Mersin'deki usulsüz gıda ticareti iddianamesi tamamlandı... GDO ürünler sofralarımıza böyle girmiş!
GDO'lu (Genetiği Değiştirilmiş Organizma) pirinç skandalı ile başlayan skandallar zinciri ile gündeme gelen Mersin'de, 2010 ve 2011 yıllarında usulsüz şekilde ticareti yapılan gıda ürünleriyle ilgili Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianame tamamlandı.
GDO'lu (Genetiği Değiştirilmiş Organizma) pirinç skandalı ile başlayan skandallar zinciri ile gündeme gelen Mersin'de, 2010 ve 2011 yıllarında usulsüz şekilde ticareti yapılan gıda ürünleriyle ilgili Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianame tamamlandı.
İddianamede 192 kişinin “Resmi Evrakta Sahtecilik, Görevi Kötüye Kullanma, Rüşvet, Suç ve Delilleri Gizleme ve Değiştirme” gerekçeleriyle cezalandırılmaları istendi. İddianamede yer alan tespitler sofralarımıza kadar uzanan skandalları da ortaya çıkardı.
FARKLI ÜRÜNLERE ANALİZ
İddianamede, Mali Suçlar Büro Amirliği tarafından yapılan çalışmalarda; bazı firmaların yurtdışından ithal ettikleri gıda malzemelerini, gümrük işlemleri takibi yapan şahıslar vasıtası ile İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Kontrol Şube Müdürlüğü'nde görevli memurlara GDO analizi yapılması gereken numuneler yerine farklı ve kaliteli ürünü analiz ettirerek “Uygunluk Belgesi'' aldığı ve yurtiçi piyasaya sürdüklerinin belirlendiği kaydedildi. Türkiye'nin değişik bölgelerinde üretilen ve yurtdışına ihracı yapılan bazı ürünlerin bulunduğu ilde yapılması gereken kontrollerinin tamamen evrak üzerinde Mersin'de üretilmiş gibi gösterilerek yurtdışına ihracının sağlandığı belirtildi. Bu işlemlerin yapılması sırasında İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Kontrol Şube Müdürlüğünde görevli bazı memurlar ile ithalatçı firma sahipleri ve gümrük müşaviri arasında rüşvet alışverişine dayalı bir ilişkinin olduğu şeklinde bilgiler alındığı ifade edildi.
ANALİZ LİMİTİNİN ÜSTÜNDE
İddianamede yer alan suçlamaların arasında GDO analizleri sırasında yapılan usulsüzlükler de yer aldı. İhraç veya ithal edilmesi mümkün olmayan GDO'lu ürünlerin analize verilen numuneleri değiştirilerek ürünlerin piyasaya sürüldüğü iddia edildi. Bu iddiaları kanıtlar yönde iki önemli olay yer aldı. Birincisi, Kuruyemiş Sanayi Ticaret Şirketi'nin ürünleri ile ilgili. İddianamede, firmanın 2010 yılında ithal etmek istediği 14 kalem üründen 1.500 kg kurutulmuş şekerli papaya parçalarında GDO miktarı, 1.156,66 kg, ayçekirdeğinde kükürtdioksit ve GDO miktarı, 498 kg, Makadamya cevizinde kükürtdioksit ve GDO miktarı, 1.500 kg, kurutulmuş elma halkalarında kükürtdioksit ve GDO miktarı, 1.000 kg, kurutulmuş şekerli armut dilimlerinde ise kükürtdioksit miktarının analiz limitlerinin üzerinde çıktığı vurgulandı.
156 TON GDO'LU MISIR
Diğer büyük GDO skandalı ise patlamış mısırlarla ilgili. İddianameye göre Afyonkarahisar'da faaliyet gösteren D. firması, Arjantin'den 156 bin kilogram cin mısırı yani patlatılacak mısırı Mersin Limanı'na getirdi. E. Gümrük Müşavirliği'nin çalışanı Cengiz F. tarafından numune alınarak Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü'nde görevli Gıda Mühendisi Hamit K.'nın bilgisi dahilinde M. adlı laboratuvara gönderildi. Ve “özel istek” olarak GDO analizi yaptırıldı. Analizde olumsuzluk çıkmadı. Çünkü iddianamede gümrük müşavirliği çalışanı Cengiz F.'nin başka yerden temin ettiği numuneyi özel istek olarak yapılan GDO analizine soktuğu ve bu şekilde üründe GDO çıkmamasının sağlandığı belirtildi. İddianamede analizi yapılan numunenin, ürünün numunesiymiş gibi işlem yapılması sağlanarak 20.10.2010 tarihinde GDO'lu mısırların Türkiye'ye girmesini izin verildiği kaydedildi.
SÜT TOZU VERGİ KAÇIRMAK İÇİN BUZAĞI YEMİ OLDU!
İddianamede, yapılan tespitlere göre adli işlem yapılan olaylar da tek tek sıralandı. Bu olaylardan en dikkat çekicisi süt tozunda yaşandı. İddianamedeki tespite göre, Y. Gıda Pazarlama tarafından yurt dışından getirilecek olan 50 bin kg süt tozu daha düşük vergisi olduğu için buzağı yemi olarak beyan edildi. Durumun tespit edilmesi üzerine 50 bin kg buzağı yemi olarak beyan edilen süt tozuna el konuldu. Aynı firmanın başka tarihlerde toplam; 200 bin kg süt tozunu buzağı yemi olarak ithal ettiği ve değişik firmalara satıldığı tespit edildi. Yine Mersin Limanı'na 59 bin kg çeltik getiren T. isimli gemi daha rıhtıma yanaşmadan dışarıdan kaliteli çeltik temin edilerek analizi yaptırılarak ithaline izin verildi. Daha sonra yapılan analizde ürün temiz çıktı. M. Tarım Ürn. Tic.Ltd.Şti. ünvanlı firma tarafından 2 bin 590 kg çeltik getiren M. isimli gemi de rıhtıma daha yanaşmadan dışarıdan kaliteli çeltik temin edilerek analizi yaptırılarak ithaline izin verildi.
MEMURLAR NUMUNE ALMAYA DA GİTMEDİ!
İddianamede firmaların ithal ya da ihraç edeceği standartlara uygun olmayan ürünlerden Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü görevlilerinin numune almaya gitmedikleri, numuneyi gümrükleme firması çalışanlarının başka yerden standartlara uygun numune temin ederek analiz yapacak laboratuvara teslim ettikleri tespit edildi. Daha sonra görevlilerin numuneyi kendileri almış gibi göstermek amacı ile ürünle ilgili evrakları imzaladıkları belirtildi. Bu suçla ilgili 114 olay tespit edildi. Bazıları şunlar: M. Gıda'nın ithal etmek istediği 4 bin kg standartlara uygun olmayan çeltik ürününü ithal edebilmek için gümrük firması çalışanı başka yerden ayarladığı numuneyi analize verdi. İşlemini H. Gümrük Müşavirliği'nin takip ettiği P. Sebze Meyve Şirketi'nin ihraç etmek istediği 24 bin 700 kg greyfurt ve 49 bin 400 kg mandalinadan numune alınmadı.
BÜROKRATLAR KAŞELERİNİ GÜMRÜKÇÜLERE VERDİ!
İddianamenin sahte evrak düzenlenmesine ilişkin bölümünde çok çarpıcı tespitler yer aldı. Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırldığı iddianameye göre Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü görevlileri, kaşelerini gümrükleme firması çalışanlarına vererek kendilerinin tanzim etmesi gereken evrakları gümrükleme firması çalışanlarına tanzim ettirdiler. Daha sonra evrakları imzaladılar. Analiz yaptırılarak ithalatına veya ihracatına izin verilmesi gereken ürünlerde, bazı evrakların ibraz edilmeden analiz yaptırılarak piyasaya sürülmesine izin verildi. İthal veya ihraç edilecek ürüne ait farklı partilerin hepsinden ayrı ayrı numune alınarak analiz yaptırılması ve analiz sonucuna göre
izin verilmesi gerekirken, ürünün evrak üzerinde tek bir parti gibi gösterilerek tek analiz yaptırıldı. Bazı ürünlerin analiz sonucu beklenmeden veya bazı analizleri yaptırılmadan satışına izin verildi.