seçimi, bugün sandığa gitseler, yüzde kaç oy farkla kaybedeceklerini gidip anketlerden bakmayı bile beceremiyorlar. Biraz olsun aklına akılları başlarına gelse, bir farklılık yaratsalar, bir eksen değişimi yaratsalar, belki onlar da insanlarımıza hizmet etme anlayışına dönük bir adım atmış olacaklar.

Ama o akli durumdan uzak tavırlar ve davranışlar içerisindeler. Dolayısıyla insana değer vermeyen, eşitliği, adaleti hiçe sayan bu anlayışı kökünden değiştirdiğimiz bu süreç içerisinde, herkese imkanların adil bir biçimde dağıtıldığı bu süreç içerisinde, biz diyoruz ki: Gelin, aklınızı başınıza alın. Ahlaklı, anlamlı, siyaset yapmaya gayret edin. Siz de en azından, bugün olmasa bile, belki 10-15 yıl sonra ülkemiz için tekrar bir umut haline gelebilirsiniz. Ama öyle bir bakışa müsait değiller."