Barış Soydan
TÜİK: Amaca giden yolda her şey mübahtır
Kutsal bir amaç uğruna gerekirse yalan söylenebileceği düşüncesi, insanlık tarihi kadar eski bir etik ilkeye, “Amaca giden yolda her şey mübahtır”a dayanır.
Bu ilke Aydınlanma düşüncesi, özellikle de Aydınlanmanın öncü düşünürü Kant tarafından mahkum edilmişti. Kant şöyle der: İnsan bir araç olamaz, yalnızca bir amaç olabilir. İnsan “kendi başına amaç” olduğu için, hiç kimse tarafından sadece bir araç olarak kullanılamaz.
“Amaca giden yolda her şey mübahtır” düşüncesine kutsal bir davaya hizmet ettiğini düşünen siyasal hareketlerde sıkça rastlanır. Kant’ın söylediğinin tersine onlarda insan araçtır. Gerekirse yalan, gerekirse yargısız infaz… Kutsal davanın yanında lafı mı olur?
Ne demişti Falih Rıfkı Atay, Cemal Paşa’yla birlikte bulunduğu Suriye’ye dair izlenimlerini anlattığı Zeytindağı’nda? “Şarkta yalan ayıp değildir.”
Felsefeyle başladım fakat amacım sözü Türkiye İstatistik Kurumu’na getirmek. TÜİK verilerinin güvenilirliğine dair şüpheler son açıklanan Mart ayı enflasyonuyla bir kez daha tavan yaptı. İktidar için amaca giden yolda her şeyin mübah olması nedeniyle TÜİK verilerinde manipülasyonun, işin normali olduğunu düşünüyorum. Diğer alanlarda yalan söyleyen bir iktidar iş resmi istatistiklere gelince doğruyu mu söyleyecek? Büyük bir çelişki olmaz mı bu?
Buna tümdengelim yöntemi deniyor. Ama ampirik veriler de manipülasyona işaret ediyor. Prof. Dr. Hakan Kara, giyim enflasyonuyla ilgili TÜİK’in açıkladığı oranın verilerle örtüşmediğine dikkat çekerek şöyle dedi: “TÜİK diyor ki topladığım giyim ve ayakkabı fiyatları 2017'den beri kabaca ortalamada yüzde 150 arttı fakat ben TÜFE altındaki giyim ve ayakkabı enflasyonunu yüzde 75 olarak ölçüyorum."
Dünya yazarı Alaattin Aktaş ise TÜİK’in açıkladığı gıda enflasyonunun komik ölçüde düşük kalmasına dikkat çekti. Mart ayında yüzde 0.69 arttığı iddia edilen taze sebze meyve fiyatlarının bir ay önce, yani Şubat’ta yüzde 32.16 arttığını belirten Aktaş, “Ocakta yüzde 21, şubatta yüzde 32, martta ise yüzde 1 bile değil! Türkiye meyve sebze bolluğuna mı kavuştu; ne oldu da fiyatlar şubata göre neredeyse hiç artmadı?” diye yazdı.
Bu kadar çelişkiye rağmen birçok kişi için yukarıdaki akıl yürütmenin yeterli olmadığını, manipülasyon iddiasıyla ilgili somut delil görmek istediklerini de biliyorum. Aralarında muhalif olduğu bildiğim ekonomistler, akademisyenler bile var. Pozitivist bir akılla hareket ediyor ve somut bir kanıt ortaya çıkarılana kadar TÜİK’le ilgili iddialara inanmak istemiyorlar.
Bu arada iktidar da manipülasyon iddialarını şiddetle yalanlıyor. TÜİK işi bağımsız iktisatçıların oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (Enagrup) hakkında suç duyurusunda bulunmaya kadar vardırdı.
TÜİK’le ilgili tartışmayı bitirmenin kolay bir yolu var: Verilerin toplandığı noktaları açıklamak.
Bunu daha önce birkaç kez yazmıştım. TÜİK’ten bu konuda bugüne kadar resmi bir açıklama gelmedi. Ama TÜİK uzmanlarının “Binlerce yer var, nasıl açıklayalım?” dediklerini duydum.
Cevabım basit: İnternetten açıklayın, rastlantısal örnek seçip gerçekleri yansıtıp yansıtmadığını kontrol edelim.
TÜİK’in veri kaynakları yanlışlayana kadar kadar tümdengelim esastır. Hemen her alanda yalanı çekinmeden kullanan bir iktidarın TÜİK verilerini manipüle etmeyeceğine inanmak büyük naiflik olur.