İki Hamle Ankara'da Tüm Ayarları Bozdu!

Ankara'nın merkezinde işlenen cinayet, siyasi bir suikast olarak gündeme oturdu. Detaylar ortaya çıktıkça Ankara siyasetinde işler karmaşık bir hal aldı... Bu cinayet, Gabriel Garcia Marquez'in ünlü romanı "Kırmızı Pazartesi"ye benzetilerek, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı...

ANALİZ: YAVUZ KARAMAHMUTOĞLU

Sinan Ateş'in öldürülmesinin ardından Cumhur İttifakı'nda ilişkiler eskisi gibi olmadı. İddianame çıktığında kamuoyu, bu belgenin konuyu kapatma amacı taşıdığını düşündü. MHP, bu iddialara sert tepki gösterdi ve konuyu MHP'ye getirmeye çalışanlara karşı tavrını net bir şekilde ortaya koydu.

Aylar geçti, fakat Ankara bu konuyu konuşmaya devam etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dün CHP Genel Merkezi'ne yaptığı ziyaretten sonra Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş ve kızlarını Beştepe'de kabul etmesi, dosyada yeni bir evreye işaret etti. Ve Erdoğan, Ateş'in kızlarına babalarının katilini bulmak için yardımcı olacağının sözünü verdi.

Tam bu gelişmeler olurken MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "Allah bana yeter" kelimelerinin yer aldığı yüzüğü ve elinde dosya tutarken çekilen fotoğrafı, gerilimi tırmandırdı.

Sonrasında bugün Bahçeli'nin deprem etkisi yaratan açıklaması, kamuoyunun gündemine bomba gibi düştü.

İktidara yakın gazeteler "Cumhur İttifakı'na güçlü destek" başlıkları atsalar da, açıklamanın bütününde ittifakta derin bir çatlağın oluştuğu gözle görülecek kadar netti.

Bu durumun temel nedeni olarak Sinan Ateş cinayetinden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın rahatsızlığı gösteriliyor.

AKP'li kaynaklar bu rahatsızlığı çeşitli yollarla dile getirse de kamuoyunda çok fazla anlaşılmamıştı. Ayşe Ateş'in Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ağırlanması, bu rahatsızlığın en net fotoğrafı olarak ortaya çıktı. Erdoğan, Ateş konusundan net bir şekilde rahatsız olduğunu ortaya koydu olarak yorumlandı.

Eş Ateş'in dün ve bugünkü açıklamaları da Beştepe'nin konunun üzerine daha detaylı gidebileceğinin işaretlerini taşıyor.

Bu trafik, MHP cephesinde son derece yüksek rahatsızlık yarattı. Yapılan açıklamalar, bu rahatsızlığı net bir şekilde ortaya koydu. Cumhur İttifakı'nın fiilen nasıl devam edeceği artık tartışma konusu olsa da, ruhen tükendiği gerçeği gün yüzüne çıktı.

Madalyonun diğer tarafında ise CHP ile AKP arasında yaşanan yeni trafik. Yerel seçimler sonrası belirginleşen Cumhur İttifakı içindeki rahatsızlık, CHP temasları sonrası AKP'li isimler tarafından daha rahat dillendirilebilir hale geldi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 31 Mart seçimlerinden sonra aldığı rüzgarla Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yaptığı ziyaret ve Erdoğan'ın CHP'ye yaptığı iade-i ziyaret, ittifaka son darbeyi indirdiği söylenebilir.

Özel, iki hamlede Cumhur İttifakı'nı dağıttı yorumları da yapılmaya başlandı.

CHP kaynaklarımdan aldığım bilgi, bu açıklamanın adı konulmamış erken seçim çağrısı olarak nitelendirildiği yönünde.

Bu gelişmeler ışığında Ankara'da bugünden yarına hemen bir şeyin değişmesi mümkün değil, AKP cephesinden Cumhur İttifakı'nda sahip çıkan çok sayıda açıklama görme ihtimalimiz yüksek. Bunlar zaten normal ve doğal da.

Lakin testi bu sefer çok parçalı kırıldı ve bundan sonra çatlak ses sayısı eskisinden fazla olacaktır, Cumhur İttifakı gemisinin Özgür Özel'in ekonomi ve siyasi füzelerine dayanma olasılığı düşük gözüküyor.

Kaynak:halktv.com.tr