Özgür Özel IŞİD tahliyesine ateş püskürdü
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Silivri (Marmara) Cezaevi'nde Esenyurt'un seçilmiş Belediye Başkanı Ahmet Özer, Soma Davası Avukatı Selçuk Kozağaçlı ve Gezi Direnişi tutukluları Tayfun Kahraman, Can Atalay, Osman Kavala'yı ziyaret etti.
Özgür Özel: Bütün Türkiye'ye ibret-i alem olsun diye açıklıyorum
Özgür Özel, tutuklamaların siyasi olduğuna dikkat çeken bir konuşma yaptıktan sonra gündeme ilişkin konuştu. Özel, Now TV'den Alican Uludağ'ın Atatürk Havalimanı'nda 45 yurttaşı katleden terör örgütü IŞİD üyelerinin yargılandığı davada 6 şahsın serbest bırakılmasına tepki gösterdi.
Özel şöyle konuştu:
Terör örgütü IŞİD. Yani hiçbirimizi Müslüman kabul etmeyen, Türkiye'de kendini Müslüman kabul eden, Müslüman olduğunu söyleyen, hiç kimseyi Müslüman kabul etmeyen Selefi gruplar, Suriye'deki, Türkiye'ye sınırdan geçip gelip Atatürk Havalimanı'nda suçu günahı olmayan 45 kişiyi tarayarak öldürdüler. 45 kişiyi.
Bunlardan üçü orada öldürüldü. 7 tanesi takip eden operasyonlarda orada ve sonra kaçtıkları yerlerde tutuklandılar, cezaevine kondular. Yargılandılar ve bunlardan, bu 7 kişiden 6 tanesi 45 kere ağırlaştırılmış müebbet aldı.
O insanları öldürme suçunu işlemek ya da o suça iştirak etmek. Alıp götürüyor, silahını oradan geçiriyor, kullanacağı mermiyi orada tutuyor, onu evinde saklıyor.
46 kez ağırlaştırılmış müebbet. 45'i ölümler, bir tanesi de anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs suçu. Tabi olduğu örgüt öyle bir örgüt ya, IŞİD. Bunlar burada 8 yıldır yatıyorlardı. 8 yıldır. 1. kademe cezayı verdi. İstinaf onayladı, Yargıtay'da bekliyor. Yargıtay ne olduysa 12 Aralık günü bu 6 kişiye verilen cezaları ağır bulmuş. Bunları bir daha yargılayın demiş ve yattığı süre alacağı cezaya yeter herhalde deyip salmış gitsin.
Bakın, o gün orada her birimiz olabilirdik. Her birimizin eşi, dostu, akrabası, evladı, anası, babası o havaalanında olabilirdi.
Göz kırpmadan vurdular. Onlar Selefiymiş, İslam onların istediği gibi yaşanacakmış, Türkiye'deki kimse onların gözünde Müslüman değilmiş, taradılar. Bu kadar cani bir örgüt. Bunlara verilen ceza çok.
Bu cezayı düşür, bu sırada da saldım diyor. Nereye salıyor? Suriye'ye salıyor. Kim salıyor? Kim salıyor? Salan Yargıtay 3. Dairesi. Kim bu daire? Can Atalay seçildiği halde salmayan daire. Kim bu daire? Somalı madencileri öldürenlerin cezalarını affeden, aldıkları cezaları bozan, alanları salan daire.
Bugün ziyaret ettiğim Selçuk Kozağaçlı'yı burada tutan daire. Bu daire şöyle bir daire, ne söylenirse onu yapan daire.
Bu daireye demişler ki; Suriye'de işler değişti. O Selefiler oldu iktidar. O Selefiler artık kahraman, devrimci. O Selefilerin arkadaşlarını salıverin gari. O Selefilerin arkadaşlarını Suriye'deki bu konjonktürden dolayı tıpış tıpış saldılar. Bakın ülkeyi yönetenlerin verdikleri talimatlar ve o talimatları uygulayanların gözü nasıl dönmüş onu görün.
Atatürk Havalimanı'nda 45 kişiyi öldürenleri bu konjonktür gereği salıyorlar. Ama bir yandan Osman Kavala'yı 8 yıldır burada tutuyorlar. 8 yıldır yatan IŞİD'çi 45 kişi öldürmüş ya da öldürecek mermiyi temin etmiş, parayı vermiş, evinde yatırmış ya da öldürmüş. Türkiye mahkemeleri ağırlaştırılmış 46 müebbet vermiş, onu salıyor. Osman Kavala kimsenin burnunu kanatmamış 8 yıldır burada yatıyor.
Selçuk Kozağaçlı 8 yıldır burada yatıyor. Can Atalay, Tayfun Kahraman 36 aydır burada yatıyorlar. Mine Özer'den Bakırköy Kadın Cezaevi'nde yazıyor, yatıyor. Çiğdem Mater Bakırköy Kadın Cezaevi'nde yatıyor. Nasıl olacak bu iş? Vicdan mı bu? İnsaf mı bu?
Gezide hayatını kaybedenler tamamı, tamamı polisin elindeki caydırıcı gaz bombasını silah gibi kullanması yüzünden hayatını kaybedenler ya da yukarıdan düşenler. Bunların elinde şu kadarcık kan var mı? Yok.
Ama onlar 8 yıl yatsın, yatmaya devam etsin. Ne eline silah almış, ne mermiye dokunmuş, ne bir şey yapmış. Sadece ve sadece Tayyip Erdoğan'ın bunlara kafası atmış. Tek sorun bu. Ve bu mesele üzerinden onlar yatacak ama Suriye'de işler değişti. 45 kişiyi katletmiş adamlar gidecek. Hadi bakalım bir dahaki mahkeme bulun onları. Suriye sınırı bu haldeyken o Selefi terör örgütü şey mi yapacak? Yargıtay'daki, pardon, 1. kademe mahkemesindeki yargılamaya mı gidecek?
Necip Hablemitoğlu, dün oradaydık. Necip Hablemitoğlu cinayetinden şüpheli, yargılanan Levent Göktaş kaçtı Bulgaristan'a. Bulgaristan'da yakalandı.
Kırmızı bültenle Türkiye'ye iade edildi. Tutuklandı. Sonra serbest bıraktılar. Gerekçe, kaçma şüphesi yok. E kaçıyor adam. Bir öncekinde kaçmış, nasıl kaçma şüphesi yok? Bakın, bir önceki salıverilmede Bulgaristan'a kaçan adamı kaçma şüphesi yok diye bırakacaksın, her sabah 8'de evinden belediyeye giden adamı kaçma şüphesi var diye burada tutacaksın.
Evladını bir kere kreşe götürmekten başka bir talebi kalmamış Tayfun Kahraman'ı burada tutacaksın. 8 yıldır bırak eline kan, bir tane sineğe dokunmamış olan Osman Kavala'yı burada tutacaksın. İş mi bu?
Bu sesimizi duyan herkese şunu söylüyorum. Bunu, bu vicdansızlığı eşinize, dostunuza, akrabanıza, komşunuza, özellikle AK Partili ve MHP'li olanlara anlatın.
45 kişiyi öldürenleri Suriye'de iktidar oldular diye güya, yönetimi ele geçirdiler diye salıyorlar. Hiçbir suçu, günahı olmayanları aynı koridorda tutuyorlar.
Osman Kavala'nın karşı odasından çıktı gitti o IŞİD'çi. Onun arkasında HTŞ var. Onun arkasında Suriye var çünkü. Hatırlayın, seçimlere gidiyorduk. 10 ay kala tuhaf bir hareketlilik oldu. Yargıtay'daki dosyalar Adalet Bakanlığı'na çekildi.
Kimin? Hizbullah terör örgütünün. Bütün Domuzbağcıların dosyalarını kanun yararına bozma yaptılar. Burayı boşalttılar. Firariler normal oldu. Kimi milletvekili oldu, kimi avukatları milletvekili oldu. Neden? Tayyip Bey Hizbullah'la el sıkıştı diye.
Domuzbağcılar, Gonca Kurişçiler, bilmem neler, Tayyip Bey'le el sıkıştılar diye geldiler. Bugün de Tayyip Bey'le el sıkıştı diye, Tayyip Bey'le, Tayyip Bey'e o Suriye'de yaşananlara mutabık olacaksın dedi diye Amerika, İsrail, burada suçsuz insanların karşı odasından 45 kişinin katilleri çıktı gitti.
Adaletse bu, bunun adına adalet diyorsanız, olmaz olsun adaletiniz. Yere batsın adaletiniz. Biz de bu adaletsizlikle mücadele edip de bu sizin haksız yere burada tuttuğunuz herkes özgürlüğüne kavuşana kadar mücadele etmezsek bize de yazıklar olsun. Sonuna kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Bu olmaz.
O 45 kişinin ailelerinden her birisi şimdi ne hissediyor acaba?