Camiler kışla, müminler asker olunca

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın en sevdiği şiirlerin listesi yapılsa herhalde ilk sırada Mehmet Cevat Örnek'in 'İlahi Ordu' adlı eseri gelirdi.

Bilmeyenler...

Hatırlamayanlar için şiirin meşhur dizelerini yazıyorum:

"Minareler süngümüz, kubbeler miğfer

Camiler kışlamız, müminler asker."

Erdoğan, geçen cuma sanki Büyük Çamlıca Camisi'nde değil de kışlada, sanki ibadet için toplanan müminlere değil de savaşa hazırlanan ordusuna sesleniyordu.

Sezen Aksu'yu kastederek, şöyle dedi:

"Hazret-i Adem efendimize kimsenin dili uzanamaz. O uzanan dilleri yeri geldiğinde koparmak görevimizdir. Havva validemize kimsenin dili uzanamaz. Onlara da haddini bildirmek bizim görevimiz."

Cumhurbaşkanı'nın görev ve yetkileri arasında, din adına cezalandırmak bulunmuyor.

Bu ancak, dini ve siyasi erkin iktidarda toplandığı otokrasilerde mümkün olur.

Örneğin, Suudi Arabistan.

Örneğin, İran.

Örneğin, Afganistan.

Görünen o ki Türkiye de bu yolda ilerliyor.

AK Parti taraftarları Erdoğan'ı emir-ül müminin olarak görmek istiyor.

Yani, bütün müminlerin emiri.

Bu inanışa göre seçim dediğiniz ilahi bir atamanın tescili ve kutsanmış bir muktedirin kabulüdür. Erdoğan, Allah'ın sıfatlarını üzerinde toplamıştır. Ona dokunmak bir ibadet, partisine oy vermek mahşer günü kurtuluş belgesidir.

Aç mideye Yasin

Gerçekte Erdoğan, siyasal azınlığa düştüğünü gördüğü için dini argümanlara sarılıyor. Ayasofya'yı ibadete açıyor, İstanbul Sözleşmesi'ni kaldırıyor, ülkeyi uçuruma sürükleyen faiz politikasını nasla açıklıyor. Yitirdiği toplumsal rızayı dinle tahkim ediyor. "Yerli ve milli" Cumhur İttifakı'na "Dindar" sıfatını ekliyor.

Camiler kışla, müminler asker sayılınca "Dilini koparırız" ifadesini emir telakki eden çıkıyor.

Dün İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde Aksu'dan şikayetçi olan 15 Temmuz Şehitler ve Gaziler Platformu, "Şehitlere laf söyleyenin dillerini keseceklerini, beyinlerine sıkacaklarını" ilan etti. Kapıda Aksu tehdit edilirken, içeride gazeteci Sedef Kabaş'ın tutuklanmasına karar verildi.

Belagatin ustası

Kabaş, 15 Ocak'ta TELE 1'de katıldığı 'Demokrasi Arenası' adlı programda Erdoğan'ı eleştirmek için bir Çerkes atasözünü kullandı. Aksu'nun 2017'deki şarkısının beş yıl sonra farkına varılması gibi Kabaş'ın sözleri de bir hafta sonra gündem oldu.

Doğrusu, kullandığı atasözü çok yakışıksız, kaba ve inciticiydi.

Ancak bir de Erdoğan'ın siyasetçiler ve gazeteciler için söylediği sözleri düşünün.

Kılıçdaroğlu'na cibiliyetsiz, Bahçeli'ye zürriyetsiz, Demirtaş'a terörist!

O kadar ki Erdoğan'ın hakaretleri liste halinde TBMM'de okundu.

Neler demedi ki: Mankafa, alçak, şerefsiz, virüs, soysuz, çakal, ölü sevici...

Erdoğan, ağır söz sarf edince siyasetçi şapkasını takıyor.

"Belagatin ustası" oluyor.

Değil dava, soruşturma bile açılmıyor.

"Reisimizin ağzına çok yakıştı" diye övülüyor.

Erdoğan, aynıyla karşılık bulduğunda ise cumhurbaşkanı şapkasını kafasına geçiriyor.

Hakaret sayılıyor.

Gece baskınları yapılıyor.

Kabaş'ın başına gelenler gibi...

Bakan Gül, adalet kantarını bozdu

Erdoğan, 2021-2022 adli yıl açılışında "İfade almak üzere gece yarısı gözaltına alma, otelde ve havalimanında yakalama gibi işlemlere son verdik" dememiş gibi Sedef Kabaş, 22 Ocak'ta saat 2'de kaldığı otelde gözaltına alındı.

Ne ağır cezalık suçla itham ediliyor.

Ne de suçüstü hali var.

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, yargıya emir ve talimat verircesine şu tweeti attı:

"Cumhurbaşkanımızı edepten nasipsiz, çirkin sözleri lanetliyorum. Haset ve nefretten doğan hadsiz ve hukuksuz ifadeler milletin vicdanında ve adalet önünde hak ettiği karşılığı bulacaktır."

Tweet paylaşıldığında Kabaş, gözaltındaydı.

Dahası cumhurbaşkanına hakaret suçunda yargılama için Gül'ün izni gerekliydi. Gül, yasal süreçleri çiğneyerek, izni Twitter'dan verdi. Kabaş, avukatlıktan savcılığa geçen, meslekte dört yıllık kıdemini doldurmamış bir hakim tarafından tutuklandı. Kaçma ve saklanma ihtimali bulunmadığı halde ibret-i alem için içeriye atıldı.

Kabaş, ifadesinde "Atasözü anonim sözdür. Cumhurbaşkanını hedef alarak kullanmadım" dedi.

Diyelim ki Kabaş eleştiri sınırını aştı.

Ne olur?

Erdoğan dava açar.

Ya devlet, hukuk sınırını aşarsa...

Bir kadın gazeteci TV'deki sözlerinden ötürü gece saat 2'de gözaltına alınıyor. Adalet Bakanı Gül'ün talimat niteliğindeki tweetinden sonra tutuklanıyor.

Asıl facia, Kabaş'ın eleştiri sınırını ihlal etmesi değil.

Devletin hukukun sınırını ihlal etmesidir.

Kabaş'ın dili koparıldı

Dedim ya, herhalde Erdoğan'ın en çok sevdiği şiir Mehmet Cevat Örnek'in 'İlahi Ordu' şiiri olmalı. Çünkü 1997'de Siirt'te şiiri okuduktan sonra üç ay ceza aldı. 1999'da tutuklandı.

Şiirle bağı hiç kopmadı.

Tahliye edilince şiir kaseti çıkardı.

Parti kurdu.

2002'de iktidar oldu.

Türkiye'yi 20 yıldır yönetiyor.

"Asker Duası"nı geçen ay Siirt'te yine okudu.

Ve şimdi kışla olarak gördüğü camide, asker saydığı müminlerin huzurunda bir şarkı sözünden ötürü Sezen Aksu'yu dilini koparmakla tehdit ediyor. Aynı gün bir kadın gazetecinin eleştiri yüzünden dili koparılıyor.

Halkın yüzde 61'ı "İBB'de teröristler işe alındı" iddiasına inanmıyor

MetroPOLL Araştırma, bu ayki araştırmasında İçişleri Bakanlığı tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik başlatılan özel teftişi vatandaşlara sordu.

"İmamoğlu'nun belediyeye terörle ilişkili 500 kişiyi işe aldığı yönündeki iddiaya inanıyor musunuz?" sorusu yöneltildi.

Yüzde 61.7'si inanmadığını, yüzde 24.3'ü de inandığını söyledi.

Yüzde 14'ü fikir belirtmedi.

AK Partililerin yüzde 26.7'si ve MHP'lilerin yüzde 30.7'si inanmadığını vurguladı.

"Hükümetin İmamoğlu'nu görevden alarak, yerine kayyum ataması nasıl sonuç yaratır?" sorusu da soruldu.

Yüzde 63.4'ü "Destek artar" derken, yüzde 14.2'si "Azalır" dedi.

Yüzde 11.2'si "Etkilemez" diye yanıt verdi.

Aynı oranda insan fikir beyan etmedi.

AK Partililerin yüzde 31.9'u, MHP'lilerin yüzde 47.'ü İmamoğlu'na verilen desteğin artacağını söyledi.

24f41348-a560-4e67-b69a-eb572b82c301.jpg

f3aacf69-e1cd-4127-b5fb-576a48ebfd7b.jpg

Rasim Arı ile ilgili şikayet Bakan Soylu'ya gelmiş

Nevşehir'de, AK Parti'den ayrılan eski Belediye Başkanı Rasim Arı ile şimdiki başkan Mehmet Savran, geçen cuma günü bu köşede kozlarını paylaşmıştı.

Arı, hakkında hiçbir yolsuzluk iddiası yokken istifa ettirildiğini, başkan yardımcısının vezneye, dört personelinin ise temizlik işlerine sürüldüğünü söyledi.

Savran, Arı'nın bir kadınla yasak aşk yaşadığını, sevgilisini susturmak için 10 bin TL verdiğini ileri sürdü. Hatta Savran, Arı'nın AK Parti Genel Merkezi tarafından çağrılarak, "Rezil olma, edebinle istifa et" denildiğini iddia etti.

Nevşehir, bu açıklamalarla çalkalanırken...

Cuma akşamı AK Parti'den üst düzey bir yetkili beni aradı.

Şunları anlattı:

"Rasim Arı, bir kadınla yasak aşk yaşıyor. Daha sonra kadını tehdit ediyor. Bu kadın İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu'ya ulaşıyor, elindeki yazılı ve görsel kanıtları sunuyor. Bu durum partimizin yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcısı olan Mehmet Özhaseki'ye aktarıldı. Bunun üzerine Arı, Ankara'ya çağrıldı ve savunması istedi. Arı, önce bizden bir ay süre istedi. Ardından da 'Kadını susturabilirim' dedi. Hem yasak ilişki yaşaması, hem de yasadışı yollar önermesinden ötürü istifası istendi. Bunu kabul edemezdik. Arı'nın kendisinden önceki başkanın yolsuzluklarını soruşturduğu için istifasının istendiği iddiası asılsızdır."

Ancak Arı, sosyal medyada Savran'a ve AK Partililere hırsızlıkları aklama suçlamasında ısrar ederek, meydan okudu ve şunları yazdı:

"İradesi ipotek altında olan atanmışlardan rüştünü ispat etmek isteyenlere, başkalarına iftira atmak yerine tüyü bitmemiş yetim hakkı yiyenlerden hesap sormalarını tavsiye ederim. Özel hayat üzerinden polemik oluşturmasınlar."

Arı'nın mesajına eklediği görselde, çuvalını sırtlanmış hırsız fotoğrafı var. Fotoğrafta da "Hırsıza hırsız olduğunu unutturursan sana ahlak dersi verir" sözü yazıyor.

AK Parti İl Başkanı Ali Kemikkıran ise "Yalanlar, iftiralar, artık sabrımız taştı. Hakikatleri belgeleri ile konuşacağız, kamuoyu ile paylaşacağız" dedi.

Arı'nın istifası ve İyi Parti'ye geçeceğinin duyulması, AK Parti'de alarm zillerini çaldırdı. İlerleyen günlerde Arı için aleyhte kampanya başlatılabilir.

Öte yandan Arı, istifadan önce partiden arandığını ve görev vermeyi teklif ettiklerini söylüyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İsmail Saymaz Arşivi