İmamoğlu'ndan Ahmet Özer açıklaması: Bir profesörü bir gecede terörist yaptılar

İmamoğlu Esenyurt'ta konuştu."Profesör ismi bir gecede terörist ettiler"

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu Esenyurt'ta yenilenen Muhsin Yazıcıoğlu Spor Parkı'da konuştu.

İmamoğlu'nun konuşması şu şekilde:

"BİR PROFESÖRÜ BİR GECEDE TERÖRİST YAPTILAR"

Onun çok istediği Muhsin Yazıcıoğlu Spor Parkı'nın yenilendiği ortamda gençlerle spor yapacağız. Ama ne yazık ki bugün Esenyurt'un her iki insanın bir oyunu almış olan Profesör Doktor Ahmet Özer hocamız, dostumuz, belediye başkanımız cezaevinde.

Sayın Özer'in haksız yere görevden alınıp neden cezaevine atıldığını inanın onun hakkında bu kararı verenler dahi bilmiyorlar.

Yani sadece bir talimatın yerine getirildiği bir süreci acımasızca yaşıyoruz. 65 yaşında bu ülkede üniversitelerde, kurum ve kuruluşlarda hizmet etmiş bir profesörü, bir bilim insanını bir kişiyi bir anda terörist yaptılar.

İçişleri Bakanlığı'nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı'nın teşekkür mektupları yazdığı, Türkiye Büyük Millet Meclisinde fikrine başvurulan bir akademisyeni bir gecede terörist ettiler. Niçin?

Çünkü Esenyurt'u onların eline teslim etmediği için. Burada seçim kazandığı için. Burada seçim kazanan bir Profesör Doktor Ahmet Özer olmasaydı, bir üniversitede şu anda akademisyen olsaydı inanın başına hiçbir şey gelmeyecek ve orada akademisyenliğine devam edecekti.

İşte bu kadar onların kendi mülkü gibi zannettikleri koltuklarını elinden aldığınızda yapacakları ilk şey hukuksuz müdahale, yargıya müdahale, yargı tacizi. Bunun adı bazen seçimi iptal etmek, bazen kayyım atamak.

Hatırlayın 2019'da milletimizin oyuyla anamızın ak sütü gibi helal, 20 milyonluk şehrin seçimini iptal edip ondan sonra da 'çaldılar' dediler. Aynen Ahmet Özer'in de anasının ak sütü gibi helal olan bir seçimi kazandıktan sonra olduğu gibi. Çaldılar dedikleri seçimde yargılanacak dediler. Ne bir kişi yargılandı ne bir kişi ceza aldı. Bunları unutmayın.

İşte Profesör Doktor Ahmet Özer'in bugün düşürüldüğü durum bu kadar acıdır. O bakımdan açık söyleyeyim işte bu kadar teşekkür mektubu yazanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde ondan bilgi alanlar, fikir alanlar bugün onu terörist ilan ediyorlar.

Açıkçası devletimizin yöneticilerinin hükümetin temsilcilerinin kafası çok karışık. Yalpalıyorlar.

Açık söyleyeyim akılları gitti. Ben onlara yıllardır Allah size akıl versin diye dua ediyorum. Benim duam kabul olur ama bunlara benim duam da yaramıyor. Açık ve net.

Tuhaflığın zirvesini de hep beraber dün yaşadık. Ahmet Özer gibi değerli başkanımız gibi DEM Partili Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı aynı zamanda benim de Türkiye Belediyeler Birliği'ndeki encümen üyemiz olan Sayın Ahmet Türk'te biliyorsunuz görevden alındı. Yerine kayyım atandı. Tarih 4 Kasım'dı. Daha dün yani yıllar öncesinden bahsetmiyoruz.

O gün İçişleri Bakanlığı resmi yazılı bir açıklama yaptı. Bakın İçişleri Bakanlığı Türkiye Cumhuriyeti devletinin hepimizin güvenliğinden, hakkından, hukukundan sorumlu; bizi koruyan İçişleri Bakanlığı açıklama yaptı. Sitesinde hala duruyor.

Açıklamada büyük harflerle yani milletin gözüne girsin diye büyük harflerle Ahmet Türk'ü görevden alma gerekçesini şöyle açıkladılar; 'Kobani davası kapsamında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 10 yıl hapis cezası alması, ikincisi terör örgütü propagandası yapmak suçundan davasının devam etmesi, üçüncüsü silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yürütülen soruşturması nedeniyle görevden alınmıştır' diyor.

Bana inanmayan bakanlığın web sitesine girsin baksın. Oradan okusun. Terör örgütüne üye olmak, terör propagandası yapmak suçu iddialarını büyük harflerle o açıklamaya koymuşlar. Yani devletimize göre Ahmet Türk terörist. Böyle izah ediyorlar. Böyle ifade ediyorlar. Büyük harflerle öyle yazıyor devletimiz ki herkes görsün. Tıpkı Ahmet Özer gibi.

Peki dün ne oldu? Devletimizin terörist diye görevden aldığı Sayın benim de encümen üyesi olarak değerli belediye başkanımız Ahmet Türk devlet protokolümüzün ikinci sırasında yer alan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı ile görüştü.

Ardında da devletimizi yöneten ittifakın ortağı partinin genel başkanıyla bir araya geldi. Yani devlet terörist diye görevden aldığı bir belediye başkanını devlet protokolü kapsamında kabul etti.

Demek ki Ahmet Türk muteber biri. Bize göre de öyle zaten. Ama yani bakıyorsunuz daha dün bir ay, bir buçuk ay önce koca harflerle terörist diye yazıyorsun bakanlığın sitesine. Hala da orada duruyor. Hala da kendisinin yerine kayyım atanmış Mardin'de Mardin'i yönetiyor. Peki muteber biriyse neden terörist diyerek kayyım atadınız?

Terör bağı varsa neden devlet protokolü olarak karşılıyorsunuz. İşte tam da dün yaşanan bu garabet aynen Esenyurt'ta yaşanan garabet gibi. Dün yaşanan bu devleti düşürdükleri durum tam da Ahmet Özer hocamızın yaşadığı garabetle aynı garabettir. Ahmet Ahmet Özer başkanımız düne kadar devletimizin muteber insanı ama Esenyurt'ta seçimi kazandı diye çat görevden al. Ahmet Türk'ü görevden al kayyım ata. Bugün başka bir mevzu var. En üst seviyede karşıla.

Bizim devletimiz Türkiye Cumhuriyeti devleti dün başka, bugün başka yarın başka yarın olmaz, olmadı, olmayacak. Nasıl ki Ahmet Türk de görevine dönmeli diyoruz, Ahmet Özer hocamız da derhal görevine dönmelidir. Yani muteber bir insana bu kadar zulüm yapmak, bu kadar sıkıntı çektirmek...Girmeyeceğim oralara.

Sabahın 6'sında, 5 buçuğunda evini basar gibi gitmek, ailesini huzursuz etmek. Hala iddianamesi yok ortada. Allah bunlara akıl versin. Allah bunlara vicdan versin. Dua ediyorum şu anda. Ne yapayım? Bir kul olarak dua ediyorum yani. Tabii ki mücadelemi veriyorum ve vazgeçmeyeceğim. Hem Esenyurtlular hem İstanbullular hem de tüm milletimiz bütün bu olanların farkındadır.

Ben eminim günü geldiğinde o gün geldiğinde bu hukuksuz uygulamaların, bu yalpalamaların faturasını milletimiz tekrar bu hükümete kesecek. Hiçbir kötülük karşılık kötülük karşılıksız kalmayacak. Esenyurt'a kayyum atayan akıl aynı zamanda öyle planlı iş yürütüyorlar ki aynı zamanda aynı gün bakın gözaltına alınan hocamız daha henüz tutuklanmamış. Hukuk devletinde hukukun kararı tahmin edilmez.

Devlet böyle bir şey yapmaz. Yapamaz. O zaman adalete olan inancı yok edersiniz. Daha henüz soruşturması başlamamış, orada henüz savcı ifadesini almamış, mahkemeye daha sevk edilmemişken buraya atanacak kayyum haberini iktidara en yakın hatta kapı komşusu gazetenin manşetlerinden sosyal medyaya düşürüyorlar.

En yetkili ağızlar konuşamıyor aynen yazdığı gibi oluyor. Önce vali yardımcısı oluyor Beyoğlu kaymakamı, sonra oradan Esenyurt'u kayyum atamasıyla yöneten bir kişiye dönüşüyor. Tabi tam onlara göre bir kayyum atandı.

Esenyurtluların tüm demokratik tercihleri kayyum tarafından yok sayılmıştır.

Belediye Başkanı gibi mecliste çalışamaz hale getirilmiştir. 1 milyonu aşkın Esenyurtlu meclis üyelerine yetki vermiş. Benimle ilgili kararları sen alacaksın demiş. Gelmiş buraya bir avuç insan birkaç tane kim olduğu belli olmayan insan bir tane de kayyum Esenyurtlular adına karar alacak. Bir de gerile gerile fotoğraf verecek. Sanki millet ona yetki vermiş gibi reklam yapacak.

En kalabalık sorunları en iç içe ilçesinde kendi kafasına göre iş çevirecek.

"AK PARTİ'DE GÖREV YAPMIŞSA KAYYIM İÇİN MUTEBER"

Bu kayyum arkadaş sadece bunu da yapmıyor. Sadece bunu da yapmıyor. Göreve geldiğinden beri 5 bakan yardımcısı, 18 müdür ataması yapmış. Belediyenin 4 müdürlüğünü de kapatmış bu arada. Her şeyi biliyor ya. Burayı 6 yıldır milletle beraber yöneten, milletin yüzde 50 oy verdiği partinin insanlarını yok sayıyor.

Görevden aldığı devlet memurlarını da mesleki uzmanlıklarından uzak yerlere sürüyor. Kayyuma bakar mısın? Kayyuma göre şimdi herkes kötü, herkes terörist. Bir taraf onun için muteber. Neresi? AK Parti yazıyorsa geçmişinde AK Parti'de görev yapmışsa kayyım için muteber.

AK Parti belediyelerinin partizan memurlarını Esenyurt'ta çağırıyor. Hem istihdam ediyor hem belediye başkan yardımcısı yapıyor hem müdür yapıyor. Ne kadar tesadüf? Etiketinde ya da geçmişinde AK Partili belediyede çalışmamış bir kişi yok atama yaptığı.

Yani bu ne biliyor musun? Ey millet sen bana oy vermedin ama ben seni yok sayıyorum. Senin namusun olan oyunu yok sayıyorum. Senin seçtiğin insana insana zulüm çektiriyorum ona zalimlik yapıyorum. Onun yerine de birini atıyorum. O da benim partimin üyelerini yönetime atıyor. Nerede demokrasi?

Ahmet Özer'in 7 aylık belediye başkanlığı dönemi ile ilgili üretilen haberleri de dikkatle takip ediyor. Açıkçası bu geçmişe dair hususlar üzerinden siyaset yapma anlayışını kayyum da olsa ıskalamıyorlar. Tabii biz ne yapılırsa yapılsın bunları takip ediyoruz.

"KAYYMUN ESENYURT MUHTARLARIYLA TOPLANTI YAPMASI YANLIŞ"

Bunlarla ilgili yapılan her hususla alakalı hem siyasi partimizin yetkilileri hem kurumsal olarak biz İstanbul Büyükşehir Belediyesi demokrasiyi takip eden, hukuku takip eden yapılan eksikliklere ve yanlışlara karşı dik duran bir anlayışla görevimizi eksiksiz yerine getiriyoruz. Net olarak Esenyurt'ta kirli bir oyun oynanmaktadır. Ne yazık ki bazen başka makamlar da bu işe alet oluyor. Kentimizin en üst makamı olan valimiz de bu kampanyaya zaman zaman gelerek katılmaktalar.

Yine geçtiğimiz günlerde kayyumla beraber Esenyurt muhtarlarıyla yapılan o toplantının yanlış olduğunu düşünüyorum. Muhtarlar halkın oyuyla hem de özgün oyuyla kendisi talip olmuştur ve seçilmiştir. O makama gelmiştir atamayla değil. Ama orada öyle sözler kullanıyorlar ki efendim Vali Esenyurt'a yükleniyormuş. Yeni bir ilçe inşa ediliyormuş. Bak bak bak.

Türkiye'nin tam bir imar faciası Esenyurt. Bu AK Parti döneminin bu insanlara zulmüdür. Başka bir şey değildir. İşte yaptığı şurada bir blokta 600-700 daire var. Bir blokta ben şahidim. Geçmiş dönem buradan Beylikdüzü'ne atanan bir kamu görevlisi 'ısrarla talep ettim' dedi. 'Beni biraz Esenyurt'tan Beylikdüzü'ne yollayın da biraz tatil yapayım.' Bunu deme durumuna düşürülmüştür. Niye? Bu sefil şehircilik anlayışı. O sefaletin içinde olan bir kısım kamu görevlisine de o dönemin AK Partililerine de şimdiki belediyede görev verildiğini duyuyorum.

"YALÇIN BAYER'İ DE AÇIKÇASI ESEFLE KINIYORUM"

Tabii gazetecilik önemli meslek. Ben buradan özellikle tabii birçok gazetenin ismi kirlendi artık ama özellikle buradan o olayı kocaman köşesine taşıyan sözüm ona yılların gazetecisi Yalçın Bayer'i de açıkçası buradan esefle kınıyorum. Yani orada bir haberi sanki güzel bir habermiş gibi bir PR çalışması gibi yazarak çizerek nakletmesi de acı bir durumdur.

En azından PR ekibinin kaleminden çıkmış gibi hazırlanan o köşe yazısını altında en azından birkaç yerinde belediye başkanı diye değil de kayyum diye buradaki kişiyi yazsaydı. Onu bile yazmamış. Ben bunun kendisine hiç yakışmadığını düşünüyorum. Bu yazı onu hep takip edecek. Onun için umarım gazeteciler bu süreçleri yazarken çizerken insanların hakkını ve hukukunu yemeden hakkı ve hukuku koruyarak gerçekleri çarpıtmadan haberleri yaparlar.

"ELİMİZİ ESENYURT'TAN ÇEKMEYECEĞİZ"

Kıymetli arkadaşlar, buranın en büyük yatırımlarını az önce söylediğim gibi İstanbul Büyükşehir Belediyesi yapıyor. İşte sadece şu gördüğünüz hattaki masrafın 10 milyara yakın olduğunu az önce söyledim. Elimizi hiç Esenyurt'tan çekmedik, çekmeyeceğiz.

Ahmet Hoca döneminde başlatılan birçok iş vardı. Onları takip edeceğiz İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak. Yine özellikle önceki dönemde de meclis çoğunluğumuz olmadığı için bir kısım atamadığımız adımlardan biri olan imar planları ile ilgili süreç Ahmet Hocamızın da çalışmalarıyla tamamlanmıştı.

1/1000 ölçekli bir imar planıydı. Esenyurt'un Kıraç bölgesinde 7 mahalleyi ilgilendiren bir imar planı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bu gelecek ve bölgede yaşayan 150 bin vatandaşımızın yapılarını depreme karşı güçlendirmek için hak kazandıracak bir plan.

Kaynak:Halk TV Haber Merkezi