HDP'li Buldan: İmralı'dan söz etmelerini samimi bulmuyoruz
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, HDP grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Buldan'ın satırbaşları şöyle:
Yarın yani 19 Ocak sevgili Hrant Dink'in katledilişinin 15. yıl dönümü. Hrantsız 15 yıl geçti. Bize emanet ettiği barışı asla unutmadık, yarım kalan özgür bir ülke düşünü asla unutmadık, unutmayacağız. Katili de onunla resim çekenleri de unutmadık, unutmayacağız. Cinayete giden süreçte yol oynayan üst düzey kamu görevlileri ve rütbeliler korundular, kollandılar.
Hrant'ı katleden bu mekanizmayı çok iyi tanıdığımızı özellikle belirtmek isterim. Roboski'den, Suruç'tan, Ankara ve İzmir katliamlarından tanıyoruz. Bu mekanizmanın sahipleri iyi bilmelidirler ki işlenen cinayetler, katliamlar unutulur, yanlarına kar kalır sanmasınlar.
Sevgili Ahparig özlediğin barış ülkesini bu topraklarda mutlaka gerçeğe dönüştüreceğimizi bir kez daha söylüyoruz. Barışa kurşun sıkılan değil, kucak açılan, düşlerin ve gülüşlerin yarım kaldığı değil gerçeğe dönüştüğü, sevginin kazandığı güzel bir ülkeyi birlikte var edeceğiz.
'Hikayelerinin bittiğini görmek istemiyorlar'
Bu kürsüden ekonomi gerçeklerini, yoksul ve yolsuzlukları anlatmaya elbette devam edeceğiz. Hafta sonu AKP'nin bir grup başkanvekili teşkilat toplantısında bol bol hamaset yaparken, AK Partili bir vatandaş buna itiraz etti. Esas meselenin işsizlik olduğunu söyledi. 'Açız' dedi. Ürettikleri yalan siyasetinin halkta bir karşılığının olmadığını, hikayelerinin bittiğini görmek istemiyorlar. Daha fazla kaçamayacaklar.
Buradan tüm yurttaşlarımıza sesleniyorum. AKP-MHP iktidarının hamasetine karşı çarşıda, pazarda, sokaklarda, meydanlarda, marketlerde her yerde 'Geçin bu yalanları' demenin tam zamandır.
'Bu iktidar her şeyde tekçidir ama enflasyonu çift hanedir'
Bu iktidar her şeyde tekçidir ama enflasyonu çift hanedir. Böyle giderse üç haneye de ulaşacaklar. Vatandaş açısından faiz hiçbir zaman düşmedi, düştü diyenler yalan söylüyorlar. Bir vatandaş bugün bankaya gittiğinde ihtiyaç kredisi almak için en az yüzde 31 faiz ödemek zorundadır. Hani faiz düşmüştü?
Buraya yazıyorum. Gelmiş, geçmiş en büyük faizci iktidar AKP-MHP iktidarıdır. Bunların yalanları bile yüksek faizlidir.
Önce AKP sandıkta tek haneye inecek ardından da enflasyon tek haneye düşecek.
Bunların bir başka yalanları daha var. AKP Genel Başkanı durmadan 'Dolardaki köpüğü aldık' diyor. Bu da köpüklü bir yalandır. Siz asıl dolardaki kaymağı aldınız. Bırakın köpüğü, siz doların üzerindeki kaymağı aldınız, yediniz.
Saray'ın harcamaları
Artan konut ve kira fiyatlarıyla bu ülke insanın kendi ülkesinde neredeyse mülteci durumunda olduğu bir süreci yaşıyoruz. Öğrenciler barınmak için yurt bulamazken israf sarayının harcamaları hız kesmeden devam ediyor. 2022 yılı yatırım programına göre Ankara, Muğla ve Bitlis'teki sarayların bakım onarımı adı altında 470 milyon lira para harcayacaklar. Saray, Türkiye'nin kaynaklarını yutan bir kara deliktir.
Emeklinin 2500 lira sefalet maaşına mahkum edilmesinin sebebi bu kara deliktir. 'Beka' dedikleri aslında tam da budur. Kara deliğin bekasını korumaya çalıştıklarını hepimiz görüyoruz. Yutan saray sebeptir, ülkedeki yoksulluk, açlık ve sefalet sonuçtur.
'Tarihte böyle bir hırsızlık ne görüldü ne görülecek'
En düşük elektrik faturası 500 lira. Haneler adeta sanayi gibi fatura ödemek zorunda bırakıldı bu dönemde. Bu fatura bedelleri nerelere gidiyor? Bir kısmı İdlib'teki ÖSO çetelerinin elektrik masraflarını karşılıyor. TRT katkı payı olarak kullanıyor bunu da Türkiye halkının iyi görmesi gerektiğini söylüyorum.
Fatura bedelinin bir diğer kısmı ile israf sarayının şatafatları karşılanıyor. Saraylarının ışık bedeli karşılanıyor. Yandaşlara dağıtılan ihalelerin garanti bedeli ödeniyor. Geriye kalan küçük miktar ise yurttaşın kullandığı bedeldir. Tarihte böyle bir hırsızlık ne görüldü ne görülecek. Elektrik hatlarını soygun iktidarına dönüştüren iktidar bu iktidardır.
Kul hakkının yendiği, hukuksuzluğun, haksızlığın, dolandırıcılığın bu kadar kolay yapılabildiği ekonominin adı suç ve rant ekonomisidir.
'Her geçen gün iş bulma koşulları zorlaşıyor'
İş gücünün önemli bir parçası olan kadınlar, aç kalmamak, çocuklarına sıcak bir çorba verebilmek adına güvencesiz koşullarda çalışıyorlar. Ev emekçisi kadınların ortalama bir günlük ücreti 150-200 lira arasında değişiyor. Her geçen gün iş bulma koşulları zorlaşıyor.
Bu para ile kadınlar kira mı verecek, çocuk mu okutacak, fatura mı ödeyecek yoksa sadece hayatta kalmaya mı çalışacak?
AKP Genel Başkanı özellikle muhalefetteyken 'Evin kirasını kim ödeyecek, elektrik, su parasını kim ödeyecek?' demişti. Şimdi bu soruları biz de kadınlar adına Erdoğan'a soruyoruz. Evin kirasını, elektrik ve su faturalarını kim ödeyecek? Ne cevap verecek yüzleri ne de cevapları var.
Bir de bunların küçük ortağı o da muhalefetteyken 'Nobel ödüllü 10 iktisatçı getirsinler Erdoğan gitmeden ekonomideki sorunlar çözülmez' demişti. Zamanında doğruları söylemiş ama sonradan kendisi de pusulayı şaşırmış. Şimdi Erdoğan'ın arkasına takılmış bir küçük ortak var. Biz de diyoruz ki AKP ve MHP Erdoğan ve Bahçeli gitmeden ekonomi düzelmez. İlk seçimde bu ikisini de göndereceğiz. O zaman bu ülke huzura da refaha da kavuşacak.
'AKP'nin Ensar, TÜGVA ve TÜRGEV düzenidir'
Enes'i yaşamdan koparan düzen barınma ihtiyacını karşılamayan düzendir. Yaşamları karartan düzen AKP'nin Ensar, TÜGVA ve TÜRGEV düzenidir.
'HDP'yi silah, şiddetle bağdaştıramazsınız'
HDP bu değişimi ve dönüşümü başarmak için vardır. HDP'yi engellemek için uğraşa dursunlar bizler yolumuza en güçlü şekilde devam edeceğiz. HDP'nin durduğu nokta, demokratik siyaset zeminidir. HDP'yi silah, şiddetle bağdaştıramazsınız. İftiralarla partimizi illegalleştirmeye çalışan yalan merkezlerine buradan tekrar sesleniyorum. HDP'nin durduğu yer diyalog ve müzakere zeminidir. Halkımıza verdiğimiz sözün gereği olarak durduğumuz zemin aynı zamanda demokratik mücadele zeminidir.
'Samimi bulmuyoruz'
Demokratik çözüm için, toplumsal barış için diyalog ve müzakereye dayalı yöntem tek çözüm yoludur. Bu çerçevede İmralı'da yürütülecek diyalog görüşmelerini sonuna kadar destekleriz. Ancak mutlak tecriti uygulamaya devam edenlerin diğer taraftan İmralı'dan söz etmelerini asla samimi bulmadığımızı ifade etmek istiyorum. Bir tarafta rehin tutulan Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Sebahat Tuncel, İdris Baluken, Gülten Kışanak ve tüm arkadaşlarımız diğer tarafta ise İmralı'da ağırlaştırılmış bir tecrit. Sürdürülen bu iki durumu da, iki durum üzerinden yürütülen tartışmayı da doğru bulmuyoruz ve kabul etmiyoruz. Biz demokratik müzakerenin ve onurlu bir barışın zeminini yaratma konusunda kararlıyız. HDP halkın sesini, barış taleplerini Meclis'e taşımak üzere yola çıkan köklü bir partidir.