Diktatör Franco'nun kemikleri mezarından çıkarılacak
İspanya Başbakanı Pedro Sanchez'in "İspanyolları bölen sembol" olarak tanımladığı Franco'nun anıt mezarına ilişkin karar kabul edildi.
Hükümet, bugünkü Bakanlar Kurulu toplantısında 1975'te ölen Franco'nun kemiklerinin Madrid yakınlarındaki Valle de los Caidos anıt mezarından çıkarılmasını mümkün kılan kararnameyi kabul etti.
Başbakan Yardımcısı Carmen Calvo, toplantı sonrası yaptığı açıklamada, "Kararname, diktatör Franco'nun kalıntılarının savaşın kurbanlarının yattığı yerden çıkarılmasına izin verecek." dedi.
"Kurbanlar için saygısızlık"
Franco'nun mezarının, "Valle de los Caidos'da bulunmasının, oraya gömülü kurbanlar için saygısızlık olduğunu" kaydeden Calvo, şu ifadeleri kullandı:
"Bunu yapmayı istiyoruz çünkü ülkemizde tarihi hafıza açısından yapılacak çok şey olduğunu düşünüyoruz. Kendimizi karşılaştırmayı sevdiğimiz uluslararası alanda 40 yıldır böylesine bir durumu sürdüren tek bir demokrasi yok. Demokrasi ve Franco'nun anısına yapılan bir mezar birbiriyle bağdaşmıyor."
Başbakan Yardımcısı, ailenin, kalıntıların yeni yeri konusunda karar vermek için iki haftası olduğunu, aksi takdirde hükümetin bir yer seçeceğini söyledi.
Ailenin onayı olmasa da kemiklerin çıkarılmasına imkan tanıyan düzenleme, parlamentoda kabul edildikten sonra uygulamaya konulabilecek.
Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) hükûmetinin, her ne kadar yeterli sandalyeye sahip olmasa da diğer sol partiler ve Katalan ile Bask partilerin oylarıyla düzenlemeyi rahat şekilde geçirmesi bekleniyor.
Düzenlemeye oy vermeyecek karşı cephede ise muhafazakar Halk Partisi (PP) ile merkez sağdaki Ciudadanos yer alıyor.
Katolik Kilisesi engel olmayacak
Ayrıca, El Pais gazetesine göre, mezar, alanda bulunan bazilikada gömülü olduğu için Katolik Kilisesi'yle sorun yaşanma ihtimali söz konusuydu ancak hükümet ve Katalok Kilisesi arasındaki görüşmeler olumlu sonuçlandı.
Madrid Başpiskoposu Carlos Osoro, Başbakan Sanchez'e karara itiraz etmeyecekleri güvencesini verdi.
Haziran ayında hükûmete gelen PSOE lideri Sanchez, "Böyle bir şey, geçmişinde faşist diktatörlükler yaşayan Almanya ve İtalya'da hayal bile edilemez." diyerek, diktatörün kemiklerinin anıt mezardan çıkarılacağını duyurmuştu.
33 bin kişinin de mezarı bulunuyor
Franco'ya bağlı milliyetçilerle cumhuriyetçiler arasında 1936'dan 1939'a kadar yaşanan İspanya İç Savaşı'nda hayatını kaybeden 33 bin kişinin de gömülü olduğu Valle de los Caidos, başkent Madrid'in 60 kilometre kuzeybatısında bulunuyor.
İspanya'nın kültürel mirasları listesinde yer alan ve içinde büyük bir kilisenin bulunduğu Valle de los Caidos'ta hala Franco için anma törenleri düzenleniyor.
Franco'nun 1939'da iç savaşın bitiminden öldüğü 1975'e kadar süren iktidarında 114 bin kişinin kaybolduğu tahmin ediliyor. İç savaş sırasında ise en az 500 bin kişinin hayatını kaybettiği sanılıyor.
Franco kimdir?
Tam adı Francisco Franco y Bahamonde olan diktatör; 4 Aralık 1892’de İspanya’da dünyaya gelmiş. Eğlence düşkünü babası Nicolás Franco y Salgado-Araújo’dan ziyade dindar annesi María del Pilar Bahamonde y Pardo de Andrade’ye yakın olarak büyümüş ve ailesinin geleneğine uyarak deniz subaylığına yönelen Franco; Deniz Akademisi’ne alınacak öğrenci sayısının sınırlandırılması neticesinde kara subaylığı eğitimi almak durumunda kalmış.
1907 yılında girdiği Toledo Piyade Akademisi’ni 3 yılda bitiren Franco, 1912’de İspanyol birliklerinin Fas’ta başlattığı askeri harekata gönüllü olarak katılmış. Bir yıl sonra üsteğmenliğe, 1915’te de yüzbaşılığa yükseltilen Franco, 1916 yılında ağır bir şekilde yaralandığı için İspanya’ya gönderilmiş. 1917’de binbaşı olan Francisco Franco, 1920’de İspanyol Yabancılar Lejyonu’nun komutan yardımcılığına, 1923’te de birliğin komutanlığına getirilmiş. Aynı yıl Carmen Polo ile evlenen askerin 3 yıl sonra Maria del Carmen (tek çocuğu) isminde bir kızı olmuş.
Francisco Franco Gençlik Dönemi;
1926’da tuğgeneralliğe yükseltilen Franco, 1928 yılında Zaragoza Askeri Akademisi’nin komutanı olarak tayin edilmiş. 1931’de İspanya’da krallığın devrilmesinin ardından kurulan cumhuriyet yönetiminin antimilitarist politika izlemesi sonucunda Franco da kızağa çekilmiş. Ve daha önceden kral yanlısı olmasına rağmen ne yeni yönetime ne de görevden alınmasına olumsuz tepki vermiş. 1933’te tutucu güçlerin başa gelmesiyle birlikte eski görevine geri getirilen Franco, 1934’te de tümgeneral olmuş. Aynı yıl, ayaklanan maden işçilerinin isyanını bastıran Franco, bu başarısı ile daha da ünlenmiş.
1935’te genelkurmay başkanlığına getirilmiş ve antimilitarist dönemde gücünü kaybetmiş olan askeri birlikleri eğitmeye başlamış. 1936’da yapılan seçimler neticesinde cumhuriyetçi ve sol eğilimli Halk Cephesi büyük bir çoğunlukla iktidara gelmiş. Ve Franco görevinden alınarak Kanarya Adaları’nda önemsiz bir mevkiye atanmış. Yani bir nevi sürgüne gönderilmiş. Buradayken Halk Cephesi’nin kurduğu hükûmeti devirmek için sağcı subaylarla iletişim kuran Franco, darbe hazırlıkları için start vermiş.
Francisco Franco ile Eşi Carmen;
18 Temmuz 1936’da askeri ayaklanma yaptığını ilan eden Franco, ertesi gün Fas’a geçerek ordunun denetimini ele geçirmiş. José Sanjurjo’nun ölümünden sonra da faşist hareketin başına geçmiş. 3 yıl boyunca sürecek İspanya İç Savaşı’nda Franco, başkomutan ilan edilmiş. Ve başkomutan seçilmesini sağlayan şey, Franco’nun hem Hitler hem de Mussolini ile iyi ilişkiler sağlayabilecek olmasıymış.
30 Ocak 1938’de devlet ve hükûmet başkanlığı ile kara ve deniz kuvvetleri başkomutanlığına getirilen Franco, 1939’da Anti-Komintern Paktı’nı imzalamış. Çünkü Hitler ile Mussolini iç savaş sırasında ona büyük destek vermiş. Sovyetler Birliği’nin lideri Stalin ise yüzlerce tankı ve uçağıyla solcu cumhuriyetçileri desteklemiş.
Faşizm Yanlısı Salvador Dali ile Birlikte;
İspanya İç Savaşı, milliyetçilerin başarısıyla sonuçlansa da cumhuriyetçi solcular ve milliyetçi sağcılar olarak ikiye bölünen ülke büyük zarar görmüş. Ortalama 350 bin kişinin öldüğü iç savaştan sonra İspanya’yı eski gücüne kavuşturmak için çalışmalara başlayan Franco, II. Dünya Savaşı’nda akıllıca bir politika izlemiş ve tarafsız görünmeye çalışmış. Fakat Hitler’e de Mussolini’ye de her zaman yakın durmuş.
Zaten söylenen o ki; Franco, Hitler’in zaferine kesin gözüyle bakmadığı için savaşa katılmamış. Buna ek olarak; 36 yıl boyunca iktidarda kalan İspanyol lider, ülkede diğer faşist liderler gibi acımasız ve sert bir politika izlemiş. Pek çok cumhuriyetçinin tutuklanması, ülkeden uzaklaştırılması ve idam edilmesi gibi olaylar 1960’lı yıllara kadar devam etmiş. Ayrıca Franco karşıtı yayın organları kapatılmış, kadınların çalışma hayatına ciddi kısıtlamalar getirilmiş, sosyalistler, komünistler, eşcinseller ve cumhuriyetçiler farklı yöntemlerle cezalandırılmış. Tutucuların ve burjuvanın desteğini de alan Franco, arkasındaki güç sayesinde her türlü muhalefeti susturmayı başarmış.
Juan Carlos ile Francisco Franco;
1940 yılında Hitler’in isteğiyle Milletler Cemiyeti’ne bağlı Tanca’yı işgal eden Franco, Alman diktatörün kaybetmeye başladığını görünce geri çekilmiş. Fakat bu adımı, BM’nin ona karşı aldığı düşmanca tutumu değiştirmeye yetmemiş. 1947 yılında ülkeyi Katolik ve sosyalist devlet olarak tanımlayarak kendisini hem devletin ömür boyu koruyucusu hem de kral naibi ilan etmiş.
Faşist liderlerin yanında yer aldığı diğer Batılı devletlerle iyi ilişkiler kuramayan diktatör, 1948 yılında dış politikasını düzeltmeye başlamış. 1953 yılında İspanya ile Amerika arasında 10 yıllık askeri yardımlaşma antlaşması imzalanmış. Daha sonra da Birleşmiş Milletler’e üye olmuş. Hatta bu nedenle, Cezayir asıllı Albert Camus UNESCO için yaptığı çalışmalarına son vermiş.
Francisco Franco’nun Gömüldüğü Mezarlık;
1966 yılında devlet ve hükûmet başkanının yetkilerini birbirinden ayıran Franco, 1969’da da XIII. Alfonso’nun torunu Juan Carlos’u veliaht ilan etmiş. 1973’te başbakanlık görevini bırakmasına rağmen silahlı kuvvetler başkomutanlığını ve Falanj liderliğini sürdürmüş. Yaşamının sonuna kadar yönetimde söz sahibi olan Francisco Franco, 19 Temmuz 1974’te hastalandığı için görevini Juan Carlos devralmış.
İyileştikten sonra görevinin başına geçse de bir yıl sonra sağlık sorunları nedeniyle rahatsızlanarak 30 Ekim 1975’te komaya girmiş. Sonrasında ise yaşam destek ünitesine bağlanan Franco, ailesinin izniyle 20 Kasım 1975’te, Falange’nin kurucusu José Antonio Primo de Rivera ile aynı günde ölmüş. 82 yaşında ölen Francisco Franco’nun ardından Juan Carlos devlet başkanı olmuş.