Yol yakınken dönün

Cezaevine gelen mektuplarda yer alan bir ortak tepkiyi paylaşmak istiyorum.
Tüm bu kutuplaşmaya, yarılmaya rağmen; “ben sandığa gitmeyeceğim” diyen inanılmaz bir kitle var. Azımsanmamalı.
CHP yönetimi, “kutuplaşmanın herkesi politize edeceği” kanaatiyle, aday tercihlerinde çok keyfi davrandı. 
Ancak azımsanamayacak bir kitlenin “küskünlüğü” sürüyor.

***

Sandığa küsene ben de küserim.
CHP yönetimi yanlışlar yaptı mı? Yaptı.
24 Haziran gecesinden kalma tepkilerine yol açacak büyük hatalar yaptı mı? Yaptı.
Aday tercihlerinde eş dost akraba kriterleri belirleyici oldu mu? Oldu.
Sevgili seçmen, tüm bunların tartışılacağı zeminler vardır. Ama “seçim sandığı” o zeminlerden biri değildir.
Sen, bugün haksız hukuksuz yere beni ve demokrasiye inananları cezaevlerinde tutsak eden bir rejimin yerel iktidarlarını oylayacaksın.
“Oy atmadığında”, o rejime “oy vermiş olacaksın”.
Yani, “beni haksız yere burda tutanlara” oy vermiş olacaksın.

***

Sen sandığa git, seni rahatsız eden her şeyi birlikte, omuz omuza tartışırız.
Günü geldiğinde, meşru zeminlerde konuşuruz.
Şimdi o gün değil.

DSP ADAYLARINA DAİR 

Tutuklandıktan sonra düşündüm...
“İstifa etmeyi” düşündüm.
Düşün, aday gösterilmediğim için “tutuklanmışım.”
Bırak “koltuk sevgisini”, yürek yangınıyla düşünüyorum. Kafamda binbir türlü soru.
Sonra dedim ki; “yöneticiler geçicidir, parti Mustafa Kemal'in partisidir. Ve ben o partinin neferiyim. Gitmem, yoldan dönmem...”

***

Teklifler gelmedi mi? Geldi.
Belediye Başkanlığı adaylığı düşünmedim mi? Düşündüm.
Partime talep açmadım mı? Açtım.
Hatta “tüm anket şirketlerinin” anketlerinde %60 oy aldığım, AKP'li bir ilçeyi istedim. İstisnasız, tüm anketlerde 1.çıktığım bir ilçeye; anketlerde en yakın rakibimin 2 katı oy çıkmazsa aday olmayacağım dedim. 
Bilgi notu: “en yakın rakbiminde 3 kat fazla oy almama rağmen aday olmadım.” 
Küstüm mü? Hayır! Neden küseyim? Niçin küseyim?
İsteseydim bağımsız aday dahi olamaz mıydım? Olurdum.
Bu kime kazandırdı? “Beni bu zindana atanlara...”
Şu an tüm yakınlarım, akrabalarım; o ilçede aday olan arkadaşım için çalışıyor. Bizim anlayışımız budur.
Ya benimsin ya “toprağın” noktasında davranmak, olgun insanların davranışı olamaz.

***

Bak arkadaş!
Bizler, “bırak bir yere aday yapılmamayı, aday olamadığı için cezaevine düştüğü halde partisinden ve çizgisinden ayrılmayanlarız”.
Evet, insansız; kırılırız. Ama kol kırılır yen içinde kalır, gün gelir; meşru zeminde her mesele konuşulur der, susar; aday arkadaşlarımızın çalışmalarına omuz veririz. 
CHP'lilerin %99'u böyledir.

***

“Bana koltuk vermediler, o yüzden falanca partiye gittim” tutumu, ilkeli bir tutum değildir.
“ağımsız aday olan herkesi bu noktada ayırıyorum.” O ilkeli bir iştir. Ancak, DSP'ye giden dostlar için; “yol yakınken dönün” diyorum.
Trenden inenler için hala yol yakın.
Dönün, çıktığınız bu yanlış; bu nefsani, bu ilkesiz yoldan.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Eren Erdem Arşivi