Ahmet Özer'in tahliye talebine ''gizli tanık'' reddi
Gizli tanık beyanı gerekçesiyle Esenyurt'un seçilmiş Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tahliye talebi reddedildi.
Silahlı terörü örgütüne üye olma suçunun oluşabilmesi için örgütsel faaliyet mahiyetinde değerlendirilebilecek eylemlerin süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk içermesi gerekmekle birlikte somut olayın mahiyetine göre örgütle belirli bir organik bağ veya temsil ilişkisi bulunmaksızın gerçekleşmesi mümkün olmayacak mahiyette bir eylemin bulunması halinde anılan suçun oluşabileceği değerlendirilerek;
Her ne kadar, şüphelinin üzerine atılı "Abdullah ÖCALAN'ın, bazı akademisyenlerin demokratik özerklik projesine katkı sunabilecek kişiler olarak şüphelinin ismini vermesi ", dava dışı bir kısım şahıslarla insani mülahaza niyetiyle yapılan görüşmeler, başka bir tarihte şüphelinin bu hususta iştiraki veya azmettiren konumu bulunmaksızın eylem tarihinde başkanlığını yürüttüğü Esenyurt Belediyesi tarafından düzenlenen festival kapsamında dava dışı birden fazla şahsın örgüt elebaşı lehine slogan atması, içeriği ve amacı tespit edilemeyen bir kısım para transferleri gibi eylemlerin örgütsel faaliyet olarak değerlendirilmesi bu aşamada tartışmalı olmakla birlikte bir an için örgütsel faaliyet olarak değerlendirilemeyeceği düşünülse ve Tanık Koruma Kanunun 9/8.maddesine göre gizli tanık beyanının tek başına hükme esas alınamayacağı göz önüne alınsa dahi gizli tanığın ifadesinde geçen eylemlerin az önce açıklandığı üzere örgütle belirli bir organik bağ veya temsil ilişkisi bulunmaksızın gerçekleşmesinin mümkün olmaması başka bir deyişle söz konusu eylemin sübutu halinde niteliği itibariyle;
Kişi, zaman ve mekan unsurları yönünden ayrıntılı ve somut açıklamalar olması da göz önüne alındığında- tek başına atılı suçun oluşmasına yeterli görülebileceği ve hal böyleyken bu aşamada kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delil olarak nitelendirilebileceği,
Ahmet Özer'in tutukluluk itirazı reddedildi
Gizli tanığın ifadesinde geçen eylemlerin zamanına göre yeni elde edilmesi nedeniyle toplanması gereken başkaca delillerin bulunması ile şüphelinin üzerine atılı suç için kanunda ön görülen ceza miktarının alt ve üst sınırı karşısında tutuklulukta geçirdiği sürenin bu aşamada orantılı olması hususları bir arada değerlendirildiğinde kararda değiştirilecek bir husus bulunmadığından şüpheli müdafilerinin itirazının REDDİNE,
Kararın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ilgililere tebliğine,
Dosyanın gereği için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde kesin olarak karar verildi.