DEM'in gündemi "Yeni Anayasa" | Tuncer Bakırhan: Gelin eşitlik temelinde yaşamayı mümkün kılalım
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) partisinin Grup Toplantısında konuştu.
15 Nisan Salı günü kalp rahatsızlığı sebebiyle hastaneye kaldırılan TBMM Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in sağlık durumuna dair konuşan Bakırhan, "Durumu stabil, yani hâlâ direniyor, mücadele ediyor. Bu durumu yenmeye çalışıyor. Yeneceğine olan inancımızla, bir kez daha ailesine, sevenlerine ve partimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum" dedi.
Bakırhan, Önder'in sağlık süreci boyunca arayan soran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’a, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e ve diğer siyasi parti genel başkanlarına ve yöneticilerine teşekkür etti.
Dün İmralı'ya gerçekleştirilen ziyarete de değinen Bakırhan, "Yürütülmekte olan ve ivme kazanması gereken çözüm tartışmaları ile sürecin genel değerlendirmesi ele alınmıştır. Öcalan önümüzdeki haftalarda sürece ivme kazandıracak gelişmelerin yaşanmasının herkesin ortak beklentisi olduğunu dile getirmiştir. O da süreçten umutlu. Önümüzdeki günlerde bu sürecin ivme kazanacağını düşünüyor" ifadelerini kullandı.
Konuşmasını bitirirken yarın 23 Nisan olduğunu belirten Bakırhan yeni anayasa çağrısı yaptı. Bakırhan, "Gelin, 23 Nisan’ın yapıcı ve ortaklaştırıcı ruhunu yeniden canlandıralım. Demokratik Ulus Mutabakatı çerçevesinde, eşit ve adil bir demokratik anayasa ile bu ülkenin gelecek yüzyılını birlikte kuralım. Farklılıklarımızla bir arada, ortak yurttaşlıkta, eşitlik temelinde yaşamayı mümkün kılalım" diye konuştu.
Bakırhan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
SIRRI SÜREYYA ÖNDER'İN DURUMU
"Geçtiğimiz hafta çok talihsiz bir olay yaşadık. Meclis Başkanvekilimiz, İmralı Heyeti üyemiz, aynı zamanda barış için büyük emek veren bir barış emekçisi olan Sayın Sırrı Süreyya Önder, çok ciddi bir kalp krizi geçirdi. Hemen hastaneye kaldırıldı ve büyük bir operasyon geçirdi. Biliyorsunuz, Sırrı Süreyya Önder barış çalışmalarını yürütüyordu; İmralı Heyeti üyesiydi. Birçok rahatsızlığı bulunmasına rağmen asla çalışmalardan geri kalmadı, sağlık sorunlarına rağmen çalışmalara aktif bir şekilde katıldı. Umarız en kısa zamanda iyileşir, aramıza döner ve kaldığı yerden daha güçlü bir şekilde mücadeleye devam eder. Buraya gelmeden önce hem hastane yönetimiyle hem de hastanede bulunan arkadaşlarımızdan bilgi aldık. Durumu stabil, yani hâlâ direniyor, mücadele ediyor. Bu durumu yenmeye çalışıyor. Yeneceğine olan inancımızla, bir kez daha ailesine, sevenlerine ve partimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Ben hayatımda böyle bir şey görmedim. İlk günden beri Türkiye’nin bütün renkleri, siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri hastane önündeydi. Mesaj gönderdiler, bizi aradılar. Sırrı Süreyya Önder’in sağlık durumunu yerinde incelediler, ilgilendiler. Gerçekten görülmemiş bir dayanışma ve sahiplenme ortaya çıktı. Bu vesileyle, süreci en başından beri takip eden, bizi arayan ve soran Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Meclis Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş’a, ana muhalefet partisi genel başkanına, siyasi parti genel başkanlarına ve yöneticilerine, bileşen partilerimize, ittifak güçlerimize dayanışmalarından ve sahip çıkmalarından dolayı teşekkür ediyorum."
"İÇ BARIŞ" VURGUSU
"Hem dünyada hem de bölgemizde fırtınalı bir dönemden geçiyoruz. Küresel dengeler alt üst olmuş durumda. Büyük güçler arasında kıyasıya bir kavga, kıyasıya bir rekabet var. Böylesi bir dünyada, hala iç barışını kuramamış, siyasetini normalleştirememiş, hukukun işlemediği bir ülkenin ayakta kalması çok zorlaşır. Ayağını yere sağlam basmayan bir ülke, emin olun fırtınalarda savrulur. İşte tam da bu nedenle bugün Türkiye için barış ve demokratik toplum süreci, sadece bir tercih değil, bir zorunluluktur. Bu süreç, Türkiye’nin en büyük şansıdır. En büyük fırsatıdır. Umarım bu şans ve fırsatı hep birlikte değerlendiririz."
İMRALI GÖRÜŞMESİ
"Dün heyetimiz Sayın Öcalan ile görüşmek için İmralı Adası'na gitti. Verimli, önemli ve değerli bir görüşme gerçekleştirdi. Elbette görüşmenin önemli bir gündemi Sırrı Süreyya Önder’in sağlık durumu olmuştur. Sayın Öcalan geçmiş olsun dileklerini iletmiştir. Çok önemli bir aktör olduğu için üzüntülerini belirtmiştir. Ancak yürütülmekte olan ve ivme kazanması gereken çözüm tartışmaları ile sürecin genel değerlendirmesi de aynı şekilde ele alınmıştır. Bu kapsamda Sayın Öcalan’ın yüksek bir tempoda ve yüksek bir moral ile çalışmalarını sürdürdüğünü arkadaşlarımız bizlere ilettiler. Sayın Öcalan önümüzdeki haftalarda sürece ivme kazandıracak gelişmelerin yaşanmasının herkesin ortak beklentisi olduğunu dile getirmiştir. O da süreçten umutlu. Önümüzdeki günlerde bu sürecin ivme kazanacağını düşünüyor. Sayın Öcalan’ın çalışmalarını bu çerçevede yaptığını arkadaşlarımız bizlere aktarmıştır. Yapılan görüşme kurullarımız tarafından değerlendirilecek ardından kamuoyuna bu görüşmeyle ilgili bir açıklama yapılacaktır."
"HUKUKİ ZEMİN VE SİYASİ İRADE"
"İçinden geçtiğimiz bu kritik süreçte iki büyük adım şarttır: Birincisi sağlam bir hukuki zemin, ikincisi güçlü bir siyasi irade gerekiyor. Bu nedenle önümüzdeki günlerde zaten grup başkanvekillerimiz Adalet Bakanı ile bir araya gelecekler. Sadece Adalet Bakanı ile değil, Mecliste grubu bulunan siyasi partilerle temaslarımızı sürdüreceğiz.
İktidara da muhalefete de sesleniyoruz: Türkiye siyaseti artık normalleşmeli, barış süreci ivme kazanmalı ve devlet demokrasiye duyarlı bir hale gelmelidir. Başta infaz kanununda ve cezada adalet olmak üzere yasal düzenlemelerin yapılması, hasta tutsaklardan siyasi nedenlerle cezaevinde tutulanlara kadar cezaevlerinin boşalması Türkiye’ye rahat bir nefes aldıracaktır. Gelin, hep birlikte bu ülkenin yolunu açalım."
"ORTAK HİKAYE 1924'TE AKAMETE UĞRATILDI"
"Evet yarın 23 Nisan, tam 105 yıl önce bu topraklarda yaşayan farklı halklar, farklı inançlar el ele vererek birlikte mücadele ederek bu Cumhuriyeti kurdular. Bu farklılıkların büyük çoğunluğu Kurucu Meclis'te yer aldı; siz de hatırlarsınız Kürdistan mebusu, Lazistan mebusu, diğer etnik ve inanç gruplarından mebuslar da vardı bu Kurucu Meclis'te. Kurucu Meclis tamamını olmasada birçok kimliği tereddütsüzce o kürsüye taşımıştı ama bu ortak hikaye belli bir süre sonra 1924'te akamete uğratıldı. Birlikte mücadele eden ve Kurucu Mecliste yer alan halklar ve inançlar özgür bir yaşama maalesef sahip olamadılar. İşte sorunların özü de tam burada başladı. 1915'te Ermenilerle başlayan inkar, 100 yılda bu topraklarda yaşayan her halka, kültüre, dile, inanca yaşatılmaya çalışıldı. Tarih hayatın öğretmenidir, artık günümüz ayrılıkları azaltmanın, ortaklıklarımızı büyütümekten başka şansımız olmadığını ortaya koyuyor."
"YENİ ANAYASA ÇAĞRISI"
"Gelin, 23 Nisan’ın yapıcı ve ortaklaştırıcı ruhunu yeniden canlandıralım. Demokratik Ulus Mutabakatı çerçevesinde, eşit ve adil bir demokratik anayasa ile bu ülkenin gelecek yüzyılını birlikte kuralım. Farklılıklarımızla bir arada, ortak yurttaşlıkta, eşitlik temelinde yaşamayı mümkün kılalım.
Bu çağrı, yalnızca bugünün değil, geleceğin de yol haritasıdır. Hep birlikte, daha güçlü, daha özgür, daha demokratik bir Türkiye için yola çıkmanın zamanıdır."