AKP'li Ünal; Erdoğan'ın 'Anketlere inanmıyorum' sözünün perde arkasını anlattı

AKP'li Ünal; Erdoğan'ın 'Anketlere inanmıyorum' sözünün perde arkasını anlattı
AKP Tanıtım ve Medya'dan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Anketlere inanmıyorum" sözü için, "Anketler en az 15 gün öncesinin sonuçlarını yansıtıyor oysa gündem ve seçmen psikolojisi anlık...

AKP Tanıtım ve Medya'dan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Anketlere inanmıyorum" sözü için, "Anketler en az 15 gün öncesinin sonuçlarını yansıtıyor oysa gündem ve seçmen psikolojisi anlık değişiyor" dedi.

AKP Tanıtım ve Medya'dan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, Habertürk'ten Kübra Par'a konuştu.

Seçim kampanyalarını artık anlık stratejilerle yönettiklerini belirten Ünal, devamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Artık anketlere inanmıyorum" açıklamasını değerlendirdi.

"Bununla ilgili konuştuğumuz her şey anketler için de geçerli. Akışkanlığın, anlık interaktif iletişimin, her bir bireyin cep telefonundan anında bilgiye ulaşmasının doğurduğu bir sonuç var" diyen Ünal, şunları kaydetti:

"Seçmen psikolojisi ve gündem hızla değişiyor. Sahadan anket yoluyla çektiğiniz bir veri, sadece o andaki algıyı ve psikolojiyi yansıtıyor. Bu bir iki gün içinde kaçınılmaz olarak değişmiş oluyor. Yüz yüze anketlerde anket firması saha firmasına sipariş eder. 2 gün sorular hazırlanır. Sonra 1 hafta sahaya çıkılır. 2 gün sonuçlar bilgisayara yazılır. 2 gün de analizi sürer. Anket firması size 15 gün sonra bir sonuç sunar. O sonuç, on beş gün öncesinin sahasını yansıtır, bugünü değil."

"AK Partili Mahir Ünal Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 'Anketlere inanmıyorum' sözünün perde arkasını açıkladı" başlığıyla yayımlanan haberin devamında Par'ın yönelttiği sorular ve Ünal'ın yanıtları şöyle:

- Seçmen davranışları o kadar değişken mi?

Tam da onu söylüyorum. Seçmen davranışına etki eden faktörler artık akışkan ve değişken hale geldi. Dünyada artık seçmenin ilgilerine ve isteklerine yönelik veri çekmeye dönük dijital platformlar var. Bu verilerin sağlıklı olabilmesi için de gerçek kişilerle yapılması gerekir. Mesela araştırma şirketlerinden biri olan KONDA anket sonucu açıklamayacağını duyurdu çünkü sahayı okuma yöntemlerinin değiştirilmesi gerekiyor. Bazılarını bunu şöyle okuyor; Türkiye'de seçim belirsiz olduğu için saha okunamıyor. Hâlbuki bunun sebebi araştırmalarda kullanılan araçların ve yöntemlerin yetersizliğidir. Anlamak için kullandığımız yöntemler ve anlaşmak için kullandığımız dil değişiyor. Eski araç ve yöntemlerimizle bugünü okumaya çalışmamız artık işlemiyor. Peki sahaya dönük bir çalışma yapmıyor muyuz? Çok amaçlı, boyutlu ve katmanlı araştırmalar yapıyoruz ve sahada bir sorun görmüyoruz.

- Peki yaptırdığınız anket sonuçları ne gösteriyor? AK Parti oyları Cumhurbaşkanlığı seçimine kıyasla yerel seçimlerde artacak mı azalacak mı?

Uzun dönemden beri muhalefete dönük dile getirdiğimiz bir ifademiz vardı, ‘siyasetsizlik.' Bu artık ‘iletişimsizlik'e dönüşmüş durumda. Artık kamuoyuna da bir şey söylemiyorlar. Biz iki aydan beri sahadayız. Peki CHP ve İyi Parti ne yapıyor? Sahada bir iletişim ve kampanya yürüten birilerini görüyor musunuz? Yoklar. Dolayısıyla ilk defa garip bir şekilde muhalefet ortada yok.

- Yaptığınız araştırma sonuçlarında da bunu görüyor musunuz?

Kararsız seçmen sayısında yüksek bir artış var. "Peki bu seçmen önceki seçimlerde kime oy vermiş" diye bakıyoruz. Daha önce muhalefete oy vermiş. Bu kararsızlığının nedeni siyasi düşüncesini paylaştığı partinin siyasetsizliği ve iletişimsizliği.

- Kimi yorumcular seçime katılımın az olacağını düşünüyor. AK Parti seçmeninde de kararsız bir kesim olduğuna dair bulgular var mı?

Ne sahada ne de araştırmalarda böyle bir şey yok çünkü AK Partili seçmen, muhalefetin tavrına rağmen, olup bitenlerin son derece farkında. Vatandaş, meselenin bir memleket meselesi olduğunun ve siyasetsizliği, iletişimsizliği, beceriksizliği hat safhada olan muhalefetin herhangi bir şekilde Türkiye'yi sırtlayıp taşıyacak bir gücünün ve çözüm kapasitesinin olmadığını görüyor. Seçmen 17 yıldan beri sorunları çözen ve bu kapasiteye sahip olan AK Parti'yi ve Recep Tayyip Erdoğan'ı net bir şekilde görüyor. Dolayısıyla burada, seçmenin kanaatiyle ilgili bir sorun yok. Hangi siyasi görüşten olursa olsun insanlarda ‘AK Parti ne söylüyorsa yapar' anlayışı var. Araştırmalarda da AK Parti'ye icraat ve güvenilirlik konusunda çok yüksek bir destek var. Bir siyasi parti için en kıymetli olan budur. Seçmen dünyadakine benzer sorunlar yaşandığını görüyor ve zaman zaman daralıyor ancak bu sorunları kim çözer diye baktığında yine Recep Tayyip Erdoğan'ı ve AK Parti'yi görüyor.

İlgili Haberler