Japon su terapisiyle hem sağlıklı kalmanın hem de zayıflamanın incelikleri…
Her sağlıklı diyette olduğu gibi kilo vermek çok hızlı ve inanılmaz bir şekilde gerçekleşmez. Ancak kiloyu yavaş yavaş vermek son derece sağlıklı ve doğal bir süreçtir. Verilen kilonun kalıcı olması ve vücudun dengesi için yavaş yavaş kilo vermek sağlıklıdır. Fakat kilo verme hızı ve miktarı kişinin fazla kilo miktarına ve metabolizma hızına bağlı olarak değişiklik gösterir. Yani kilo fazlası çok olan kişiler daha hızlı kilo verebilirken, kilo fazlası az olan kişiler daha yavaş kilo verebilir. Ancak kiloya bağlı olmadan, su terapisi yapmaya başladıktan hemen sonra şişkinlik hissinin azaldığı, yani ödemin atıldığı söylenir.
Zayıflama süresi için ise kesin bir süre verilmez, bu durum kişiden kişiye ve uygulama süresine göre değişiklik gösterir. Su terapisi genellikle 1 ay veya 45 gün yapılırken, herhangi bir sağlık problemi olmayan kişiler tarafından her gün uygulanabilir. Böylece bir yaşam rutini haline gelerek vücudun devamlı olarak dinç ve sağlıklı kalması sağlanır.
Japonlar uyandıklarında yaklaşık 4 bardak yani 650 ml su içer ve bu suyun ısısı ılıktan biraz daha sıcak olur. Yeni başlayanlar için uyanır uyanmaz 4 bardak su içmek başlangıçta zor ve mide bulandırıcı gelebilir; ancak seviyeyi yavaş yavaş artırarak bu miktara ulaşılabilir. Örneğin, ilk hafta yalnızca 1 bardak su içilirken ikinci hafta su miktarı 2 bardağa çıkarılırsa hem mide hem de kişi bu duruma alışabilir.
Su terapisi yapmanın bir diğer püf noktası ise su içtikten sonra midenizi bir süre boş tutmayı başarabilmektir. Yani uyanır uyanmaz kahvaltı yapmamak da su terapisi ile zayıflama yönteminde son derece önemlidir.
Su içildikten sonra dişleri fırçalayıp ağzı temiz tutmak konusunda herhangi bir sakınca bulunmaz hatta bu temizlik gereklidir. Ancak kahvaltı yapabilmek için yaklaşık 40-45 dakika beklenmelidir. Kahvaltıda neler yiyeceğinize ise karışılmaz; ancak zayıflamak istiyorsanız ve su terapisini bu nedenle yapıyorsanız hafif bir kahvaltı yapmanız son derece faydalı olur. Kahvaltıdan sonra ise yaklaşık 2 saat başka bir şey yememek gereklidir. Hatta diğer öğünlerde de aynı şeyi yapmanız önerilir.
Çok eski tarihlere dayanan ve Japon kadınlarının asla vazgeçemediği su terapisi ile hem sağlıklarını korudukları, hem de güzel bir cilde sahip oldukları son dönemde yeniden gündeme geldi. Pek hastalığa karşı tedavi amaçlı uygulanan Japon su terapisi giderek ülkemizde de yaygınlaşıyor.
Su içmenin, sayısız derde şifa olduğu bilinen bir gerçek. Yetişkin bir insan bedeninin, %60’ının su olduğunu da göz önünde bulundurduğumuzda, genetiğimizde suyun ne kadar önemli bir yer tuttuğunu fark etmememiz mümkün değil.
Her dönem zayıf ve sağlıklı kalmayı başaran Japonların sırrının; su terapisi olduğu belirtiliyor. Japon su terapisi, gün içerisinde tükettiğiniz öğünleri ve su alımını zamanlamayı içeriyor. Üstelik su terapisi her sabah ilk uyandığınızda, birkaç bardak oda sıcaklığında su içmek kadar kolay…
Japon Su Terapisi Nasıl ve Ne Kadar Süreli Uygulanır?
Kabızlık, yüksek tansiyon, tip2 diyabet ve kanser gibi farklı sağlık sorunlarına göre, Japon su terapisini ne kadar süre uygulamanız gerektiğini de bilmeniz gerekiyor. Bazıları bilimsel olarak kanıtlanmamış olsa da, Japon su terapisinin pek çok sağlık sorununa iyi geldiği belirtilmektedir.
Sabah uyandığınızda ilk iş olarak dişlerinizi dahi fırçalamadan önce, aç karnına 160 ml. civarında ve en önemlisi oda sıcaklığındaki suyu içmelisiniz. 45 dakika sonra kahvaltı edebilirsiniz.
Japon su terapisinin diğer kuralı ise her öğünde yalnızca 15 dakika yemek yedikten sonra başka bir şey yiyip, içmeden önce en az 2 saat beklemenizdir.
Yaşadığınız sağlık sorununa göre uygulanma süresi değişebiliyor. Kabızlık sorunu yaşıyorsanız 10 gün, yüksek tansiyon şikayetiniz varsa 30 gün, tip2 diyabet hastasıysanız 30 gün ve kanser iseniz 180 gün olacak şekilde Japon su terapisini uygulamanız tavsiye edilmektedir.
Gün içerisinde su tüketmeyi unutanlardansanız, elinizin altında ve sürekli görebileceğiniz bir alana su şişesi yerleştirebilirsiniz. Özellikle sıcak havalarda ve spor esnasında daha fazla su içmeniz gerektiğini de hatırlatalım. Örneğin; spor salonuna giderken, renkli seçenekleri ile birbirinden şık tasarlanmış kaliteli suluk modellerinden birini tercih edebilirsiniz.
Japon Su Terapisinin Yararları;
Etkili ve kesin sonuç veren bir tedavi yöntemi olmasa da japon su terapisi; hipertansiyondan, kansere kadar birçok hastalığa iyi gelmektedir,
Sabah aç karnına içilen suyu nedeni ile gün boyu metabolizmanızın dengede olmasına yardımcı olur,
Japon su terapisi, kilo vermek isteyenlerin ve kilosunu kontrol altında tutmak isteyenlerin vazgeçilmezlerinde oluyor. Kalori kısıtlaması getirdiğinden, zayıflama da oldukça etkilidir.
Yeterince su içmenize destek olduğu için sağlığınız için faydalıdır,
Beyin fonksiyonlarının düzgün çalışmasını sağlar,
Vücudun enerji düzeyini yüksek tutmaya yardımcı olur,
Vücut ısısının dengelenmesine destek olur,
Vücuttaki kan basıncını düzenlenmesini sağlar,
Kabızlık sorununun ortadan kalkmasına yardımcı olur,
Sindirim ve boşaltım sisteminin daha verimli çalışmasını sağlar,
Düzenli ve yeterli düzeyde su içilmesi baş ağrılarını azaltmaya yardımcı olur,
Böbrekleri aktif olarak çalıştırdığından, böbrek taşı oluşumunu engeller,
Cilt ve saçların daha canlı ve sağlıklı görünmesine neden olur.
Japon Su Terapisinin Yan Etkileri Var Mı?
Su içmenin esas alındığı bu terapi için kısa sürede aşırı su tüketirseniz, su zehirlenmesi ya da aşırı hidrasyon meydana gelebileceğinden, kontrollü su içmeniz gerekiyor. Tuzun aşırı sıvı nedeniyle aşırı düşmesi ya da kanınızdaki hiponatremi söz konusu olabilir. Bu nedenle ortalama 1 litre ve civarında su içmelisiniz. Aşırı su tüketiminden kaçınmak gerekiyor.
Fazla su tüketiminin, ölümle sonuçlanabilecek kadar ciddi bir durum olduğunu da belirtelim. Hiponatremi olasılığı bulunan bireyler içerisinde böbrek hastalıklarına sahip olanlar ya da böbrek sorunu yaşayanlar, dayanıklı sporcular, uyarıcı ilaçları kötü amaçla kullanan kişiler olarak da sınıflandırabiliriz.
Kişisel sağlık sorunları, yaş ve cinsiyet, mevsim şartları, kişinin kilosu gibi değişken faktörler göz önünde bulundurularak, günlük tüketilmesi gereken su miktarı belirlenmelidir.