Kansere karşı nasıl beslenmeliyiz?
Kanserin oluşumunda çevresel faktörler, yaşam tarzı, beslenme gibi etkenlerin ne kadar önemli olduğu biliniyor. Bununla birlikte yapılan yanlışların olumsuz etkileri olduğu gibi, doğru davranışlar da kansere karşı korunma sağlıyor. Örneğin, hareketsiz yaşam risk oluştururken, hareket etmek riski azaltıyor. Ya da sağlıksız beslenme alışkanlığının oluşturabiceği riski de yine doğru besin seçimleriyle düşürmek mümkün olabiliyor. Dolayısıyla kansere karşı durabilmek için önce alışkanlıkları gözden geçirmek gerekiyor. Tüm kanser ölümlerinin üçte birinin beslenme ile ilişkili olduğunun altını çizen Acıbadem Eskişehir Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzman Gözde Gence, “Doğru beslenme, fiziksel aktivite ve uygun kilo ile kanser
sıklığı yüzde 30-40 oranında azaltılabilir" dedi.
"Akdeniz tarzı beslenmeyi alışkanlık haline getirin"
Kansere karşı 9 öneride bulunan Gence, günde 5 porsiyon meyve ve sebze tüketilmesinin önemine değindi. Kansere karşı Akdeniz tarzı beslenmenin yararlı olacağını aktaran Gence, "Kansere karşı sebze ve meyve miktarını artırıp lif içeriği yüksek beslenmenin koruyucu olduğunu biliniyor. Bu nedenle, her gün en az 2 porsiyon meyve, 3 porsiyon sebze tüketmek beslenme düzeninin olmazsa olmazları arasında yer alıyor. Ancak, ürünlerin çeşitliliğine ve en önemlisi mevsiminde sebze ve meyve tüketmeye özen göstermeniz gerekiyor. Ayrıca sebzenin yarısının da çiğ olmasına çalışın. Genel olarak kansere karşı korunabilmek için Akdeniz tarzı beslenmeyi alışkanlık haline getirirken, rafine şeker içeren pasta, bisküvi gibi basit karbonhidratları kısıtlayın" dedi.
"D vitamini alınması kanserden koruyucu olacaktır"
A vitamininden zengin besinlerin tercih edilmesinin gerektiğini vurgulayan Gence, "Vücudumuzun dış yüzeyi ve organların da iç yüzeyi epitel doku olarak tanımlanan koruyucuyla kaplı. Bu dokunun normal büyüme ve gelişmesinde A vitamini önemli bir rol oynuyor. A vitamini eksikliğinde ise kanserojen maddelere karşı duyarlılık artıyor. A vitamininin kanseri önlemedeki rolüyle ilgili çalışmalar hala devam etmekle birlikte önemi de biliniyor. En çok sarı, yeşil ve turuncu sebze ve meyvelerde bulunan A vitamini ihtiyacınızı karşılamak için, havuç, kaysı, ıspanak, yeşil biber, domates, portakal en iyi bitkisel kaynaklardır. Ancak bu sebze ve meyvelerden tam olarak yararlanabilmek için serin ve oksijensiz ortamda saklamaya özen gösterin. D vitamini için her gün yarım saat güneşle temas edin. D vitaminiyle ilgili yeterli çalışma olmamasına karşılık, eksiklik durumunda kolon kanserine yakalanma riskini artırır. Yaz ayları için her gün yarım saat el,kol, ayak ve bacakların güneşle doğrudan temas ettirilmesi ve gün içinde 1 yumurta, 2 su bardağı süt veya ürünleri, haftada 2 kez balık tüketimi ile ihtiyaç karşılanabiliyor. Ancak kış aylarında güneşten aldığımız D vitamini azalıyor. Eksiklik durumunda ek olarak hekimin önerdiği dozlarda D vitamini alınması kanserden koruyucu olacaktır" diye konuştu.
"Sebze ve meyve ağırlıklı beslenmeye özen gösterin"
Tüketilen yağ miktarının düşürülmesini öneren Beslenme ve Diyet Uzman Gözde Gence, "Tercih edilmesi gereken Akdeniz tipi beslenmenin yanında yağ oranı düşük bir beslenme programı oluşturulması da kansere karşı koruyor. Bu nedenle günlük beslenmenin yüzde 30’unu kapsaması gereken yağın ancak yüzde 10’unu doymuş yağlardan sağlamaya özen gösterin. Ayrıca, hayvansal kaynaklı yağ tüketimini kısıtlayın. Kırmızı et yerine balık, av eti, organik tavuk tüketiminizi artırmanızda fayda var. Bununla birlikte işlenmiş, yüksek ısıda pişirilmiş, kızartılmış ve kömürde ızgara şeklinde pişirilmiş ürünleri tercih etmeyin. Obezite ve fazla kiloyla birçok kanser türü arasındaki ilişki birçok araştırmayla ortaya konmuş durumda. Bu nedenle boyunuza göre kilonuzun normal sınırlar içerisinde olmasına dikkat edin. Yüzde 5-10'luk kilo kaybı bile kanser dahil bir çok hastalığa karşı korunma sağlayabiliyor. Bu nedenle günlük toplam kalori alımını sınırlandırabilmek için sebze ve meyve ağırlıklı beslenmeye özen gösterin" şeklinde konuştu.
"Sigaradan ve içilen ortamlardan uzak durmak oluyor"
Egzersiz yapımının kolon kanseri başta olmak üzere bir çok hastalığı engellediğine dikkat çeken Gence, sözlerini şu şekilde tamamladı;
"Haftada en az 1-2 gün egzersiz yapın. Hangi yaşta olunursa olunsun egzersize başlamak için hiçbir zaman geç değil. Bu nedenle günlük egzersiz programlarını uygulayamasanız bile haftada en azından 1-2 gününüzü orta tempoda fiziksel aktiviteye ayırın. Hatta haftada 1 gün daha ağır tempolu bir egzersiz de kas ağırlığınızı artırmanıza yardımcı olacaktır. Bu tarz bir yaşam biçimiyle başta kolon kanseri olmak üzere birçok kanser türünden korunmanıza yardımcı olacaktır. Alkol tüketmeyin ya da sınırlandırın. Düzenli alkol tüketiminin larinks, özofagus kanseri riskini artırır. Alkol tüketimi ile diğer kanserler arasında da ilişki olduğu biliniyor. Bu nedenle alkol tüketilmemeli ya da mutlaka miktar sınırlandırılmalı. Tuz ve tuzlu ürünlerden uzak durun. Özellikle son yıllarda sadece kanserden korunmada değil genel sağlık açısından da tuz tüketiminin azaltılmasının önemi üzerinde duruluyor. Bu nedenle günlük tuz tüketiminin 6 gram yani silme çay kaşığından az olmasına özen gösterin. Aynı zamanda salamura, konserve, soslar, kuruyemişler ve maden suyu gibi tuz yönünden zengin ürünleri tüketirken dikkatli olun. Bugün başta akciğer olmak üzere sigaranın birçok kanser türü için en önemli risk faktörü olduğu biliniyor. Bu nedenle kanserden korunma söz konusu olduğunda ilk yapmanız gereken sigaradan ve içilen ortamlardan uzak durmak oluyor."
İHA