İster kalabalık bir dinleyici kitlesine konuşun, isterse yüzyüze... Ciddiye alınmak’ istiyorsanız, bu altı ifadeyi kullanmayın

İster kalabalık bir dinleyici kitlesine konuşun, isterse yüzyüze... Ciddiye alınmak’ istiyorsanız, bu altı ifadeyi kullanmayın
İster kalabalık bir dinleyici kitlesine konuşun, ister az sayıda insanın katıldığı bir iş toplantısında ya da bire bir, bazı ifadeleri kullanma dilinizden çıkartıp ayıklamadığınız sürece istediğiniz etkiyi yaratamaz, hatta yeteri kadar ciddiye alınmazsınız. İddialı bir konuşmacı olmak için uymanız gereken kurallara şöyle birlikte göz atalım mı?

Konuşma koçu Christina Helena, kullandığınız bazı ifadelerin sözlerinizi etkisizleştirdiğini söylüyor. Mesajınızı güçlü bir şekilde iletmek istiyorsanız hangilerinden kaçınmanız gerektiğini nedenleriyle sıralıyor.

2.jpeg

* ‘Iıııı…’

Aslında bakarsanız bir sözcük bile değil; ama çok şey söylüyor. Mesela hazırlıksız olduğunuzu, kendinize güvenmediğinizi, hatta ne söyleyeceğinizi bile bilmediğinizi… Böyle bir izlenim vermek yerine bir süre sessiz kalabilirsiniz. Bu konuşmanızı zayıflatmaz tam tersine güçlendirir.

3.jpeg

* ‘Doğrusunu isterseniz…’

Neden istemeyelim, tabii ki isteriz. Söylediklerinizin doğruluğunu vurgulamak için böyle diyebilirsiniz ama istemeden de olsa tam tersi bir etki yaratırsınız. Sizi dinleyenler zaten niyetinizin doğru söylemek olduğunu bilir. Bunu tekrarlayarak kendi dürüstlüğünüzden en başta kendiniz şüphe ediyor gibi görünürsünüz.

4.jpeg

* ‘Uzman değilim ama…’

Bilmediğiniz şeye bilmiyorum demek kötü bir fikir değil ama söze böyle başlarsanız dinleyenlerin zihninde şöyle bir soru belirir: Madem öyle niye konuşuyorsun? Tabii ki yalnızca uzman olduğumuz konularda konuşacağız diye bir kural yok, en iyisi bilginizi küçümseyip kendinizi baltalamak yerine doğrudan konuya girmek.

6.jpeg

* ‘Bence…’

İşte niyeti iyi etkisi kötü bir söz daha. ‘Bence‘ diyerek başka fikirlere saygı duyduğunuzu göstermek istiyor olabilirsiniz ama bu giriş tereddütlü ve kararsız görünmenize neden olarak sözlerinizi önemsizleştirir. Tabii ki yeri gelince ‘Bence‘ de denir ama ‘yeri gelince’ denir.

8.jpeg

* ‘Özür dilerim ama…’

Siz siz olun, bir hata için bir kereden fazla özür dilemeyin. Özür dilerken de bunu ‘ama’sız, ‘fakat’sız yapın. Özrün arkasından ‘ama…’ diye açıklamaya girişmek samimiyetinizin sorgulamasına neden olur.

7.jpeg

* Anlatabildim mi?

Uzun uzun bir şeyler anlatıp sonra da “Anlatabildim mi” demek bu işi beceremediğiniz izlenimini uyandırır. Muhtemelen bu soruyu bir ‘dolgu‘ sözü gibi kullanıyorsunuz ama hiç gerek yok. Gerçekten anlaşılıp anlaşılmadığınızı merak ediyorsanız konuşmanız bittikten sonra “Umarım anlatabilmişimdir” deyin, dinleyenin sözlerinizi sindirmesi için bir süre susun ve sorusu olup olmadığını sorun.

KONUŞMA YAPMANIN ZORLUĞU!

Topluluk önünde konuşmak birçok kişinin korkulu rüyası. Ben ne anlatabilirim, nasıl anlatayım, hayatta yapamam, kekelerim, panik atağım tutar benim… şeklinde uzar gider olumsuzlama listesi. Ve konuşma anı geldiğinde beyninizde dolaşan bu cümleler vücudunuza yayılır. Önce elleriniz terler, sonra ağzınız kurumaya başlar, yüzünüzden, kulaklarınızdan ateşler çıkar, bacaklarınız uyuşur, kalbiniz hızla atmaya başlar, mideniz karıncalanır, sesiniz titrer ve giderek kısılır. Önünüze baksanız bir sürü size bakan göz, arkanıza bakmanız imkânsız. Gitmek mi zor, kalmak mı zor?

1- Heyecanınızı kontrol altında tutun.

2- Hazırlık yapın

3- Prova yapın

4- Konuşma ritminizi ve sesinizin rengini ayarlayın

5- Sahneyi / kürsüyü iyi kullanın

6- Dinleyicilerinizle göz teması kurmayı ihmal etmeyin

7- Teknolojiyi doğru kullanın

8- Hata yapmaktan korkmayın