Kemal Sunal unutulmadı...

Kemal Sunal unutulmadı...
Oynadığı tüm karakterlerle Türk sinema tarihinde ön plana çıkmayı başaran tiyatro ve sinema oyuncusu Kemal Sunal, vefatının 19. yıl dönümünde mezarı başında anıldı.

Yeşilçam'ın en çok güldüren ismi Kemal Sunal, vefatının 19'uncu yılında Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki kabri başında dualarla anıldı. Törene usta oyuncunun eşi Gül Sunal, oğlu Ali Sunal, kızı Ezo Sunal'ın yanı sıra dostları, arkadaşları ve sevenleri de katıldı.

Gül Sunal törenin öncesinde yaptığı konuşmada eşinin vefatının ardından geçen 19 yılı şu sözlerle anlattı: "Ben hiç hatırlamıyorum. Tabii çok ağır geçti. Zor yani, babalarına çok düşkün iki çocuk. Her ailede olduğu gibi biz de bunları ağır yaşadık ama onun düşündüğü bir şey vardı; 'Hayata hep ümitle bakmak hep güzel gözlerle bakmak.' Biz de onu yapmaya çalıştık, hep işimizi gücümüzü yapmaya çalıştık. Çocuklar tahsillerini yaptılar. Ama görüyorum ki çığ gibi büyüyen bir Kemal Sunal sevgisi var. O da acımızı çok büyük ölçüde hafifletiyor. Sosyal medyada dün gece paylaştım Kemal ile ilgili bir şey, yorumları okusanız ne olduğunu çok daha iyi anlarsınız. Yani bize büyük bir güç veriyor, bu halkın Kemal Sunal sevgisi. Kemal, onun da bir röportajında kendisi söylemişti, sırtını halka dayamış. Arkasında halk var. Kemal halkı hiç yanıltmadı. Kendi özel yaşamında yine halktan biri, yine mütevazi, iyi bir aile babası. Kendi yaptığı her şeye önem verdi. Kendine önem verdi. Onun için de bu kadar çok sevildi.

ÜNİVERSİTEDE KÜRSÜ ALMAK İSTİYORDU

Gül Sunal eşinini üniversitede bilgilerini aktarmak istediğinin altını çizerek, "Türkiye'nin okuyan insana ihtiyacı var. Bunun için herkes elinden geleni yapmalı. Bunu her yerde söylüyordu. Üniversitede herhalde bir kürsü almak istiyordu."

"BİR DE KEMAL SUNAL FİLMLERİNİ SEYREDEMİYORUM AMA SEYRETMEK İSTİYORUM"

Kemal Sunal'ın oğlu Ali Sunal ise, "Her sene bizimle bu anlamlı günü paylaşıyorsunuz ve sevenlerine, değer verenlerine, bilmek isteyenlere, merak edenlere bu günü aktarıyorsunuz, bugünün bizim için kıymetini. O yüzden ben öncelikle basına teşekkür ediyorum. Çünkü artık hep buradayız her sene. Bunu dışında 19 yıl, yine beraber büyüdük. Koca koca adamlar olduk ama sayesinde çocukluğumuzdan, gülen yüzümüzden hiçbir şey kaybetmedik. Kaybetmemeye çalışıyoruz. Bugün bir hashtag vardı 'Keşke biraz daha gülseydik' gibi bir şeydi yanlış hatırlamıyorsam. Onu görmek istemiyorum, onu yazmayalım. Çünkü babam fikirleriyle, filmleriyle o güzel gülümsemesiyle hala hayatımızda. Onu ölümsüz kılan değerleriyle hala hayatımızda o yüzden gülmeye devam diyelim, öyle daha güzel olur. Gözleriyle kendini çok iyi ifade eden bir insandı babam, bir sanatçıydı. Gözlerinden o samimiyeti, ne demek istediğini bize duyduğu sevgiyi çok güzel aktardı. Tabii ki bunları usta oyunculuğunun yanında söylüyorum. Seyirci de o samimiyeti alıyor, anlıyor bizim insanımız. O yüzden de hiç peşini bırakmadı diye düşünüyorum ama bu zamanda güldürmek zor. Bir de Kemal Sunal filmlerini seyredemiyorum ama seyretmek istiyorum. İnşallah şimdi bir Allah izin verirse sağlıklı bir şekilde çocuğum dünyaya gelecek az kaldı. İnşallah gücümü toparlayıp onunla beraber Kemal Sunal filmlerini seyredeceğim diğer bütün evlatlarımız, çocuklarımız gibi. Bu bizim ülkemizin gerçeği artık, harika bir duygu. 19 sene olmuş, hala 3, 5, 6 yaşında hayranları var. Hiç görmediler, hiç bilmiyorlar babamı aslında ama o bahsettiğim samimiyet, o bulaşıcı sevgi değerli kardeşlerimize de geçiyor. Bir de Kemal Sunal filmlerini seyretmekten kimseye zarar gelmez. Aileler devam… Tavsiye ediyorum" dedi. 

"ÇOK İYİ BİR BABAYDI. KOMİK, EĞLENCELİ, İLGİLİ, MERAKLI, HEP YANIMIZDA..."

Ezo Sunal, "19 yıldır acımızı paylaşıyorlar, hep yanımızdalar. O yüzden ben hep onu söylüyorum. Babamın bize en büyük mirası kocaman bir aile bırakması oldu. Bütün Türkiye bizim ailemiz oldu. Buradan da kucak dolusu sevgiler herkese. Umarım böyle de devam edecek Kemal Sunal sevgisi. Çoğalarak onu sürdüreceğiz diye düşünüyorum. Kemal Sunal'ı hiç evde yaşamadık biz. Yani star havası… Genellikle o çok merak ediliyor. Çok mütevazi biriydi, halktan biriydi. O yüzden ben çok şaşırıyordum küçükken sokağa çıktığımızda böyle hayranları gelince, niye babama geliyorlar diye anlam veremiyordum. Çok iyi bir babaydı. komik, eğlenceli, ilgili, meraklı, hep yanımızda... her akşam yemeğinde mutlaka sofrada. Çok özel bir şey tabii bu" diye konuştu.

KEMAL SUNAL KİMDİR?

Tam adı Ali Kemal Sunal olan usta oyuncu, annesi Saime Hanım ve babası Mustafa Bey'in ilk çocuğu olarak 11 Kasım 1944'te İstanbul Küçükpazar semtinde dünyaya geldi. Aslen Malatyalı olan Sunal'ın ayrıca Cemil Sunal ve Cengiz Sunal adında iki kardeşi bulunuyor.

Fiziken babasına çok benzeyen, çocukluğunda yaramaz ve bir o kadar çekingen bir karaktere sahip olan Kemal Sunal, ilk öğrenimini Mimar Sinan İlkokulu'nda, lise eğitimini ise Vefa Lisesi'nde 11 yılda tamamladı.

PROFESYONEL OYUNCULUĞA KENTER TİYATROSU'NDA BAŞLADI

Çocukluk yıllarında tiyatroya ilgi duyan ve okulunda çeşitli müsamereler düzenleyen Kemal Sunal, lisedeki felsefe öğretmeni Belkıs Bakır'ın kendisindeki yeteneği farketmesi üzerine, öğretmeninin aracılığıyla Müşfik Kenter'le tanışma fırsatı buldu.

Lisede amatör olarak ilk kez "Zoraki Tabip"le sahneye çıkan usta oyuncu, aynı tarihlerde oynadığı bir oyun ile Akşam gazetesinin düzenlediği liseler arası tiyatro yarışmasında "En İyi Karakter Oyuncusu" ödülünü aldı.

Lisede okul arkadaşları Uğur Dündar ve Müjdat Gezen gibi isimlerle birlikte eğitim alan Sunal, mezun olduktan sonra profesyonel tiyatro oyunculuğuna 1966'da başladı. İlk kez Kenter Tiyatrosu'nda "Fadik Kız" adlı piyeste 3 farklı karakterle rol alan sanatçı, daha sonra "Deli İbrahim" adlı oyunda canlandırdığı celladın yardımcısı rolüyle de repliği olmamasına rağmen seyirciyi güldürmeyi başarmıştı.

ÜNİVERSİTE HAYATINI 27 SENEDE TAMAMLADI

Yeşilçam filmlerinin gülen yüzü olarak bilinen Sunal, bir yandan tiyatroya devam ederken şu anki adı Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi olan Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksekokulu'nda 2 yıl öğrenim gördü. Buradaki eğitimini yoğun tiyatro turneleri sebebiyle yarım bırakan Sunal, 1992'de çıkan öğrenci affı ile tekrar üniversitenin 2. sınıfından devam ederek, 51 yaşındayken 1995'te mezun oldu.

Mezuniyet töreni sırasında, "4 yıllık üniversite maratonu sonunda bitti, ama benimki biraz zor bitti. Ben 4 yıllık üniversite hayatını 27 yılda bitirdim." diye konuşan ünlü sanatçı, daha sonra Radyo, Televizyon ve Sinema dalında yüksek lisans yaptı ve "Televizyon ve Sinemada Kemal Sunal Güldürüsü" başlıklı bir tez hazırladı. Sanatçının bu tezi 2005'te ailesi tarafından kitaplaştırıldı.

Üniversite dönemi ve sonrasında Emayetaş Fabrikası'nda çalışan sanatçı, tiyatro ve sinema dünyasına adım atmadan önce elektrikçi çıraklığı da yaptı. Dar gelirli bir ailenin çocuğu olarak zorlu şartlar altında çocukluk ve gençlik dönemini geçiren Kemal Sunal, bir röportajında "İşte o yokluklar, Kemal Sunal'ı yarattı." ifadelerini kullanmıştı.

Kemal Sunal, vatani görevine Ankara Etimesgut Zırhlı Birlikler Okulu'nda başladı, usta birliğini de 1981'de Ankara Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nda yaptı. Daha sonra Kenter Tiyatrosu'nda bir yıl kalan usta oyuncu uzun yıllar arkadaşlık yapacağı Bülent Kayabaş ile tanıştığı Pendik Tiyatrosu'nda bir süre sahne aldı.

1973 YILINDA SİNEMAYA ADIM ATTI

Pendik Tiyatrosu'nun kapanmasıyla idol olarak gördüğü Ulvi Uraz'ın tiyatrosuna geçerek 4 yıl burada çalışan Sunal, ardından da Aksaray Küçük Opera'da, Ayfer Feray Tiyatrosu ve Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nda görev yaptı. Burada oynadığı "Dün Bugün" adlı oyunla ünlü yönetmen Ertem Eğilmez'in dikkatini çekerek beyaz perdeyle tanışan Sunal, ilk kez 1973'te Eğilmez'in yönettiği Münir Özkul, Zeki Alasya, Metin Akpınar, Tarık Akan, Halit Akçatepe ve Filiz Akın'ın yer aldığı "Tatlı Dillim"in oyuncu kadrosuna katıldı.

Usta sanatçının, Devekuşu Tiyatrosu'nun Ankara turnesi sırasında tanıştığı ve 1975'te evlendiği Gül Sunal'dan Ali ve Ezo adlarında iki çocuğu oldu. "Tatlı Dillim" filminden sonra da tiyatro ve sinema çalışmalarını bir süre birlikte yürütmeyi başaran sanatçı, daha sonra kariyerine sinema ile devam etti.

KISA SÜREDE TÜRKİYE’NİN EN SEVİLEN İSİMLERİNDEN BİRİ OLDU

Başarıya giden yolun disiplinden geçtiğine inanan, işinde her zaman titiz ve tertipli olduğunu söyleyen Kemal Sunal, Rıfat Ilgaz'ın "Hababam Sınıfı" eserinin sinema uyarlamasında canlandırdığı "İnek Şaban" tiplemesi başta olmak üzere, birçok filmde özgün fiziği ve hayat verdiği tiplerin halka olan yakınlığı nedeniyle kısa zamanda Türkiye'nin en sevilen oyuncularından biri oldu.

26 SENELİK SANAT HAYATINDA 82 FİLMDE ROL ALDI

Oynadığı rollerde genellikle halk kahramanını canlandıran Sunal, filmlerde her zaman haklının haksıza, güçsüzün güçlüye karşı mücadelesini temsil eden komedi ustası haline geldi.

Yüzü ve fiziki yapısı ile Fransız komedyen Fernandel'e benzetilen usta oyuncu, 26 yıllık sanat hayatına tiyatro oyunları hariç 6'sı yan rol, 76'sı başrol olmak üzere 82 film sığdırmayı başardı.

HER YAŞTAN KESİMİN BEĞENİSİNİ KAZANDI

"Saygılar Bizden", "Şaban Askerde", "Şaban ile Şirin" ve "Bay Kamber" olmak üzere 1993-1996 yılları arasında toplam 4 dizide de oynayan Sunal, Türk sinemasında öncesinde "İnek Şaban" tiplemesi olmak üzere canlandırdığı iyi, saf adam rolleriyle her yaştan izleyicinin beğenisini kazandı. İnsanları güldürürken düşündürmeyi de başaran sanatçı, filmlerinde öğretmenden bekçiye, kapıcıdan çöpçüye kadar birçok karaktere girerek, her dönem seyirciler tarafından ilgi gördü.

Aynı zamanda canlandırdığı her karakterle seyircilerin yüzünü güldürmeyi başaran ve halk tarafından fazlasıyla benimsenen Kemal Sunal'ın oynadığı filmlerin genelinde Türk halkının geleneklerinden, adetlerinden, inanışlarından örnekler öne çıktı.Yer aldığı yapımlar bir "başarı öyku¨su¨" özelliği taşır

Motivasyon filmleri olarak da adlandırılan Sunal'ın yer aldığı yapımlar ayrıca bir "başarı öyku¨su¨" özelliği taşır. Usta oyuncu, "İnek Şaban" filminde bir karpuzcunun başarılı bir kaleci olup yu¨kselmesini, "Doktor Civanım" filminde bir hademenin doktor kılığında köylu¨lerin gözu¨nde büyümesini, "Korkusuz Korkak" filminde Mu¨layim'in sıradan bir memurken mahallenin gözu¨nde kahraman olmasını, "Salako" filminde saf bir köylu¨nu¨n iyi niyetli bir eşkıyaya dönüşmesini, "Bekçiler Kralı" filminde sıradan bir bekçinin, mahallelinin dertlerine çare bularak halkın umudu haline gelmesi, "Yu¨z Numaralı Adam" filminde ise yine fakir bir karakterin reklam yıldızı olmasını canlandırdı.

Usta oyuncu, güldürü filmlerin yanı sıra çeşitli dram filmlerinde de rol alarak, izleyicilere adil olma, affedici olma, aile kurma, aile birliğine önem verme, arkadaşlık, bilimsellik, cesaret, cömertlik, çalışkanlık, demokrasi, dini değerler, duyarlılık, dürüstlük, emeğe saygılı olma, fedakarlık, misafirperverlik, öğüt verme, sabır, saygı, sevgi, sorumluluk, takım ruhu ve dayanışma, temizlik, tutumlu olma, vatanseverlik, vefa ve yardımseverlik konularını anlatmaya çalışmıştı.

BİRÇOK ÖDÜLE LAYIK GÖRÜLDÜ

Bugüne kadar birçok ödüle değer görülen Kemal Sunal, 1976 yapımı ''Kapıcılar Kralı'' filmi ile 1977 Antalya Film Festivali'nde "En İyi Erkek Oyuncu Ödülü"nü aldı. Sanatçı ayrıca, 1989'da "Düttürü Dünya" filmindeki rolüyle Ankara Film Festivali'nde "En İyi Erkek Oyuncu" ödülünü alırken, 1998'de de Antalya Film Festivali'nde "Yaşam Boyu Onur Ödülü"ne layık görüldü.

2000 SENESİNDE HAYATA GÖZLERİNİ YUMDU

Uçak fobisi olduğu bilinen ve hayatında daha önce hiç uçağa binmeyen Sunal, oynayacağı son film "Balalayka"nın 3 Temmuz 2000'de filmin çekimlerine başlamak için Trabzon'a gitmek üzere bindiği uçakta kalp krizi geçirerek, hayatını kaybetti.

Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedilen usta oyuncunun rol aldığı yapımların bazıları ise şöyle:

"Canım Kardeşim", "Oh Olsun", "Mavi Boncuk", "Salak Milyoner", "Hanzo", "Hababam Sınıfı Serisi", "Şaban Serisi", "Meraklı Köfteci", "İbo ile Güllüşah", "Sakar Şakir", "Yüz Numaralı Adam", "Bekçiler Kralı", "Zübük", "Sahte Kabadayı", "Avanak Abdi", "Korkusuz Korkak", "Şark Bülbülü", "Devlet Kuşu", "Gol Kralı", "Üç Kağıtçı", "Doktor Civanım", "Yedi Bela Hüsnü", "Postacı", "Varyemez", "Propaganda"

AA

Etiketler :