Küresel aktörler yeni kriz peşinde
Sırbistan ile Kosova’yı uzlaştırmayacaklar
Rusya-Ukrayna Savaşı halen sürerken küresel aktörler Balkanlarda yapay sorunlar yaratarak yeni krizler çıkarmaya devam ediyor. Acılı/çatışmalı bir geçmişe sahip bölgede en ufak bir kıvılcım felakete dönüşebilir.
Kosova ile Sırbistan'ın liderleri, iki taraf arasındaki gerginliğin düşürülmesi için Avrupa Birliği'nin (AB) kolaylaştırıcılığında Brüksel'de önceki gün yapılan acil nitelikli toplantıda anlaşma sağlayamadı. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell yaptığı açıklamada, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksander Vucic ile Kosova Başbakanı Albin Kurti'nin görüşmesinden gerginliğin düşürülmesi adına bir çözüm çıkmadığını açıkladı.
Gerilim zaman zaman düşse de sürmeye devam edecek demektir bu. İki ülkenin de en ufak bir gerilimde ordularını alarma geçirip, sınırlarını kapattığını biliyoruz. Avrupa’nın ortasında eğer yaşanırsa yakın dönemler Avrupasının ikinci savaşı olur bu. İlki Yugoslavya savaşıydı.
Bölgedeki gerilim 31 Temmuz'da doruğa çıkmıştı, malum. Kosova'nın kuzeyindeki yaşayan Sırpların, Sırbistan tarafından verilen araç plakalarıyla kimlik kartlarının Kosova belgeleriyle değiştirilmek istenmesi, gerilimin görünen nedeni. Bunu kabul etmeyen yerel Sırpların protesto amacıyla yolları kapatması üzerine Kosova yönetimi bölgeye özel polis güçleri yığmıştı. Aynısını Sırbistan da ülkede yaşayan Kosovalılara uyguluyordu.
Anımsayalım; Sırbistan Kosova’nın tek tarafı bağımsızlığını tanımıyor, Rusya’nın tanımadığı gibi. Aslında bazı Avrupa Birliği (AB) üyeleri de yani İspanya, Yunanistan, Kıbrıs, Romanya, Slovakya da Kosova’nın bağımsızlığını tanımış değil. Buna rağmen ABD Kosova’nın bağımsızlığını tanıyor. Bu tanınma vesilesiyle de bir süredir uzak durduğu bölgede yeniden aktif olmaya başlıyor.
ABD yeniden bölgede
Geçtiğimiz on yıl boyunca Washington, ABD'nin dikkatini başka yerlere vermesi nedeniyle Kosova anlaşmazlığının sorumluluğunu Avrupa Birliği'ne bırakmıştı. Bunu belirtelim öncelikle ama bu bölgeden tamamen elini çektiği anlamına gelmiyor.
ABD’nin bölgede oynadığı rolün kapsayıcılığına şu örnek verilebilir; Kosova’nın başkenti Priştine'deki ABD Büyükelçiliği, Kosova yönetiminden belge değişimini 30 gün ertelemesini istemişti. Kosova yönetimi bu isteğe uymuştu. Kosova’daki Sırpların yol kapama eylemlerinden kısa süre önce Kosova Cumhurbaşkanı Vjosa Osmani ile Başbakanı Albin Kurti, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile görüşmek üzere Washington'a giderken, Kosova-Sırbistan diyalogu eski Özel Temsilcisi Richard Grenell de Sırbistan'ı ziyaret ediyordu.
Grenell eski bir diplomat, ABD yönetiminin bir parçası değil ama Balkanlar’da hala çok etkili bir figür. Her iki yönetimin yetkilileriyle sık sık görüşmeler gerçekleştiriyor. 2020 yılında Washington'da imzalanan "tarihi" Sırbistan-Kosova anlaşmasına yol açan Belgrad ile Priştine arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi sürecinde de önemli bir rol oynadı. Sadece bu değil Arnavutluk, Kuzey Makedonya, Sırbistan'dan oluşan bir ekonomik/ siyasi bölge olan vdaha sonra Açık Balkan Girişimi olarak yeniden adlandırılan "mini-Schengen" girişiminin başlıca mimarlarından biri. ABD yönetimi Kosova da dahil olmak üzere diğer bölgesel aktörleri, AB üyeliğinin yerine işte bu Açık Balkan Girişimi'ne katılmaları için zorluyor.
Rusya-Çin faktörü
Hem ABD hem Avrupa ülkeleri, bölgedeki kriz aracılığıyla nüfuzlarını arttırmanın peşinde. Sırbistan’ın Rusya ile müttefik oluşu, Çin’le iyi ilişkiler kurması bölgeyi bu aktörler için daha da önemli kılıyor. Kosova tamamen ABD yörüngesinde, Washington’un taleplerini Sırbistan’ın önüne koyuyor ABD adına. Bu gerilimin bitmeyeceğini işareti. ABD Başkanı Joe Biden Kosova'da yüksek popülariteye sahip. Priština'da bir caddeye Biden'ın 1990'ların sonunda Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı için ülkede çalışan oğlu Beau'nun adı verildi.
Bölgeyi uzun süre ihmal etmiş olan ABD, şimdi Rusya ile Çin'in etkisi karşısında yeni politikalar üretiyor. Ancak bunu yaparken gerilimi çözmeye çalışır gibi yaparken krizi derinleştirecek adımlar da atıyor. Kosova’yı da Sırbistan’ı da kendileri için zor olacak adımlara zorluyor. Özellkle Sırbistan üzerinde yoğun baskıları var.
Savaş çıkmaz, ama..
Savaş çıkar mı peki? Çıkmaması gerek, çünkü Kosova büyük bir Amerikan askeri üssüne ev sahipliği yapıyor. Bu nedenle Kosova’yı kendi eyaleti olarak gören Sırbistan'ın buraya yönelik saldırısı çılgınlık olur. NATO'nun Kosova Gücü (KFOR) misyonu da, Kosova'nın kuzeyinde istikrarın tehlikeye girmesi halinde müdahaleye hazır. (Aslında bu tür misyonların çatışmaları önleme gibi bir becerileri yok. Bosna’da da 8 bin Bosnalı Müslüman, BM Barış Gücü gücü tarafından korunan bölgede öldürülmüşlerdi)
Sırbistan hariç bölgedeki tüm ülkeler ya NATO üyesi ya da NATO birliklerine ev sahipliği yapıyor. Etrafı hem NATO hem de AB tarafından tamamen çevrelenmiş, ekonomik olarak Avrupa Birliği'ne büyük ölçüde bağlı olan Sırbistan, Kosova konusunda ABD'nin hakimiyetindeki İttifak ile karşı karşıya gelmek istemez.
Savaş çıkmasa bile gerilimlerle bölgeyi yormaya devam edecek küresel aktörler. Çok milletli, farklı etnik unsurlu bir bölge olarak bu başına her zaman geldi Balkanların.
Coğrafya gerçekten kaderdir.
Kaynak:Halk TV Haber Merkezi