Özgür Özel'den Polonez'e sert uyarı: Bin pişman olursunuz
İstanbul'un Çatalca ilçesindeki Polonez fabrikasında emekçiler insani çalışma koşulları ve insanca ücret için sendikalaştı. Emekçiler, işten çıkarıldı. Polonez işçileri, direnişe geçti. Aylardan beri eylem yapan emekçiler, açlık grevine de başladı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ürdün Kraliyet Ailesi'ne mensup bir şahsın patronu olduğu Polonez'de emekçilerin direnişe destek verdi.
Özel, emekçilerin arasında Polonez'e karşı çağrı yaptı. Özel, Polonez'in emekçilerin haklarını vermezde Türkiye genelinde boykot çağrısına başlayacaklarını bildirdi.
Özel, Türkiye'de tüm emekçilerinde örgütlenmesi gerektiğini ve tüm emekçilerin arkasında olduğunu söyledi.
Özgür Özel: Bütün Türkiye'ye ibret-i alem olsun diye açıklıyorum
Özel şöyle konuştu:
"Polonez emekçilerinin onurlu mücadelenizi saygıyla selamlıyorum.
Buraya sizin gibi sokaktan geliyorum. Eylemden geliyorum. Örgütlenmeden geliyorum. Mücadeleden geliyorum. Soma'dan geliyorum. 301 madencinin altında şehit olduğu bir büyük faciadan, onun sonrasındaki bir büyük mücadeleden hep birlikte geliyoruz.
Maalesef utanç verici işler oluyor Türkiye'de. Kod 46 demek yüz kızartıcı suçtan, tazminat hakkı da olmadan, işsizlik sigortasını da hak etmeden, berbat bir şey yaptığı için işten çıkarmak demek. Sizin suçunuz, anayasada yazıyor.
"HER İŞÇİ SENDİKALI OLMA HAKKINA SAHİPTİR"
Her işçi sendikalı olma hakkına sahiptir. O hakkı kullanıyorsunuz. Emeğinizi hep beraber savunmak istiyorsunuz ve maalesef Ürdünlü şirket gelmiş Türkiye'de, satın almış, yatırım yapmış.
Bizim insanımız üzerinden para kazanıyor. Bizim emekçimizin alnının terini sömürüyor. Bu kabul edilebilecek bir şey değil.
"UTANMADAN KOD 46 YAZDILAR"
Bir de utanmadan, sıkılmadan Kod 46 diye yazıyor. Kod 46 demek, Kod 46 demek sorulduğunda "Ne suçu var bu insanların, 46 yazdın?" hırsızlık yaptılar diyor.
Sırlarımızı ifşa ettiler diye yalana da başvuruyor. Daha sonra da bakın, nasıl kendi kendine itiraf ediyor ki 4'e çeviriyor, yani haklı sebepten çıkarmaya çeviriyor.
"UTANMAZLAŞTIKLARINI İTİRAF EDİYORLAR"
Yani iftiracı olduğunu, sizin sendikal mücadele içinde olduğunuzu, sizi işten attığını ama bunu bahane edemediği için, size hırsız diyecek kadar da utanmazlaştığını açıkçası itiraf ediyor.
Şimdi bütün Türkiye'deki herkes bu şirketin ne kadar alçalabildiğini görsün.
"NEREDE POLONEZ İSMİNİ GÖRÜRSEM İFTİRACI ADINI GÖRMÜŞ OLACAĞIM"
Bu şirketin adını gördükleri yerde, size hakkını vermediği müddetçe, yani bakan söz vermiş, araya girmiş ama bu şirket size hakkını vermediği müddetçe ben Polonez ismini nerede görürsem, benim kız kardeşlerime, analarıma, bacılarıma, sadece sendikalı oldukları için hırsız damgası vurmaya çalışan bir iftiracı adını görmüş olacağım orada.
Bütün milletimizi de bütün milletimizi Polonez ismini gördüğünde bu yapılanın hesabını sormaya davet ediyorum ve bu şirkete diyorum ki:
"BİZ SANA BUNU YANINA KAR BIRAKMAYIZ"
Biz sana bunu yanında kâr bırakmayız. İşçi üretimden gelen gücünü kullanır.
Bazen de vatandaşlar, onlara destek verirken, tüketimden gelen gücünü kullanır. Polonez'i uyarıyorum. Bu işçilerle bakana söz verdiğin gibi, sendikaya söz verildiği gibi, en kısa sürede görüşüp, haklarını verip, onların sendikal mücadelesine saygı duyup bu işi tatlıya bağladın, bağladın.
Yoksa sucuğun acısıydı, tatlıydı diye bakmayacağız. Tüketimden gelen gücümüzü sana gösteririz!
Sizin yürüyüşünüzü engelleyenler, anayasaya aykırı işi kendileri yapıyorlar. Yürüyüşünüz sonuna kadar haktır. Yürümeye karar verdiğinizde de hepimiz yanınızdayız, arkanızdayız.
Hem Polonez'e söylüyorum hem Türkiye'de işçi çalıştıran bütün patronlara, şirketlere söylüyorum. Eğer işçiniz sizden razıysa biz de razıyız.
İşçinizin hakkını veriyorsanız sizin ürettiğiniz malları büyük bir keyifle, imkanlar dahilinde vatandaşlarımız tüketir ama eğer işçinin hakkını yerseniz hele hele suçsuz günahsız insanlara sırf sendikalı oluyorlar diye hırsız mırsız diye iftira atmaya çalışırsanız, o vakitten sonra işçinin biz yanındayız, karşısında olan sizin de sonuna kadar karşısındayız.
Polonez'in hakkını verdin verdin, vermedin, bir gün tüketimden gelen gücümüzü kullanma çağrısını yaparız. Ondan sonra hepiniz, özellikle Polonez işçilerinin hakkını yiyen Polonez firması bundan bin pişman olur.
Hem Polonez'in işverenine hem Türkiye'deki bütün işverenlere söylüyoruz.
İşçinin hakkını yiyenin karşısında duracağız.
O firma kimse o firmaya karşı tüketimden gelen gücümüzü kullanacağız.
Türkiye'deki tüm işçilere haykırıyoruz. Örgütlenin, örgütlenin, örgütlenin! Hep beraber başaracağız, hep beraber başaracağız, hep beraber başaracağız.
Burada gazeteci arkadaşlar çok fazla beklediler, gündemle ilgili bir şeyler söyleyelim diye söylemeyeceğim. Prensip olarak buradaki gündemin önüne hiçbir şeyin geçmemesi için sadece şunu söylüyorum: Polonez işçileri yalnız değildir, hepimiz onların arkasındayız."