Profesörden korkutan İstanbul depremi açıklaması
İstanbul'da beklenen büyük depremin Heybeliada-Tekirdağ arasında meydana geleceğini belirten Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Zeki Hasgür, “İstanbul Depremi’nin bir gün olacağını biliyoruz ama dünkü depreme öncü demek doğru değil. Hesaplamalara göre bu depremin olasılığı yüzde 60” dedi.
Tekirdağ-Silivri açıklarında dün meydana gelen ve İstanbul’un birçok ilçesinde hissedilen 4.6 büyüklüğündeki depremi değerlendiren Altınbaş Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Zeki Hasgür, İstanbul’da dün meydana gelen depremle birlikte fayda biriken enerjinin bir kısmının boşaldığını belirtti.
Prof. Dr. Zeki Hasgür, 6 şiddetindeki bir depremin boşaltabileceği enerjinin yerine geçmesi için 5 şiddetinde 33 tane deprem gerektiğini ifade ederek bunun olağan bir durum olmadığını vurguladı.
İstanbul’da meydana gelen son büyük deprem olan 1894 Depremi’nin üzerinden 150 yıla yakın zaman geçtiğini anlatan Prof. Dr. Zeki Hasgür, 1912 yılında İstanbul’a 200 kilometre mesafede gerçekleşen Şarköy-Mürefte Depremi’ni hatırlatarak, “1908 yılında yapılan Haydarpaşa Garı’nın iki kulesi o dönemde yıkılmıştı. Bu, deprem konusunda gerekli önlemleri almamız gerektiğini gösteriyor” diye konuştu.
“İSTANBUL DEPREMİ 7 ŞİDDETİNİN ÜZERİNDE OLACAK”
Çalışmalarını bir dönem Japonya’da sürdürdüğünü belirten Prof. Dr. Zeki Hasgür, İstanbul Depremi’nin kaçınılmaz olduğunu ancak depremin yanal atımlı olup olmayacağının bilinemediğini belirterek, “Marmara Denizi’nde tektonik çukurlar bulunuyor. Bu faylarda düşey bileşenli hareketler mevcut. Depremin aynı anda hem yanal hem düşey atımlı olması şiddetinin azalmasına yol açabilir” değerlendirmesinde bulundu.
En tehlikelisinin yanal atımlı deprem olduğunun altını çizen Prof. Dr. Zeki Hasgür, “Deprem esnasında ortaya çıkan enerjinin bir kısmı düşey harekete, bir kısmı yanal harekete giderse o zaman enerji bölünür. En tehlikeli olan yanal atımlı olandır. Kuzey Anadolu Fayı, iki ana levhayı, (Karadeniz ve Anadolu levhaları) ayırıyor. Bu tip faylara dönüşüm fayı diyoruz. Bu tür faylarda yanal atımlı deprem meydana geliyor. Ege’deki faylar ise düşey atımlıdır. Nitekim Ege’de 7 Richter şiddetinin üzerinde deprem geçmişte çok fazla meydana gelmemiştir. Kuzey Anadolu Fayı ile birlikte Anadolu yılda ortalama 2 santimetre batıya doğru Ege’ye itiliyor. Hesapladığımızda İstanbul Depremi’nin 7 ve biraz üzerinde büyüklüğün üzerinde olacağını buluyoruz” ifadelerini kullandı.
“DEPREME DAYANIKLI BİNA YAPILABİLİR”
İstanbul Depremi ile birlikte fayda biriken önemli bir enerjinin açığa çıkacağını belirten Prof. Dr. Zeki Hasgür, şunları söyledi:
“Toplum olarak buna hazır olmalıyız. Deprem yönetmeliği yeni değişti ama yerel yönetimler ve bireyler olarak da gerekli hazırlıkları yapmamız gerekiyor. Binalarımızda hatalara yer vermemeliyiz. Bina kötü zeminde yapılmışsa, temelleri zemin tipine uygun olarak tasarlanmamışsa depremde önemli hasar görür ve yıkılır. İstanbul’da gecekondu niteliği taşıyan, mühendislik hizmeti almamış yaklaşık bir milyon bina olduğu tahmin ediliyor. Örneğin 6 Richter şiddetindeki Ceyhan Depremi, yeni yapılan bir bina, üzerine izinsiz iki kat çıkıldığı ve zayıf betonla yapıldığı için içine bile girilmeden çökmüştür. Mühendisler isterlerse depreme dayanıklı, sağlam binalar yapabilirler. Deprem gerçeği varken, gerekli şekilde yapılmamış binalara ucuz diye girmemeliyiz.”