Fesih beklentileri taşa takıldı Suriye Konferansı süreci gerdi
Bahçeli'nin başlattığı İmralı Süreci 'nin ardından gözler sürecin en kritik aşamalarından birisi olan silah bırakma fesih ilanında. Ancak beklenen bu gelişmeler sürekli bir şekilde ertelenmeye devam ediyor. Nevruz sonrası, Nisan sonu gibi zamanlara kesin gözü ile bakılırken geçtiğimiz Cumartesi günü Suriye'de yapılan ve YPG komutanı Abdi'nin de katıldığı konferans sonrasında ademi merkeziyetçi ifadeler kullanıldı.
Bu ifadelerin ardından Suriye yönetiminden sert tepki geldi. Suriye ile beraber Türkiye'den de bu bildiriş hoş karşılanmadı. Ankara'dan ‘Bunu savaşı devam ettirmek istedikleri şeklinde okuruz’ yorumlarının yapıldığını aktaran Nuray Babacan dikkat çeken gelişmeleri ve değerlendirmeleri köşesine taşıdı.
ANKARA ARTIK SERTLEŞECEK
Babacan, kurmayların bu süreci değerlendirdiğinde 'savaşı sürdürmek istiyorlar' yorumunun yapıldığına dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
"Bu süreci yakından izleyen kurmaylar, bu ifadenin Türkiye için ne anlama geldiğini, “Türkiye açısından kabul edilemez. Suriye halkının olurunu almadan oldu bittiye getirmeyi kimse kabul etmez. Türkiye bu yaklaşımı, ‘savaşı sürdürmek istiyorlar’ olarak okur…” değerlendirmesi yaptılar.
Ankara, “Hükümetin pozisyonu net. Suriye’de ayrı bir yapı kabul edilemez ve bununla mücadele edilir. Suriye yönetimi de üniter yapıdan taviz vermez. Bundan sonrası onların bileceği iş…” noktasında.
Bu tutumun, ‘talepleri üst elden açmak, finalde karlı çıkmak’ adına bir manevra olarak değerlendirenler de var. Bunu “örgütlerin talep maksimalizmi’ olarak yorumluyorlar."
ÖCALAN YENİDEN DEVREYE GİRECEK Mİ?
Babacan, Ankara'da yapılan değerlendirmelerde PKK'da bazı kanatların süreci provoke ettiğinin değerlendirildiğini kaydetti:
"Doğal olarak tüm bu gelişmeler önce Nisan’ın ilk yarısı, sonra Nisan’ın ikinci yarısı, şimdi de mayıs ayının başında yapılacak denilen PKK’nın kendisini feshetme kararını açıklayacağı olası kongresini nasıl etkileyeceğinde. Özellikle PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın ne diyeceği önemli.
Çünkü, Ankara’da yapılan değerlendirmelerin bir kısmı da sürecin PKK içindeki bazı kanatlar tarafından provoke edildiği, bunun da bazı ülkeler tarafından kullanıldığı yönünde. ABD’nin denklemde etkili olarak rol almamasına rağmen, İsrail, İngiltere ve İran faktörleri açıkça konuşuluyor. “Bölgede taşeron yaratma peşindeler” yorumları yapılıyor."
