Yaz İshali Vakalarına Uyarı! Ölümcül Olabilir
Prof. Dr. Alper Şener, yaz aylarında artış gösteren 'yaz ishali' ve 'turist ishali' vakalarına dikkat çekerek, bu hastalıkların bağırsak alışkanlıklarındaki değişimlerle kendini gösterebileceğini belirtti. Hazır gıdaların ve plajda satılan yiyeceklerin kontaminasyon riski taşıdığını vurgulayan Şener, özellikle 65 yaş üstü ve 5 yaş altındaki kişilerin bu durumdan daha fazla etkilenebileceğini söyledi.
İKÇÜ Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, 'yaz ishali' ya da 'turist ishali' olarak adlandırılan hastalıklarda artışa dikkat çekti.
Hastalıkla ilgili bilgi veren Prof. Dr. Şener, "Bağırsak alışkanlıklarında değişim olarak adlandırılıyor. Bazen tamamen sulu olabiliyor, ağırlıkla katılıklar da olabiliyor. Beraberinde bulantı ve kusma da olabiliyor. Klinik tabloda hepsi birbirinden farklı. Viral ya da bakterinin eşlik ettiği besin zehirlenmeleri, gıda zehirlenmeleri şeklinde de olabiliyor. Birbirinden ayırt etmek aslında hem kolay hem zor. Eğer karın ağrısıyla birlikte tuvalete gittiğinizde sıklıkla büyük abdest çıkarıyorsunuz, su şeklindeyse ve birkaç gün öncesinde şüpheli bir gıda aldıysanız gıdaya bağlı bağırsak alışkanlığı değişimi yani yaz isaline yakalanmışsınızdır" diye konuştu.
'HERHANGİ BİR BULAŞICI HASTALIK OLMADAN BAĞIRSAK ALIŞKANLIKLARINDA DEĞİŞİM OLABİLİR'
Yaz tatilinde yer, bazen ülke değişikliğinde alışkın olunmayan gıdalar tüketildiğinde, herhangi bir bulaşıcı hastalık olmadan bağırsak alışkanlıklarında değişimler olabildiğini söyleyen Prof. Dr. Şener, "Bu da gayet doğal. Gıdalarla ilgili olan kısmına baktığınız zaman, eğer besin zehirlenmesi ise buna mutlaka beraberinde bulantı, kusma eşlik ediyor. Çünkü o besin içerisinde bir toksin oluyor. Bir bakteri artık maddesi oluyor. Bulantı, kusma, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı ve ateşe sebep olabiliyor. Bu bazen ağır ishal tablosu salmonella ve shigella gibi enterik patojenlerle karışabiliyor. Dolayısıyla bunları birbirine ayırt etmek lazım. Çünkü gıda zehirlenmesinde antibiyotik tedavisi kesin vermek gerekiyor” ifadelerini kullandı.
'HAZIR GIDALARA DİKKAT'
Prof. Dr. Alper Şener hazır gıdalara da değinerek, bu ürünlerin plajlarda soruna neden olabileceğini belirtti.
Şener, “Mesela hazır tüketilen bazı gıdalar var. Yaz aylarında sirkülasyonu ne kadar hızlı bile olsa bunlar toplu halde hazırlanıp, perakende satışa dönüyor. Örnek vermek gerekirse kumpir. Hepimizin bildiği gibi mayonez, yoğurt ve diğer katkılı ürünler bunun içerisine katıldığı için bakteri birikmesi sık oluyor. Biriken bakteriler insanlarda bulantı, kusma ve ishal gibi tablolara sebep oluyorlar. Diğer taraftan açık alanda satılan gıdalar da biraz sabıkalı maalesef. Çünkü kullanılan hazır gıda ürünleri sosis, salam ve salçalar ile kullanılan katkı maddelerinin saklanma koşulları önemli hale geliyor. Dikkat edilmesi gereken şey, gıdanın bozulmaması için 19 ila 20 santigrat derecenin üstünde bir ısıya maruz kalmaması gerekiyor. Mesela plajlarda büyük sıkıntı. Örnek vermek gerekirse midye, kontaminasyon anlamında riskli bir gıda. Çünkü bu bakterilerin bir kısmı aslında bizde deride, ciddi var olan bakteriler. Siz yerken dahi bunları onun içerisine bulaştırabiliyorsunuz. Dolayısıyla özellikle açık alanlarda ve plajlarda kendiniz dahi hazırlamış olsanız, plajda kontaminasyona açık hale geliyor. İdeali 3-6 saatte tüketmek. Aldığınız, yediğiniz yerdeki ürünlerin üstünde kurumalar, üstünde pürifikasyon, çürüme, erime, sümüksü gibi yapıların olup olmadığına dikkat edin" dedi.
'65 YAŞ ÜSTÜ VE 5 YAŞIN ALTINDAKİLERİ YAKIN TAKİP ETMEK GEREKİR'
Yurttaşları uyaran Prof. Dr. Şener, "Özellikle güneşli bölgelerde ve plajlarda güneş tam tepedeyken hava 40 dereceyi bulabiliyor. Sıcaklık bakteri için istemediğimiz bir şey. Bakteriler çok rahat ürüyor, yerleşiyorlar, toksin de fazla üretiyor. Dolayısıyla sıcak ortamlarda ve plajlarda kendi hazırlamış olduğunuz ürünler dahi olsa kısa sürede tüketin. Çünkü bu tip ürünlerin tüketimiyle ortaya çıkabilecek yaz ishalleri belli yaşlarda ölümcül seyredebiliyor. Poliklinik şartlarına baktığımızda bu tür hastalar daha çok acil servise başvuruyor. Özellikle 65 yaş üstü ve 5 yaşın altındakileri yakın takip etmek gerekir. Riske atılabilecek bir durum değil" diye konuştu