Stockholm Sendromu Nedir? Belirtileri Nelerdir?
Stockholm sendromu, rehin alınma, cinsel tacize ve şiddete uğrama gibi psikolojik ve duygusal baskıya maruz kalınmasında ortaya çıkan, kişi ile empati ve duygusal bağ kurulması ile sonuçlanan psikolojik esaret olarak tanımlanabilir. Genel olarak soygunculara karşı mağdurların geliştirdikleri sadakat, empati ve duygusal bağ psikolojide kaygı ve hayatta kalma endişesinin getirdiği bir çeşit savunma mekanizmasıdır. Kurtarılma umudunu kaybeden bireyler kendilerine psikolojik ve duygusal şiddet uygulayana muhtaç olduklarını düşünürler, tam da bu yaklaşıma dayanarak halk arasında bu sendroma celladına aşık olmak da denir.
Stockholm Sendromu Belirtileri Nelerdir?

Bir Stockholm Sendromu mağdurunun mücadele etmeye gücü veya niyeti yoktur. Zihin dünyasında yeni bir yol arayışına giren birey, edilgen olmayı aklında bir alternatif hâline getirir.
Özgürlüğün kapısı onun için artık mevcut koşullara uyum sağlamaktır. Bu uyum sürecinde sadece boyun eğmekle kalmaz; tutumları ve davranışları da değişir.
Burada ilk dikkat çeken nokta, bireyin yaşadığı muhtaçlık hissidir. Bu sebeple, daha önce bahsedilen “lütuf psikolojisi” içindedir.
Boynuna geçirilen esaret çemberi biraz olsun gevşetildiğinde, bunu “erdemli bir davranış” olarak görür. Zorbanın lehine empati de böyle başlar. İşte Stockholm sendromu belirtileri:
- Zorbanın belli bir çıkarla gösterdiği olumlu davranışların lütuf sayılması,
- Şiddeti fiilen meşrulaştıran türden empati,
- Şiddetten korunabilmek için karşısındakine yaranma çabası içinde olma,
- İstismar eden tarafla özdeşleşme işaretleri,
- Zorbayı da bir mağdur olarak değerlendirmek,
- İstismarcıya yardım etme noktasına kadar getiren duygusal bağ kurma,
- Yaşadığı durumun suçlusu olarak kendini görme.
Stockholm Sendromu Bağımlılığı Nasıl Tedavi Edilir?

Stockholm sendromu tedavisi geniş bir tedavi sürecini oluşturur. Mağdur edilen kişilerin istismarcılarının duygularını anlama durumuna gelmeleri ve ardından o kişilere yardımcı olmaya çalışmaları ve sonunda özdeşim kurmaları nedeniyle mağdur edilen kişilere yardım etmek son derece önemlidir.
Tedavi sürecinde ilk aşama kişilerin yaşadığı travma izlerini hafifletmeye çalışmak olacaktır. Bu yüzden stres bozukluğu için bilişsel davranış tedavisi ile danışmanlık ya da psikolojik destek, anksiyete ve depresyon gibi sorunları çözüme ulaştırmayı hedefleyen tedavi yöntemleri uygulanabilir.
Travmatik bağlılığın giderilmesine yönelik farkındalık odaklı terapi etkili olabilir. İstismarcı veya zorbanın gerçekte nasıl biri olduğuna ve hedeflerine dair bir psikolojik yaklaşım geliştirilir.
Amaç hastanın kötü muamele yapanın niyetini anlaması ve farkında olmasının sağlanmaya çalışılmasıdır. Güvenliğin tesis edilmesi ise hastadaki güvensizlik duygusunu minimize edebilir. Belirli bir süre yas sürecine giren hastanın hayatla yeniden bağ kurabilmesi için zamana ihtiyacı vardır. Aile ve grup çalışmalarıyla ve sağlıklı bir dayanışma ağıyla hastanın normal hayatına dönmesi sağlanabilir.