Fatih Ertürk
Toparlanın gitmiyoruz...!
İstanbul AKP için bir kırılma, bir direnç, bir geri dönüş noktasıydı. Bunun dışında bir başka özelliği de liderlerinin doğduğu kent, eğer başarabilirlerse saltanatın payitahtı, hilafetin yeniden vücut bulacağı eşsiz bir yeniden başlama noktasıydı. Ama artık yok. Olmadı, olmayacak, olmasına bu ülke izin vermeyecek.
Ama siyasette de umut fakirin ekmeği. İstanbul’un kaybedilmesinden hemen sonra paniğe kapılan AKP il örgütünü ve destekçilerini toparlamak isteyen . AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan, "Hatırası büyük olan bu şehirde küçük hesaplarla liderini, tabanını ve gönlü İstanbul'da olan milyonları üzenler için de muhasebe ve muhakeme dönemi! 'Toparlanın gitmiyoruz'" dedi.
Ama gerçekten artık yanılıyor…!
Ne kadar yanıldığını ona AKP içindeki siyaset yaptığı arkadaşları da hatırlatıyor. Bir yandan İstanbul’da İmamoğlu için oy veren milleti “muhasebe ve muhakeme dönemi” tehdit edeceksiniz, diğer yandan son bir umut toparlanır mıyız hevesiyle bütün inancınızı ve benliğinizi bir slogana sığdırmaya çalışacaksınız.
İnanın artık çok geç…!
Örneğin İletişim Fakültesinde sınıf arkadaşım olan AKP Gaziantep eski milletvekili Şamil Tayyar’ın bir açıklaması var. Açıklama çok net;
“Seçim aslında 6 Mayıs’ta kaybedilmişti. Milletle inatlaşılmaması gerçeğini, 17 yıl sonra biz de öğrendik. Cumhurbaşkanımıza yanlış bilgi verenler için şimdi hesap zamanı”.
Yine AKP içindeki dürüst duruşuyla hem hayret hem de saygı uyandıran AKP İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu ise sonuçları hem nalına hem mıhına denilebilinecek bir şekilde yorumladı;
"Ahlâkî üstünlüğü kaybettiğimiz için İstanbul'u kaybettik Samimi öz eleştiri yaparak yeniden ümit olabiliriz. Bunun için geçmişi ve mitleri bırakıp geleceğe ve gençlerin hayallerine bakmalı, rasyonalite, hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı ve temel haklara odaklanmalıyız".
Yani; iş o kadar kolay değil…!
Gitme zamanı geldi…!
Kimin geleceğinin de artık bir önemi yok…!
Bu ülkeye olağanüstü zarar verdiniz. Ayakları yere basmayan, çağ dışı, hiçbir pozitif geçerliliği bulunmayan, ham hayalleriniz uğruna ülkeyi “beka sorunu” yaşar hale getirdiniz. Acemi berberler gibi tıraş etmeyi milletin kafasında öğrenmeye çalıştınız. 17 yıldır; astınız, kestiniz, aldınız, sattınız, eziyet ettiniz, mazlumun hakkıyla oynadınız. Size inançlarınızın öğrettiği ya da nasihat olarak kulağınıza fısıldadığı ne varsa tam tersini yaptınız.
Kul hakkına el uzattınız..!
Allahtan korkmadınız…!
İnsanları yollara, sokaklara döküp “Yeter artık hak-hukuk-adalet” dedirtecek kadar zulüm yaptınız. Kibirlendiniz, lüks ve sefahate daldınız, kendinizi saraylara hapsedip “üç kuruş”’u eline sıkıştırdığınız yoksul ve mazlumlara hakaret ettiniz. İstanbulluya hem de Erdoğan’ın ağzıyla “Karınlarını biz doyurduk, gidip başkasına oy verdiler” diyerek aslında bu işi asla karşılıksız yapmadığınızı insanların kafasına vura vura anlattınız.
Önemli olan; 25 yıldır elinde tutup yandaşlarınız için “elma şekeri” haline getirip talan ettiğiniz İstanbul’u 800 bine yakın oy farkıyla kaybetmek değildi; siz halkın inancını ve güvenini kaybettiniz. Bu bir daha geri gelmeyecek. Bu ülkenin insanlarına bir daha asla “fakir-fukara, garip-guraba” diyerek hamaset yapamayacaksınız.
Ya da nikah yüzüğünüzü milletin gözüne sokarak; “Eğer benim bu yüzükten başka bir mal varlığım olursa bilin ki ben hırsızlık yapmışımdır, bilin ki Erdoğan hırsızdır” dediğiniz günlerin aksine çocuklarınız, damatlarınız, enişteleriniz, akrabalarınızın mal varlığı artık hesaba kitaba bile sığmıyor.
Artık zaman geldi…!
AKP grup başkanvekili aslında istemeden de olsa doğruları söyledi…!
“ ‘Toparlanın gitmiyoruz’ değil Toparlanın bu sefer gerçekten gidiyorsunuz…!”