TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski'den çok önemli seçim açıklaması
Türkiye'nin son dört yılda seçim konuştuğunu söyleyen TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski, "Son iki senede 4 seçim reform ve makroekonomi gündemine odaklanılmasını zorlaştırdı" dedi. Kaslowski, "Sorumluluklarımızın bilincindeyiz" diye konuştu.
Kaslowski'nin konuşmasından satır başları şöyle:
"Sayın üyeler TÜSİAD değerlerinden taviz vermeksizin bu günlere ulaştı. TÜSİAD bünyesinde 700’e yakın üyesiyle 4500 şirketi temsil ediyor. Çalışma gruplarımızda 3000 civarında uzman ve yönetici yer alıyor. Bu çeşitlilik ve derinlik sayesinde ülkemizin menfaatine olan pek çok görüş karşılık buluyor. Sürdürülebilir kalkınma için dünya ile entegrasyon hukukun üstünlüğü yüksek demokratik standartlar geliyor.
Uzun bir süredir seçim atmosferi içinde hareket ediyoruz. 31 marttan sonra seçimsiz bir dönem olacağını ümit ediyorduk. Ancak yerel seçimler İstanbul’da yenilenecek ve seçim ortamı 3 ay daha uzayacak. Bu sene pozitif bir büyüme el etmek kolay olmayacak. Son iki senede 4 seçim reform ve makroekonomi gündemine odaklanılmasını zorlaştırdı.
Umarım güvenli bir seçim geçiririz ve 23 Haziran'dan sonra reform gündemine odaklanırız. Türkiye'de uzun bir süredir siyasi gelişmeleri ve ekonomiyi konuşuyoruz ancak küresel arka planda değişiklikle var. Bugün modern dünya düzenini oluşturan tüm düzenler sorgulanıyor. Ticaret savaşları, keyfi yaptırımlar gibi olumsuz tatsız gelişmeler yaşanıyor.
Tüm dünyada ve ülkemizde bu geçiş dönemini anlamak ve anlatmakta küresel, ulusal ve uluslararası örgütlere pek çok rol düşüyor. Değerli konuklar ülkemiz son yıllarda olağanüstü sorunlarla karşılaştı. Bugün terörle mücadelede büyük başarılar kazanıldığını görüyoruz. Son derece karmaşık Suriye konusunda Türkiye'nin yaptıkları tüm dünyada ülkemize saygınlık kazandırıyor.
Dış politikada zorlu süreçlerin eşiğindeyiz. S-400 hava savunma sistemindeki sorunlar, doğal gaz yataklarıyla ilgili sorunlar: AB ile ilgili ilişkimiz nasıl olacağı karşımızda duruyor. Bu sorunlar eninde sonunda diplomasiyle çözülecektir. Bunlar ekonomimize olumsuz bir şekilde yansıyor.
Dünya bankası tarafından gümrük birliğinin güncellemesine yönelik yapılan çalışma açık bir şekilde göstermiştir ki güncelleme her iki tarafın da ekonomisini olumlu şekilde etkilemektedir.
Ülkenin pusulasını, AB üyeliğine ayarlamalı ve o yönde ilerlemeliyiz. Biz AB deyince demokrasi, hukuk ve refah anlıyoruz. En önemli ekonomik partnerimiz olan AB ile ilerlemeye ihtiyacımız var. Elbette her türlü işbirliğinde milli çıkarlarımız doğrultusunda çalışmak esastır.
Değerli üyeler güvenlik olgusu iç ve dış güvenliği sağlamakla sınırlı değil. Ekonomik güven de var. Ekonomimizi doğrudan veya dolaylı etkileyebilecek tüm kurumlarımızda şeffaflık ve liyakat sağlanmalıdır.
Belirsizlik yatırım ortamına zarar verir. Yatırım iştahını azaltır. Türkiye’nin ciddi bir dış borcu var. TL’nin ciddi değer kaybı, borcu daha da ağırlaştırdı. Güveni sağlamak için alınan önlemlerin süratle hayata geçirilmesine ihtiyaç vardır.
Bugün geldiğimiz noktaya baktığımızda dış borç hala yüksek enflasyon istenilen noktada değil. Rekabet gücümüzü artırmamız gerekiyor. Reformların hızla başlaması gerekli. Bu reformlar orta vadeli sonuçlar verse bile kısa vadede güven sağlamak için önemli."