Global krizin ayak sesleri

Global krizin ayak sesleri
Önde gelen uluslararası yatırımcı kuruluşlarının “kasırga” ve “şok” kelimeleriyle tarif ettiği yeni bir ekonomik durgunluk beklentisi giderek yükseliyor. Bazı ekonomistlere göre ise düşük büyüme ve yüksek enflasyonun aynı anda görüldüğü stagflasyonun 1 yıl sürmesi mümkün ancak resesyon dünyaya 18 ay boyunca uğramayacak.

Salgının ardından Ukrayna'daki savaş uluslararası tedarik zincirlerinde hasara yol açmaya devam ederken, yeni bir global ekonomik durgunluğun kapıyı çaldığı yolundaki beklentiler de artmaya başladı. Bu hafta JPMorgan CEO'su Jamie Dimon’un “Ekonomik kasırga bekliyorum” açıklamasının ardından Goldman Sachs Yönetim Kurulu Başkanı John Waldron da ekonomide daha önce benzeri görülmemiş şoklar yaşanacağını öngördüğünü açıkladı. Dünyanın en zengin insanı Elon Musk”ın “Ekonomiye dair çok kötü bir hissiyatım var” diyerek Tesla’nın çalışan sayısını yüzde 10 azaltması gerektiğini belirten bir e-postayı şirketin üst düzey yöneticilerine gönderdiği haberi de tüm bunlara tuz biber ekti. Peki tüm bu açıklamalar, 2 yıl süren salgının olumsuz etkilerini üzerinden atmaya çalışan dünya ekonomisi için yeni bir felaket habercisi mi?

Stagflasyon 1 yıl sürecek

Economist Intelligence Unit’in Başekonomisti Simon Baptist, geçen hafta CNBC’ye verdiği demeçte, Ukrayna'daki savaş ve pandemi kesintileri tedarik zincirlerinde hasara yol açmaya devam ederken, düşük büyüme ve yüksek enflasyonun aynı anda görülmesi anlamına gelen stagflasyonun en az 12 ay boyunca etkisini sürdüreceğini savundu. Her ne kadar önümüzdeki çeyrekten itibaren gevşemeye başlasa da emtia fiyatlarının yine de Ukrayna’daki savaş öncesine göre yüksek seyredeceğini vurgulayan Baptist, endişelerini “Yüksek fiyatlar hane halkları için sıkıntıya neden olurken, dünyanın birçok yerinde büyüme yavaş olsa da devam ediyor ancak işsizlik oranı yükselmeye devam ediyor” sözleriyle dile getirdi. AMP Capital Başekonomisti Shane Oliver’ın görüşleri de Baptist’i destekler nitelikte. O da stagflasyon konusunda hemfikir ancak ani bir resesyonun en azından 18 ay boyunca olmayacağını savunuyor.

Enflasyona karşı merkez bankaları faiz artırıyor

Emtia fiyatlarındaki yükselişle birlikte tırmanmaya devam eden enflasyonla mücadele etmeye kararlı merkez bankaları ise faiz artırmaya devam ediyor. Geçen ay politika faizini 50 baz puan artıran ABD Merkez Bankası’nın (Fed) 14-15 Haziran’da vereceği karar merakla bekleniyor. Fed tutanakları yeni bir 50 baz puanlık artışın sinyalini veriyor. Faiz oranını yarım puan artırarak yüzde 2’ye yükselten Yeni Zelanda’yı diğer ülkelerin de izleyeceği beklentisi ise giderek artıyor.

IMF resesyon beklemiyor

Ekonomik durgunluk, 22 Mayıs’ta dünya liderlerini bir araya getiren Davos Zirvesi’nin de gündemine damgasını vurdu. Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva, büyüme tahminlerini daha da düşürebilecekleri sinyalini verdi ancak küresel durgunluk beklemediklerini açıkladı. IMF’nin geçen ay küresel büyüme tahminini yüzde 3.6'ya düşürmesinden bu yana finansal koşulların sıkılaşması, doların değerindeki artış ve Çin’deki ekonomik yavaşlama da dahil olmak üzere birtakım yeni gelişmeler yaşandığını söyleyen Georgieva, “Tüm bunlar, daha fazla aşağı yönlü revizyonun ihtimaller dahilinde olduğunu gösteriyor. Bazı ülkeler için artık artan bir resesyon riski var ancak küresel bir resesyon beklemiyoruz’’ dedi.

Yeni ticaret blokları oluşacak

Rusya’nın askeri güçlerinin işgal etmesi sonrası milyonlarca ton buğdayın Ukrayna limanlarında bloke olması sonucu başlayan ticaret krizi de yeni gelişmelerin habercisi olacak gibi görünüyor. Emtia araştırma firması Wood Mackenzie'nin araştırma direktörü Peter Martin, küresel ticaretin iki veya daha fazla "farklı blok" halinde yeniden düzenlenebileceğini belirtiyor. Martin'e göre, ilk blokta Avrupa Birliği, ABD ve Rusya'ya yaptırım uygulayan ve Rusya'yı izole etme konusunda hemfikir olan İngiltere ve Japonya gibi müttefikler olacak. Diğer grup ise Çin ve Hindistan gibi hem Rusya’ya yaptırım uygulayan müttefikler hem de ticareti sürdüren bir uluslar bloğundan oluşacak.

En büyük kaybeden Rusya olacak

Martin'e göre küresel ticaretteki değişikliklerden Güneydoğu Asya, Latin Amerika ve Afrika gibi bazı ekonomiler yarar sağlarken, şu anda bazı ticaret bağlantılarını yönlendirebiliyor olsa da küresel ekonominin büyük bir bölümünden dışlanacağı için Rusya muhtemelen en büyük kaybeden olacak. Gemilerin ABD'ye giderken sıklıkla geçtiği Singapur gibi bazı ülkeler de bu durumdan olumsuz etkilenecek.