Basın Konseyi, Silivri Cezaevi'ndeki gazetecilere mektup gönderdi
Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Silivri Cezaevi’nde tutuklu gazeteciler Barış Pehlivan, Murat Ağırel ve Hülya Kılınç’a mektup gönderdi. Sadece habercilik yaptıkları için gazetecilere bedel ödetildiğini belirten Pınar Türenç mektupta “Her anı işkence, her dakikası haksızlık dolu dayatmalara ve tecritlere rağmen yalnız değilsiniz. Çok yakın zamanda hakikatler ve özgürlükler için yeniden buluşacağız” dedi.
Basın Konseyi Yüksek Kurulu’nun, temmuz ayı toplantısında tutuklu gazetecilerin durumu ele alınırken, Libya’da şehit olan MİT görevlisi haberi nedeniyle Silivri Cezaevi’nde tutuklu gazetecilere destek mektubu gönderilmesi kararlaştırıldı. Basın Konseyi Başkan Pınar Türenç imzalı mektuplar, Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, Yeniçağ gazetesi yazarı Murat Ağırel ve Odatv muhabiri Hülya Kılınç’a, bugün Silivri Cezaevi’nde kendilerini Yüksek Kurul adına ziyaret eden seçilmiş okuyucu temsilcisi, hukukçu Dr. Başar Yaltı teslim etti.
Mektupları okuyan 3 gazeteciden Barış Pehlivan, ,unutulmadıkları için ve meslektaşlarının destekleri nedeniyle buruk sevinc yaşarken, ''Biz, cezaevi koşullarına dayanırız ancak bu büyük haksızlığı yaşamak ağır geliyor. Tam tecrit altındayiz. Koğuşlarımız ses iletir diye aramıza boş koğuşlar bırakılıyor. Böyle bir tecrit, nasıl bir vicdandır.Tecrit ile burada bizi yok etmeye çalışıyorlar. Ama dirençliyiz.9 eylüldeki duruşmayı bekliyoruz.'' diye konuştu. Murat Ağırel ise, diş tedavisinin devam ettiğini belirtti ve şunları ekledi:
''Mezarlıklar küçüktür. Öbür dünyaya göç edenlerin yeri topraktır. Silivri ise, tam bir büyük mezarlık. Yaşayan insanları öldüren beton mezarlık. Direnmeye devam edeceğiz. Sizlerin bu destekleri, bize moral oluyor. Varlığınız çok değerli.''
Gazeteci Hülya Kılınç da, tecritte geçen bu süre içinde yine mesleğini yapmaya çalıştığını, bol okuyup yazdığını ve oğluna kavuşacağı günü beklediğini söyledi.
Barış Pehlivan'a mektup
Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç’in Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan’a gönderdiği mektup şöyle:
“Sevgili Barış,
9 yıl önce, Silivri zindanına konulduğunuz günleri hatırlıyorum. Açık görüşlerdeki dertleşmelerimizi.
19 ay süren eziyetin üzerinden, yine yeniden o zindanlardasın.
Bu gencecik 30'lu yaşlarından ne çok aylar çaldık, affet bizi.
İkinci kez yine demir parmaklıklar arasındasın.
Baharları, 80 petekli demir kafeslerin arkasından solumaya çalıştın. Üstelik bir de covit belası kapında beklerken.
Yazın sarı sıcağında yaşaman gereken 37. doğum günün bir kez daha demir soğukluklar arasında geçti gitti. Dediğin gibi, düşlerin sarmaladı o günlerde seni. Mavi gökyüzünü, tepenize gerilen o tel örgülere rağmen kucakladığını biliyorum. Çünkü dayatılan tecritler sana vız gelir. Sen dirençlisindir. Yapay güçlükleri aşmasını, göğüslemesini iyi bilirsin.
Az ötende, seni, senin doğrularını paylaşan herkes, özlemle bekliyor.
Dayan, geçecek bu günler de.
Güzel kızın Arya ile seni sevenler çok yakınındayız. Çok kısa zamanda, hakikatler ve özgürlükler için yine buluşacağız.
Basın Konseyi'ndeki tüm dostlarınla seni kucaklamaya geldik.
Sevgiyle kal.
BASIN KONSEYİ”
Hülya Kılınç'a mektup
Odatv muhabiri Hülya Kılınç’a gönderilen mektup şöyle:
“Sevgili Hülya,
Bir haberci ustan olarak sana ne diyeceğimi bilemiyorum. Tertemiz ve heyecanla haber peşinde yüreğin çarparken, bu eziyetleri sana çektiriyoruz ya, utanıyorum inan.
Diren Hülya.
Oğlun için, hakikatler için, senin gibi haber peşinde çırpınanlar için, diren lütfen.
Çok yakında yine buluşacağız.
Hep biliyoruz ki, gazetecilik her sahada zordur.
Bedel istediler.
''Al işte bedelini'' diyorsun, dik duruşunla.
Seninle gurur duyuyoruz.
Kadın yüreğinle, ana halinle, gazeteci direncinle dayan Hülya.
Basın Konseyi'ndeki tüm arkadaşlarımla seni kucaklamaya geldik.
Tecritlere rağmen, yalnız değilsin.
Sevgiyle kal.
BASIN KONSEYİ”
Murat Ağırel'e mektup
Yeniçağ gazetesi yazarı Murat Ağırel’e gönderilen mektup şöyle:
“Sevgili Murat,
İnsana cehennemi yaşatan o diş ağrılarından kurtulduğuna inanmak iyi geldi bizlere. Umarım, tedavilerin en kısa sürede tamamlanır.
Yeter ki sen iyi ol.
İyi ol, sağlıklı ve zinde ol ki, zindandan çıktıktan sonra, yine hakikatlerin peşinde özgürlük mücadelesine devam edebilesin. Bu duruş, sana yakışıyor çünkü.
Biliyoruz, çok haksız ve insafsız bir bedel ödetiyorlar. Ne var ki, haftalar, aylar geçecek. Önemli olan sevdiklerine kavuşabilmen, inandığın değerler uğruna mücadelede beslenerek güçlenmen.
Her anı işkence, her dakikası haksızlık olan bu dayatmalara karşı direncini hep koruyacağını biliyoruz. Ellerine takılan o kelepçeleri sana reva görenler, bir gün saklanacak karanlıkları bulmanın çaresizliğini yaşayacaklar. Lanet olsun bu yapılanlara.
Seni sevenler, az ötenden tam da Silivri'nin bir başka köşesinde seni özlemle bekliyorlar.
Kavuşacağımız günler çok yakın.
Basın Konseyi'ndeki tüm arkadaşlarımla, seni sevgiyle kucaklamaya geldik.
Diren Murat.
Kendine iyi bak.
Sevgiyle kal.
BASIN KONSEYİ “